Daha dün gibi… KKTC’nin ilan edilmesinin üzerinden 36 yıl geçmiş. Gelin bu 36. yılda ekonomimize de bir göz atalım.

Kendimi ekonomi konusunda konuşacak kadar birikimli olarak kabul etsem de ekonomist değilim. Bu bakımdan bir dostun görüşlerini paylaşacağım.   

Yazılarımı izleyenler, zaman zaman ekonomist dostum Kenan Mortan’ın bir internet sayfasında yayımlanan yazılarını bu sayfaya aktardığımı bilirler. Son olarak 2 Nisan 2019’da “NATO 70. YAŞINDA, AMA?” başlıklı yazı ile yapmıştım bunu! Daha önce de belirtmiştim: Kenan Mortan’ın yazıları “ilginç, doyurucu, güvenli ve bilgilendirici”dir. Çok sayıda haber, belge ve kitapları özümseyerek harmanlayan bu yazılardaki bilgilere ulaşmaya kalksanız, günler size yetmez, zaman sıkıntısı da çekersiniz ama Kenan Mortan’ı okursanız, bir gazete yazısıyla 9-10 dakikada, güvenilir (ki çağımızda yazılanların güvenirliliği ciddi boyutta kuşkuludur) bilgiye ulaşırsınız.

Kıbrıs’a özel ilgisi olan değerli dostum bu kez, KKTC ekonomisini didik didik etti. Gelin o yazıyı birlikte okuyalım:      

KKTC    EKONOMİSİ ve  ÖTESİ....
KKTC'nin GSMH büyüklüğü 11.6 Milyar TL. 1 $ = 6 TL hesabıyla bu 2 Milyar $ karşılığı verir. GSMH, 2010-2017 döneminde % 100 arttı. Buna karşılık kişi başına gelir dolar cinsinden geriledi. Kişi başına gelir 13.902 $. Bu haliyle Kuzey Kıbrıs ''orta gelir tuzağı'' içinde. Büyüme hızı ortalaması % 4'ün altında. Büyüme performansı ''zayıf. ''  

Güney Kıbrıs ya da resmi adıyla Kıbrıs Cumhuriyeti'nin nüfusu 2018 itibariyle  resmen 1.1 milyon. 30-34 yaş grubunun % 52'si üniversite  mezunu ve  bu AB  ortalamasının üstünde. Ülke GSMH'sı 24,4 Milyar $. Kişi başına gelir kuzeyin nerdeyse 2 katı ve 26,300 $.  GKRY'de 300.000 Euro'ya sürekli oturma izni ve 2  Milyon Euro yatırım halinde ülke vatandaşlığı veriliyor. Ekonomiye bu güne dek 4 Milyar Euro enjekte edildi. Ada halen temettü vb. gelirlere üzerinde vergi  uygulamıyor. GKRY  2017 itibariyle  İyi Ülke Endeksi 'nde  dünyada 15'inci.  İnsani Gelişme İndeksi’'nde dünyada 166 ülke arasında 33. ülke. İthalat 4.2 milyar ve ihracat  1.6 Milyar Euro. GSMH'nın % 80'lik dayanağı ağırlığı finansal sektör olan hizmetler. Yıllık turist sayısı 3  milyon. 

KKTC'nin bütçe büyüklüğü 4.1 Milyar  TL.  Bütçenin  % 25'i, 1.0 Milyar TL'i Türkiye'nin verdiği ''Yardımlar ve Krediler.” Osmanlı bütçeleri üzerinde çalışan Prof. Halil Sahillioğlu Osmanlı'nın Kıbrıs'a katkısını bütçesinin yaklaşık  % 30'u olarak hesaplar. Bu örtüşme önemlidir. Zira adanın veren / satan değil, ''alan / isteyen”   olarak yaşayabileceğini gösterir.

Bütçede en büyük kalem 3.2  Milyar TL ile  “Personel ve Cari Transferler'' kalemi. Bu kalem bütçenin % 70 büyüklüğüne  karşılık  gelmekte. Bu bütçe bu haliyle bütçe bir ''maaş ödeme''  ve  ''sosyal yardım'' ödeme kesesi konumunda. ''Maaş benzeri ödemeler'' ya da ''cari  transferler'' deyimleri  bütçe  terminolojisinde   yoktur. Maaş vb. ödemelerini yapmak için türetildiği anlaşılmaktadır.

Bütçe içinde en anlamlı gelir kalemi 1.1 Milyar TL ile ithalat vergileri.  GSMH 'nın yaklaşık % 10’unu oluşturur.  Bu ithalat vergilerini  % 100 arttırmanız  durumunda 2.2  Milyar  TL 'lik büyüklük Türkiye'nin bu ülkeye  yıllık katkısına eşdeğer olur. Ancak bu denli bir artış bile bütçenin cari vb. harcamalarının  ancak   % 68 ' ni karşılamaktadır.

Türkiye Yardımları'nın (katkısının) % 86'sı hibedir (karşılıksız bağış). Hibenin %50 'si KKTC savunma harcamalarına dönük.  2017 'deki TC katkısının  %  42 'si  (765 Milyon TL) KKTC  ''Kamu Maliyesinin Desteklenmesi''  için harcanıyor. Bu  katkı  bütçe personel  giderinin  % 25'ni oluşturuyor.

Vergi yapısı ilginç tezatlar içeriyor. Vergi gelirlerinin % 25'i gelir vergisinden. İthalat vergileri,  kurumlar vergisinin 2 katı. Motorlu kara taşıtları vergisi  mülkiyet (taşınmaz)  vergilerinden  daha fazla. Bu değer kurumlar vergisinin  üçte biri kadar.  KDV,  toplam vergi gelirleri içinde ancak %  15. Harç / Fon / Diğer  kalem gelirleri, toplam  vergi gelirlerinin  %  40'nı oluşturuyor.   

KKTC,  1983‘de kurulduktan sonra 5 ekonomik gelişme ekseni yaşadı, bu alanları denedi: 

1 - Yüksek  Eğitim Ekonomisi:

Kısa adı YÖDAK olan Kıbrıs Yüksek Öğretim Yasası’nın ilk hali 65 / 2005 idi. Bunu 40/2009 sayılı yasa izledi. Aralık 2018 itibariyle kuruluş izni alan 29  üniversite, öğrenci kabul eden 19 üniversite  ve  toplam 102.000  öğrenci var. Ancak  üniversitelerin yetersiz  “geri bağlantı etkisi''nden söz ediliyor, vatandaş  öğrenci varlığını ''akçeli'' anlamda hissetmiyor.   

2 - Kumarhane Ekonomisi:

İlk haliyle adı 1971’de kabul edildiği haliyle “Bahse Tutuşma  Evleri, Kumarhaneler  ve Kumarı Önleme Yasası.” Sonra 1984‘de bir değişimle 2009 ‘da  51 sayılı yasa  “Şans Oyunları Yasası”’ olarak değişti.  Vergisel çerçevesi  2007’de çıkarılan Şans Oyunları Hizmetleri  Vergisi Yasası.” Yasanın odak hükmü  7. maddedeki  “vergilendirme”’  hükmü. Buna göre, oyun masalarının vergisi  “brüt gelir üstünden” hesap ediliyor. Buna  göre, oyun masası işleten bir yerin vergisi ,5 masa için 3000 $  + Ek  Masa Başına 750 -1000 $’dan aşağı olamaz. Bu durumda 10 masalı bir kumarhanenin aylık vergisi yaklaşık 8.000 $/ay olmalıdır. Bakanlar Kurulu, bu vergiyi % 50 azaltmaya/çoğaltmaya yetkili. Kumarhane, ikramiye olarak ödediği paralar üstünden % 10 oranında Şans Oyunları Hizmet Vergisi öder, ancak bu miktar  ''beyan'' esaslıdır.   

KKTC‘de 26 kumarhanesi olan otel ve yaklaşık 10.000 çalışanı var. Yıllık  500.000 uçak koltuğu  kontenjanı  satın alınıyor. Bu kumarhanelerin konuğu olan insanlar resmen 700.000 geceleme yapıyor. Ancak devletin vergi geliri belli değil. Yılda 70 milyon $ kestirimi yapılıyor. Oysa 30.000 oyun masasının olduğu  varsayımıyla 400  milyon $ vergi hasılatı gerekirken, KKTC ‘nin tüm vergi geliri 2019  itibariyle  400 milyon dolar. (Bet Ofisleri ile işletme lisansının “Beden  Eğitimi ve Spor Yasası” kapsamında  verilmesi, yaşamın bir ironisi. Bu yasasın 26. maddesi ile 400 bin $’lık banka teminat mektubu bulan herkes “şans oyunları lisansı” alabilir.) 

Kuşkusuz olay “kumarhanecilik” olarak başlamadı. İstenen “turizm”  olayının serpilmesiydi. Son veriyle, KKTC 'de belgeli 134 tesisi ve 21.000 yatak kapasitesi var.  Konaklayan sayısı eldeki resmi veriyle 1 milyonun altında, 940 bin. Beş  bin insanın kumar için KKTC geldiği  gözetilirse, pür turizm yapan insan  sayısı sadece 400  bin.          

3 - Gece Kulüpleri Ekonomisi:

Yasanın adı  “Gece Kulüpleri ve Benzeri Eğlence Yerleri Yasası”’ adını taşıyor. 2000’de 7 no‘lu  yasa  ile  uygulamaya  geçti, sayısı, çalıştırdığı kadın  vb.  verileri  KKTC istatistiklerinden değil. Bunu ABD‘nin her yıl yayınladığı  “İnsan Hakları Raporu”ndan öğreniyoruz. Buna göre, ülkede 37 gece kulübü var. Burada  350-1300 arasında ''konstramatis'' çalışıyor. ABD‘ye göre ağırlığı Moldova ve Ukranya’lı olan kadınların “pasaportu elinden alınarak”  istihdam biçimi bir insan ihlali. Konstramatis kontenjanı kulübün sınıfına göre verilmekte. Birinci sınıf bir külüp, en fazla 12 konstramatis çalıştırabilir. Bu kıstasdan hareketle çoğu ''gece işçisi” kadının ''kaçak'' olarak istihdam edildiğini kestirmek mümkün. Bu ekonominin   yarattığı vergi  hasılatı ile ilgili hiç bir  ''resmi'' bilgi yok.

4-Tüp Bebek Ekonomisi:
Yasa, 2014’de “İnsan, Hücre, Doku ve Organ Nakli İlgili  Kuralları  Düzenleyen  Yasa” (57/2014) adıyla  çıktı. 30 maddeli. Denetimi ise 1998 ‘de çıkarılan 32/1998 “Özel Hastahane Benzeri Yerlerin  Denetim Yasası” ile yapılıyor.   

Halen kurulu yaklaşık 15 merkez var. Aylık tüp bebek talebi resmen  1500. Ancak bu da “beyan” esaslı. Gerçek rakamın 4 kat fazlasıyla,  6000 insanı bulduğu  yolunda kestirim var. Bu ekonomik yapı “uluslararası” özellik kazansa da, ne ödediği  vergi, ne de de diğer ekonomik girdisi hakkında  resmi  bir veri yok. Tüp bebek ekonomisinin işin ağırlıklı olarak “kayıt dışı ekonomi” yürütüldüğünü varsaymak gerekiyor.

5 - Teknopark Ekonomisi:
Teknoloji Geliştirme Bölgesi yasası, 19 Kasım 2018‘de kabul edildi. Yasa no’su 42/ 2018 ve 19 maddeden oluşmakta. Bununla KKTC‘deki genç start up‘çı  girişimcilerin “yeni ekonomi” yaratması hedefleniyor. Bunun için ODTÜ Kıbrıs içinde bir teknopark alanı belirlendi. Temeli 2017’ de atılan ve açılışı 2019 'da yapılan ODTÜ - Kaltev olarak anılan ODTÜ  Kalkanlı  Teknoloji Vadisi 15,700 m2‘lik bir alandan oluşuyor.  Tam istihdam durumunda 1500 kişi çalışacak. 2019’daki açılış töreninde ısrarla “teknoloji üretecek” söylemlerine  karşılık, bölgenin  salt  Turkcell  ve Aselsan‘ın uygulama  alanı  konumunu geçmeyeceği anlaşılıyor. Oysa  D3 ilkesiyle çalışan bölge (Düşün --- Dene --- Dönüştür) 2018‘de 13 start up’çıyı  finalist  olarak yetiştirdi. Olayın devamı anlaşılan gelmeyecek. Görünen  o ki  teknopark yarı devlet eksenli proje lab‘ı olarak kullanılacak.

Sonuç
Mevcut ekonomik yapının etkin vergilendirilmesi tek çıkış yolu olarak gözüküyor. Herhangi bir yeni sektör aramak anlamsız. Mevcut kapasiteler iyi bir vergi altyapısı sunuyor. Sorun ''erk '' olarak bu işlerin vergilendirilmesinde düğümlü.
(Kenan MORTAN)

KISA BİR DEĞERLENDİRME

Kenan Mortan’ın yazıları gerçekten de “ilginç, doyurucu, güvenli ve bilgilendirici”dir değil mi? Bu yazısı ironi ile (kara mizahla) da yüklüdür ama güvenilir (ki çağımızda yazılanların güvenirliliği ciddi boyutta kuşkuludur) bilgiye ulaştık.

Çok uzatmaya değmez. Mortan’ın kısacık Sonuç paragrafı çok şey anlatıyor: “Mevcut ekonomik yapının etkin vergilendirilmesi tek çıkış yolu olarak gözüküyor. Herhangi bir yeni sektör aramak anlamsız. Mevcut kapasiteler iyi bir vergi altyapısı sunuyor. Sorun ''erk '' olarak bu işlerin vergilendirilmesinde düğümlü.”

Bu kısacık sonuç paragrafını tek sözcüğe bile indirgeyebiliriz: “Erk!”

Bu ülkede esas sorunlarımızdan biridir “Erk” sorunu!.