ABD’nin son gafı, Güney Kıbrıs’a askeri eğitim verilmesine ve buna ilişkin fon ayırmasına dairdir.  Bu haberi ve bu açıklamaları işittiğinizde veya basından okuduğunuzda, adeta insanın Türk milleti ve Türkiye adına, “Türkiye’nin sizin için bütün yaptıkları, gözünüzde dizinizde dursun” diyesi gelir.

            İsterseniz önce ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun yapmış olduğu açıklamaya şöyle bir bakalım, sonra yoruma geçelim.

            Bakınız ABD Dışişleri Bakanı Pompeo şöyle bir açıklama yaptı:

            “ABD Dışişleri Bakanlığı, Kongre ödeneklerine ve bildirimlerine bağlı olarak, artan güvenlik ilişkileri kapsamında (Rum Yönetimine) uluslararası askeri eğitim vermeyi ve eğitim fonu sağlamayı planlıyor.  Bu adım, Doğu Akdeniz’de istikrarı sağlama adına, anahtar bölgesel ortaklıklarla ilişkileri pekiştirme çabalarımızın bir parçasıdır.”

            Bu açıklama size neyi çağrıştırıyor?

            Bence Kıbrıs’ta oluşması umut edilen barışı tesis etme gayretlerine çok büyük bir darbedir ve kesinlikle yapıcı bir yaklaşım değildir.

            Malum Aralık ayında ABD Konresinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne silah ambarosunun kaldırılması istenmişti.  “Doğu Akdeniz Güvenlik ve Enerji İşbirliği Yasası olarak bilinen yasanın bir bölümünde, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, İsrail ve Yunanistan’ın önemine vurgu yapılarak, Akdeniz, Ege ve Ortadoğu’da tek taraflı uluslararası hukuku ihlal eden ve iyi komşuluk ilişkilerini zedeleyen davranışlara karşı olduğu” ifade ediliyor.

            Evet şimdi yorumumuza geçebiliriz.

            Hani yukarıda ABD için Türkiye adına kullandığımız “Türkiye’nin sizin için bütün yaptıkları sizin gözünüzde dizinizde dursun” ifademin tam yerinde bir ifade olduğunu söyleyebilirim.  O Amerika değil mi, Ortadoğu savaşlarında kendi uçaklarını ve roketlerini Türkiye’de İncirlik askeri üssüne konuşlandıran ve savaş manevralarının kolaylaşmasını sağlayan? 

O Türkiye değil mi sırf ABD ile dostluk ilişkilerini pekiştirmek adına binlerce zavallı Türk askerini Kore’ye savaşa gönderen?

Belki unutmuşsunuzdur...

21 Aralık 1963 olaylarını başlatan Kıbrıs Rumlarının katliamları sonrasında Amerika’nın Rum yanlısı bir tutum izlemesi, birçok Kore Gazisi’ni sinirlendirmiş ve madalyalarını ABD’ye göndermesini sağlamıştı.  Amerika’nın bundan kılı bile kıpırdamamıştı.  Lakin yine de Türkiye “Amerika bizim dostumuzdur” ifadelerini kullanmaktan da kaçınmamıştır.

Henüz çok zaman geçmedi...  O Türkiye değil mi şu koronavirüs nedeniyle bütün bölgelere gönderdiği gibi ABD’ye de tıbbi malzeme gönderen?

            Daha neyi sayalım?

            Demek domuzun kuyruğunun düzelmediği gibi ABD de, Rumlar ve Yunanlılar gibi düzelmedi.  Ne yaparsanız yapınız, bu efendileri memnun edemezsiniz.  O halde Bay Pompeo’nun satır aralarındaki ifadelerinin de çok ayıp, seviyesiz ve Rum yanlısı ifadeleri olduğunu söyleyebiliriz.

            ABD, Rum askerinin eğitiminine katkı koymak ve bu amaçla fon ayırmak işgüzarlığını gösterirken, neyi murad ediyor, bunu söylesinler.

            “Doğu Akdeniz Güvenlik ve Enerji İşbirliği Yasası”nda, “Akdeniz, Ege ve Ortadoğu’da tek taraflı uluslararası hukuku ihlal eden ve iyi komşuluk ilişkilerini zedeleyen davaranışlara, ABD’nin karşı olduğuna” vurgu yapılıyor.

            Sözü edilen denizlerde kimin uluslararası hukuku ihlal ettiği ortada.  Rumlar İsrail, Yunanistan, Fransa v.s. ülkelerle ortaklık esasına dayanarak ve Kıbrıs anlaşmalarının garantörü olan Türkiye ile bir anlaşmaya gitmeyerek doğal gaz araması, uluslararası hukuka aykırı mı değil mi, bunu söylesin Bay Pompeo.

            ABD’nin bu çıkışı, herhalde Türkiye’ye aba altında sopa göstermesi gibidir.  Bugüne kadar Türkiye, gerek Amerika, gerekse komşuları ile hep iyi ilişkiler içinde olmuştur.  Lakin görülüyor ki ABD, yangına körükle gidiyor.

            ABD’nin Rum askerlerini eğitme stratejisi birden bir çağrışım yarattı kafamızda.

            Bilmem hatırlar mısınız...

            Türkiye 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs’a askeri operasyon düzenleyince Yunanistan NATO’dan istifa etmişti.  O ayrılık üzerine dönemin NATO Genel Sekreteri Joseph Luns şöyle bir ifade kullanmıştı.

             “Yunanistan NATO’dan ayrılmış.  Yunanistan’ın NATO’dan ayrılması hiç önemli değil.  Önemli olan Türkiye’nin NATO’da kalmasıdır.  Bunu neden söylüyorum?  Çünkü Yunan askerleri bir savaş esnasında silahını ve bütün mermilerini arkasında bırakıp, savaş alanını terkeder.  Lakin Türk askeri bir savaşta, ölümüne savaşır, mermisi bittiğinde süngüsünü kullanır, süngüsü kırılınca da yumruklarını kullanır.  O nedenle Yunanistan’ın NATO’dan ayrılması hiç önemli değil.”

            Bu sözleri ABD Dışişleri Bakanı Peompeo’ya hatırlatırız.  Türk askerinin disiplinini, bir savaşta onuru ve bütün benliği ile ölümüne savaştığını da hatırlatırız bu efendiye.

            Haydi eğitsinler bakalım Rumların askerlerini de görelim.  Ne halt edecekler?  Yani olası bir savaşta Rum ve Yunan askerlerinin başarı sağlayacaklarını mı umuyorlar?  Avuçlarını yalasınlar.  ABD istediği kadar Rum askerlerini eğitsin, istediği kadar para akıtsın, yine de Türk askeri ile baş edemez ve yeni gelişen dünyada Türkiye’nin savaş sanayiini de yerle bir edemezler.

            Bütün bunları onlara hatırlatma ihtiyacı duyuyoruz, çünkü Rumları ekmeğine yağ sürülmesi, insanlık kalıplarına da sığmaz.  Bir yerde ABD Dışişleri Bakanı Pompeo da uluslararası hukukun çiğnenmesine çanak tutuyor, Rumların tutum ve davranışlarına prim vermekle.

            Bu girişimin arkasında kimler vardır?  Acaba ABD’deki Rum ve Yunan lobisi mi?  ABD’de yaklaşan seçimlerde bu balligarilere şirin görünmek mi bütün mesele?

            ABD Rum askerlerini eğitecekmiş...  Hadi canım siz de!