Ben haklıyım.
Doğruyu sadece ben bilirim.
Doğruyu isteyenler benim peşimden gelsin.
Yavuz Sultan Selim, Sezar, Napolyon böyle yöneticiydiler ve anlaşılır bir şeydi çünkü devir imparatorluklar, padişahlıklar devriydi.
Yıl 2017 ve suratından dikta akan Anastasiedes’in bile ULUSAL KONSEYİ var.
O konseyin kararları dışına çıkmamaya özen gösterir.
Nedir o konseyin kararları, karar vericiler dışında kimse bilmiyor, sanki de EOKA yemini gibi, Akritas planı gibi, kararı verenlerin dışında kimse bilmiyor kararları.
Kendisine en enn muhalif görünen parti olan AKEL,  sık sık ‘ gel bu konuda ULUSAL KONSEYİMİZE bilgi ver dese de, bu ulusal konseyin  kararını nerdeyse yeminle alınmış kararlar gibi sırla saklı tutulmasında başı çekiyor.
Anastasiedes ve AKEL ve diğer elen partilerini bu konuda suçlamak ,dünyanın bütün devletlerinde dış politikaların ULUSAL politikalar olduğu gerçeğini bile isteye görmezden gelmek ve karşımızda ULUSAL POLİTİKALARINI müthiş bir sadakatle uygulayan komşularımıza haksızlık etmek olur.
Ulusal bir politikaları var ve onu uyguluyorlar, kim seçilirse seçilsin bunun böyle olduğunu, Hristofyas da göstermişti bize Papadapullos da, şimdi de sıra Anastasiedes de o da o yolun yolcusu.
Anlıyor olmamız, Kıbrıs elenlerinin bu ULUSAL POLİTİKALARININ yanlış olduğunu ve adaya anlaşma ve süreç içinde barışın gelmesi önünde en büyük engel olduğunu söyleme hakkımızı elimizden almıyor.
Bir şansımız var.
Toplanır KKTC meclisi ve gizli değil açık hatta televizyonlarda yayınlanacak bir oturumla Kıbrıs sorunun pençe penç tartışır bir karara varır ve o karar artık herkesi, tüm partileri, seçilmişleri görüşmeciyi ve heyetini bağlar.
Şansımız ne mi bu durumda açık ve net olmak gizli yol har itaları ile değil tüm dünyaya deklere edilecek bir yol haritası ile yola çıkmak büyük şanstır.
Ben yaparım, benim doğrum en doğrudur peşimden sürüklenmeye mecbursunuz anlayışı çağ dışı bir anlayıştır.
Çünkü sorun sizin tekil şahsınızın değil biz hepimiz çoğul şaşımızın hatta daha da fazlasdıdır.
Bilmem anladınız mı.