Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Obama’nın deyimi ile ‘1915 felaketi! İçin olaydan zarar görmüş Ermeniler ve onların torunları için taziyelerini belirtti.

Erdoğan’ın bu davranışı Amerika, Fransa ve AB’nin tümünde olumlu yankılar yarattı.

Taziye olayını önemli kılan bizim gazetenin yazarlarından Doç. Dr. Metin Çolak’ın dediği gibi,Erdoğan’ın yeni dönemdeki stratejilerini içermesi ve Kıbrıs Sorunu için de ipuçları vermesidir.

Yalnız Kıbrıs sorunu için de değil.

Öyle görünüyor ki Ankara yeni dönemde Ortadoğu için Amerika ile birlikte hareket edecek ve eğer aralarında bir sorun varsa bu sorunun halli için Erdoğan’ın adım atma yolunda kararlı olduğudur.

İsrail gaz stoklarının Türkiye üzerinden Avrupa’ya nakli ise ivedilik arzeden bir konudur.

Bunun için de İsrail ile Ankara’nın arasının yeniden bulunması şarttır.

Ama Ortadoğu denince ve özellikle de şu Kıbrıs ve İsrail gazı sözkonusu olunca Kıbrıs’In da Amerika Avrupa ve Türkiye için önemi bir o kadar daha artmaktadır.

Ve bu önem, gayrı öyle, Türklük- Rumluk hikayesi ile beslenemez.

Bu önem ancak ve ancak uluslararası çıkar paylaşımı ile beslenebilir.

Kıbrıs Rumunun da Kıbrıs Türkünün de anlaması gereken budur.

Yeni süreç için kafaların ve düşüncelerin yeni moda göre ayarlanması şarttır.

Erdoğan’ın gösterdiği erdemi Kıbrıs’taki iki toplum da beirbirlerine karşı göstermektedir.

Gösteremezse ne olur?

Çok şey olur; sizlerin yapamadığınızı başkaları sizler için yapar.

Geçmişte bu adada örnekleri yaşandığı gibi.

***

Toplumlar ve uluslararasındaki geçmişte yaşananların ürettiği düşmanlık sonsuza dek devam edemez.

Bir süre için bu düşmanlığın kaynakları için her iki taraf da matemlerini tutabilir.

Ama bir noktaya kadar.

Bana öyle geliyor ki Kıbrıs Türkü ve Rumun da geçmişte yaşadıkları olayların matemlerini yeterince tutmuşlardır.

Bundan böyle gereken ‘af sürecine’ girmektir.

Taraflar birbirlerini affetmek erdemini ön plana çıkarmalıdır.

Aradan 50 yıla yakın bir süre geçmiştir.

Bu sürede ulaşılamayan bir çözüm süreci ancak ve ancak böyle bir “af sürecinin” gündeme alınması ile mümkün olacaktır.

Af süreci için de, bana göre, başlangıç yapılmıştır.

Din adamlarının bir araya gelmesi güzel bir başlangıçtır.

Rum tarafındaki Kilise’den yükselen olumlu sesler vardır.

Ayni yoldan diğer kurumların da yürümesi lazımdır.

21 Aralık 1963’de olayların patlak vermesinde dahli olan tüm kurum ve kuruluşlar, legal ya da legal olmayanlar birbirlerini affettiklerini ilan etmelidir.

Bu olursa yol alınacaktır müzakerelerde.

***

Bir noktaya daha dikkatinizi çekmek isterim.

Erdoğan’ın bu taziye girişimi ana muhalefet parti başkanı da dolaylı biçimde tasvip görmüştür.

Bizim de hep birlikte yeni bir düşünce yenilenmesine girmemiz lazım.

Eski kafalarla bu iş olmaz.

Sonra bu işi yalnız müzakerecilere bırakmak da yanlış.

Konuşan bir toplum olmalıyız.

Herkes çözüm istiyor ama konuşanımız az.

Konuşun beyler, konuşun...