KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Rum Lideri Nikos Anastasiadis’e son önerisi şöyle olmuştur:

 “Geliniz Hidrokarbonlar konusunda müşterek bir komite kuralım.  Böylece, hidrokarbon konusunu  gerginlik ve çatışma alanı olmaktan çıkarıp, verimli bir işbirliği alanına dönüştürelim.”

                Şu anda Akdeniz’deki hidrokarbon araştırma şartları, Rumlarla Türklerin eşittir.  Rumlar bazı devletleri de bu projenin içine katsa da, hiçbir şey değişmemiştir.  Çünkü Türkiye, adadaki Türklerin ortak haklarını yedirmemekte kararlıdır.

                Nitekim Türkiye, Mustafa Akıncı’nın bu önerisi konusunda memnuniyet belirtmiştir.

                Tabii ki TC Dışişleri Bakanı Mevlût Çavuşoğlu’nun çok önemli desteği ve açıklamaları vardır.  Bakınız Çavuşoğlu ne demiş Akıncı’nın bu önerisi için.

                “Kıbrıs Türkleri’nin kaynaklar konusunda (ortak komite) önerisi, son derece isabetli ve zamanlıdır.  Bu önerinin hayata geçirilmesi, yeni bir işbirliği dönemi başlatacak, bölgesel barış, istikrar ve işbirliğinin gelişmesine katkıda bulunacaktır.  Öneri galir paylaşımı dahil, iki tarafın işbirliğini ve kaynaklardan eşzamanlı yararlanmalarını öngörüyor.  Fatih, Türk kıta sahanlığında.  GKRY’nin yaygara koparttığı Fatih’in sondaj yaptığı yerle ilgili deniz yetki alanı, bir sınırlandırma anlaşmasıyla belirlenmiş değildir.”

                Bu kadar iyi niyetli öneri olamaz.  Lakin her zaman kullandığımız bir ifade vardır Rumlar için.

                “Domuzun kuyruğunu kırk sene mengeneye koymuşlar ama o kuyruk hiç düzelmemiş.”

                Rumlar tıpkı inadına mengenede düzelmeyen kuyruk gibidir.  Bugüne kadar ne kadar çok öneri yapılmış kendilerine Türk tarafınca.  Ve maalesef bunların hiçbirine olumlu cevap verilmemiştir.  Türklerin tek amacı var.  O da huzur içinde komşuları ile yan yana yaşamak ve tüm ada haklarından müşterek yararlanmaktır.

                Öte taraftan Cumhurbaşkanı Recep Teyyip Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar, bir kez daha Türkiye’nin bu konudaki kararlılığını ortaya koymuştur ki, bu açıklamalar Kıbrıs Türklerine çok büyük bir huzur ve güvence vermektedir, sağ olsun.

                Erdoğan ne demiş?

                “Yavuz, Fatih ve Barbaros gemilerimiz bölgededir.  Ayrıca hava ve deniz kuvvetleri tarafından korunmaktadırlar.”

                Bu ifadelerin anlamı da şudur:

“Ey Rum milleti!  Aklınızı başınıza alın ve yeni bir durum nedeniyle yeni bir  Türk tokadı yemeyin.”

Mutlu Barış Harekatı’nın üzerinden tamı tamına 45 koca yıl geçti.  Yani 15 Temmuz Makarios darbesinin de üzerinden 45 yıl geçti.

                Rumların bugünkü gibi uzlaşmazlıkları ve Türk haklarını yiyerek bir yerlere varacakları hesapları hep suya düşmüş, hayalleri yıkılmış ve Türkiye’yi her zaman hafife almışlardır.

                Cumhurbaşkanı Erdoğan vurgu yapıyor:

                “Biz Türkiye olarak garantör ülkeyiz.  O bağlamda adadaki Türk haklarını kesinlikle yedirmeyiz.”

                Şayet 21 Aralık 1963 olaylarını da hesaba katarsak, Türk haklarının yenme süresi, tam elli altı yıla tekabül eder.

                Adanın bölünmesi de Rumların herhangi bir paylaşımı ve ortaklığı kabul etmemesinden ileri gelmektedir.

                Rumlar tek taraflı olarak AB’ye girmekle,Türkiye ve Kıbrıs Türkleri’nin adadakli haklarından vaz geçecekleri düşüncesiyle hareket ederler ve edeceklerse çok yanılırlar.

                Kleridis hatırlarında şöyle der:

                “Keşke Denktaş’ın Birinci harekattan sonra yapmış olduğu önerileri kabul etseydim ve yüzbinlerce Rum topraklarından olmaz, ada da bölünmezdi.”

                Yakın bir zamanda ölen Rum eski başkanlarından Hristofyas Başkan seçildikten sonra se şu itirafta bulunmuştu:

                “Türk askeri kendi başına gelmedi.  Türk askerini ve Türkiye’yi adaya bizzat kendimiz davet ettik, kendi hatalarımız yüzünden.

                Eeee....Şimdi Akıncı’nın yapmış öneriyi dün Rum siyasi parti başkanları konseyi incelemekteymiş.  Herhalde gazetemiz yayına girdiği bu saatlerde Rumlardan olumlu bir yanıt olmamış olacağız.

                Daha ne diyelim ki...  Şayet domuzun kuyruğu düzelirse, Rumlar da Akıncı’nın bu teklifine olumlu cevap verecektir.