Rum toplumu lideri Nkos Anastasiadis’in son açıklamaları, bırakın Türk tarafını, Rum tarafından daha da sert tepkilere yol açtı.  Zaten açıklamaları Türk tarafını türlü ayak oyunları ile yetki paylaşımında tuzağa düşürüyor.
Anastasiadis son açıklamlarında, “desantralize”den söz etti.  Onun bu açıklamaları gerçekten her iki tarafta da karışıklığa ve görüşmeler yolunun tıkanıklığına bir zemin oluşturdu.
AKEL, Anastasiadis’in son açıklamalarının “kafalları karşıştırdığını ve kaygıyı gideremediğini vurgularken, DİKO ve EDEK de, “son on yoldır izlenen poltikanın başarısızlığının tescil edildiğine” parmak basıyor. Bir diğer deyişle, “Anastasiadis sen resmen Kıbrıs görüşmelerinde başarısızsın ve kendi çelişkilerinle mideyi bulandırıyorsun” demek isteniyor.
AKEL Basın sözcüsü Stefanos Stefanu’nun şu açıklamaları hayli ilginçtir.
Bakınız nasıl eleştiriyor Anastasiadis’i:
“Yani desantralize dilebilecek yetkiler var mı, veya hangileridir, bilmeden meseleyi açtı.  Başkan, Kıbrıslı Türklerin Bakanlar Kurulu’nda olumlu oyunu kabul ederken, aynı zamanda East-Med için Kıbrıs Türk olumlu oyunu nasıl bulacağını soruyor.  Acaba Başkan bu konuyu da mı yeniden açmak istiyor?  Bu şekilde müzakerelerin yeniden başlayabileceğine gerçekten inanıyor mu?  EastMed  gibi uzun soluklu bir planın Kıbrıslı Türkler için hayati önemde olmadığına mı inanıyor?  Bu, MEB’in federal yetkileriden olacağına dair teyitlerine uyuyor mu?”
Görüyorsunuz değil mi?  Anastasiadis çelişkiler içinde yüzüyor.  Bu açıklamalar, gerçek anlamda Anastasiadis’in yeni bir görüşme zeminine dinamit koyduğu izlenimini veriyor.  Ki bütün bunları kendi toplum partileri bile bir balyoz gibi başına vuruyor adeta.
Bu son günlerde sürekli kullanılır hale gelen “destantralize” kelimeciği siyasal literatürde yeni yeni duyulmaya başladı. Veya yeniden gündeme gelir bir kelime haline geldi. Bunun ne anlama geldiğine şöyle bir parmak basalım. Bakınız “detandralize” kelimeciği bilimsel olarak nasıl yapılmış bilir kişiler tarafından:
“Stantralize, yerelleşme, merkezi yönetimin yetki ve sorumluluklarının taşra birimlerine dağıtılmasıdır.  1990’lı yıllardan itibaren yaygınlaşan bir kavramdır.  Her ülkede veya sistemde farklı amaçlar için kullanılan yerelleşme, devlet örgütlenmesinin yerelleştirilerek, ‘yerellik’ esasının kurulması temelinde hayata geçirilmiştir.  Son 10 yılda gelişmekte olan ülkelerde yaygınlaşmıştır.   Yetkilerin ve kaynakların yerelleştirilmesi, demokratikleşmenin bir gereği olarak görülmektedir.  Bu şekilde merkezi ve yerel yönetimin bazı kazançları ortaya çıkmaktadır.”
Esasında bu kavram karmaşası içinde, Türklerin yetkilerini kısma ve yetkisizleştirme, bunun yanında eşitsizlik gerçeğini ortaya koymaktır, Anastasiadis’in niyeti.  Nitekim kendi muhaliflerinden de ona sert bir tepki gelmiştir.
Hal böyle iken, Türk tarafı Anastasiadis’e ve dolayısı ile Rumlara nasıl güvensin yeni bir gelecek için?
Bütün dünya üzerindeki eski politikacıların çok önemli bir taktikleri vardır.  Bir konuda sıkışıp kaldıklarında, mutlaka gündemi değiştirecek birşeyler atarlar ortaya, sırf kamuoyu bir süre bununla meşgul olsun, siyasal cephelerde zıtlıklar oluşsun ve zaman kazansın diye.
Bana göre Anastasiadis’in ortaya atmış olduğu şu “desantralize” ifade ve fikri, tamamen buna yöneliktir.
Hani derler ya...
“Bir deli kuyuya bir taş atmış, bin tane akıllı o taşı kuyudan çıkartamamış” diye...
Şimdi Anastasiadis’in yaptığı da resmen budur.  Sanki o fikirler ve öneriler kabul görecekmiş gibi... Beşli Konferansta bir yere varılamadıktan sonra bundan sonra hiçbir yere varılamaz Kıbrıs sorununda. Bırakın Anastasiadis’le Rum partileri kendi aralarında kendi kozlarını paylaşsınlar ama bizim de huzurumuzu bozmasınlar.
Bence KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın son girişimleri ile yapılan görüşme sonrasında Nikos Anastasiadis’in böyle bir açıklama yapmasını temin etmesi, rsmen Rumların son maskelerini de düşürdüğü anlamına gelmiyor mu?
Yetki paylaşımıymış, güvenmiş, Anayasal haklarmış, desantralize’ymiş...  Bunların hepsi palavra.  Ondan ötesi 
hikaye...