Bulmak değildir sanat

Bulamamaktır.

Aramaktır.

Başının belasını arar.

Ve bulur buldukça onsuz olamıyacağına tiryaki olur

Ve vurur kendini Orhan Abi’ye “ben zaten her acının tiryakisi olmuşum”

Acıların arkadaşıdır sanat ve çocukların.

Picasso’nun, Miro’nun, Chagall’ın, Debussy’in, Pollock ve Leger’in diğerlerinin çocuk resimlerine varmalarının nedenidir çocukların ilâhi saflığı masumluğu.

Bir çocuklar masumdur bir de tanrı.

Çocuklar da acının tiryakisi edilmişlerdir zorla.

Kainatın çocukluk hali neydi nasıldı diye sorun kendinize ve dönün yanıtı için çocukluğunuza.

Masumiyetinizi ne zaman yitirdiniz ve mahremiyetinizi.

Çocukken özeldiniz girdikçe büyüklerin zaptu raptına yitirdiniz önce neşenizi ve işgali sürdükce otoritenin tepenizde kalıbına girdiniz toplumun.

Artık çocuk değilsiniz dendi ve oyun yasaklandı.

Büyüyordunuz, cocacola şişeleri gibi bir örnek oluyordunuz yek diğerinin aynısı ve suça batıyordunuz istemeseniz de.

Sıraya sokuluyordunuz otorite tarafından.

İnsan olan çocukluğunuz devriliyordu işci memur müşteriye doğru.

Artık siz değildiniz siz ve kim olduğunuzu öğrenmek için kimlik kartınıza bakıyordunuz siz de. Plastikle çevrelenmiş bir nylonsunuz..

Çocukluğun yeniden keşfidir sanat.

Aramaktır sanat.

Sanatcı arar, binlerce yıl belki de milyonlarca geride kalmış çocukluğunu arar insanlığın.

Boşuna değildir Dağlarca gibi filozof bir şairin kitabına “çocuk ve Allah” adını koyması

Çocuk saftı arı duru ve büyüdükçe evrildikce insan önce toplumsal yaşama ve toplumsal yaşam da aileye kabileye aşirete köye siteye devlete dine düzene kirlendi.

Biz büyüdük ve kirlendi dünya der bir şarkı.

Şarkılar söyler hakikati oyunlar romanlar resimler şiirler ve oyunlar. Sanattır bunların genel adı.

Ve sanatçı yorulmak bilmez arayıcı

arar

Ve bulamaz

Katledilmiştir çünkü insaniyetlik.

Ne gam bir gün bir çocuk derininden yüreğinin çekip çıkaracaktır ve hayat yeniden başlayacaktır.

Aramak en deva bulmaz yaramdır benim, kanasın aşk basıyorum yarama