Ulu Önder Kemal Atatürk’ün ölümünün üzerinden tam 79 koca yıl geçti.  O kadar yıl geçti ve ona olan millet sevgisi hâlâ tazeliğini koruyor.
Şu veya bu şekilde, milli günleri kutlamalarda ve meydanlara asılan bayraklarda hep onun ruhu ve varlığı vardır.
Biz Kıbrıs Türkü’nün yüreğindeki Atatürk sevgisi, bütün Türklerin gönüllerindeki sevgi ne ise bizde de odur.  Ulusal davada verdiğimiz mücadele yıllarında İngiliz’in acımasız uygulamalarında “Atatürk ve bayrak yasağı” vardı.  Yıllarca Kıbrıs Türkü, Anavatan Türkiye ve Atatürk özlemlerini hep yüreklerinde bir volkan gibi sakladı.  Her an için o volkan patlamaya ve isyan etmeye hazırdı nerdeyse.
İngiliz Kıbrıs’ı kendi koloni zincirine katınca, bütün bayraklarımızı gönderden indirmiş ve tümüne İngiliz bayrağı çekmişti.  Sadece o mu?  O acımasız uygulamalara bir de İngiliz Kraliyet Marşı’nı ekledi hayatımıza.  Her hafta başı ve hafta sonları hatırlıyorum göndere çektiğimiz İngiliz bayrağını ve Türkçeleştirilmiş “Yaşa Kralımı” sözleri ile başlayan o marşı.
Ne kadar acıdır değil mi?
Bizden önceki nesiller, Kıbrıs’ın bir törenle Atatürk Meydanı’ndaki o yuvarlak taş kürsüden İngiliz’lere devredilişine şahit olmuşlardır.  O sahneleri gören ve o acı devir-teslim  törenini izleyen Türklerin bazıları derhal adayı terketmişler ve Türkiye’nin çeşitli kentlerinde kendilerine yeni bir hayat kurmuşlardır.
Mesela Birinci KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın dedesi Mehmet Efendi’nin o anı yaşayışını ve isyanlarını Denktaş Bey anılarında anlatıyor.  Denktaş Bey’in dedesi Mehmet Efendi ne demişti o gidişe?
“Gittiler ama yine gelecekler!”
Yıllar sonra gelmedi mi o kahramanTürk askeri?
 Lozan Anlaşması ile Türkiye’nin avuçlarından kayıp giden Kıbrıs, On iki Adalardan bazıları ve Musul Atatürk’ün yüreğinde bir çivi gibi kalmıştı.  Hatta Kurtuluş Savaşı’nda söylediği o anlamlı söz tarihe geçmişti.  Atatürk Kıbrıs’ı kastederek, “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” dememiş miydi?
Orduya söylediği cephe sözleri hayli etkileyici ve çarpıcıydı.
“Savunma hattı yoktur, savunma cephesi vardır.  O cephe bütün vatandır.Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla sulanmadıkça, düşmana terk olunamaz.” 
Mustafa Kemal Conkbayır’a çıkarken dağınık olarak çekilmekte olan er grubuna şunları söylemişti:
“Neden çekiliyorsunuz?  Düşmandan kaçılmaz, düşmanla savaşılır.  Cephaneniz kalmadıysa süngüleriniz vardır.  Süngü tak,  yere yat...  Ben size taarruzu emrediyorum.  ÖLMEYİ EMREDİYORUM.  Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve komutanlar gelebilir.”
Ve o emirle Conkbayır’da bütün düşmanı temizledi ve topraklara egemen oldu.
Ata Adana’da yaptığı konuşmasında şöyle demişti:
“Kırk asırlık Türk yurdu, ecnebi elinde esir kalamaz.”
Bu sözlerin derinliğinde bence Kıbrıs da vardır.  Genel anlamda elden giden topraklar, onun için yeniden kazanılması gereken vatan topraklarıdır.
Atatürk’ün ömrü Kıbrıs’ı geri almaya yetmedi maalesef.  Ancak verdiği mesaj, Türk milletinin yüreğine bir çivi gibi saplanmış ve onun güdümlü bir mermi gibi beyinlere kazıdığı gerçek, “Ben ölsem bile Türk milletinin haklarını arayınız ve esir Türkleri mutlaka kurtarınız” mealindeydi.
İşte Ulu Önder Atatürk’ün verdiği o güçlü mesaj ve beyinlere işlediği vatan ve bayrak sevgisi, Mehmetçikle taçlandı ve Kıbrıs’ın düşman elinden kurtuluşu öyle gelişti.
Bütün Kıbrıs’ı alamasalar da, yarım Kıbrıs’la iktifa edildi ve biz Kıbrıs Türklerine onurlu bir gelecek ve vatan toprağı armağan edilmiş oldu.
Bir kez daha Ulu Önder Atatürk’ün aziz hatırası önünde saygı ile eğilir, ona olan sadakatimle onun yolunda yürüyeceğimizin vaadini veriyor ve o vaadle torunlarımı yetiştiriyorum.
En büyük kimdir?
En büyük varlık önce Allah, sonra da Atatürk ve Türk’tür.
Bu ifadeler gerçekleri anlatıyor.  Kim ne söylerse söylesin ve düşünsün.  Bunlar bizim gerçeklerimizdir.  Türkiye düşmandan kurtuldu ama biz, yanıbaşımızdaki beladan tam olarak kurtulamadık maalesef.  Yanıbaşımızdaki komşularımız Pontus bozuntusu Rumlar, mümkün olsa hepimizi bir kaşık suda boğacaklar.  Ama sağ olsun kahraman Mehmetçik hemen başucumuzda ve onurlu yarınlarımızdadır.
Yattın yer cennet olsun Ulu Önder Atatürk!  Şunu bilmelisin ki sen, adı Türk olan bütün insanların yüreğinin en derin ve en mutena yerindesin, sevgili Ata’m...