Avrupa Parlamentosu’nun 26 Kasım 2020 tarihinde Rumların çıkarlarına yönelik almış olduğu tavsiye kararı,  resmen Rum kaşığı ile yemek yemeye benzer.  Böyle bir kararın çıkması hiç de sürpriz değildir.

            Görüşülen konunun adı “Türkiye ve Kıbrıs Türklerinin çıkarları” olunca mutlaka bu tür kararlar çıkıveriyor Avrupa Parlamentosu’ndan.

            Kararın içeriğine şöyle bir bakalım...

            “Maraş’ın bir kısmının açılmasından vaz geçilmesi, Türkiye’nin bu konudaki eylem ve açıklamalarının kınanması, iki bölgeli ve iki toplumlu federasyonun desteklenmesi...”

            TC Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü  Hami Aksoy’un bu karara ilişkin tepkisel açıklamasında kullandığı bir ifade vardır.  O ifade de şuydu:

            “Bu karar, Güney Kıbrıs Rum Yönetmi’nin dikte ettirdiği bir karardır.”

            Ne kadar doğru söyemiş Hami Aksoy.  Yani yukarıda ifade ettiğim “Rum kaşığı ile yemek yiyen AP” tanımlamama aynen uyuyor.

            Gerçek o değil mi?

            Rumlar istediklerini AP’ye ve AP içindeki yandaşlarına dikte ettirdiler, sonra da AP, bu kararı üretti.

            AP’nin bu karara ek olarak Türkiye’ye yaptırım uygulanması önerileri de var.

            Gerçekten öyle anlaşılıyor ki AP, Kıbrıs sorunundaki incelikleri ve Kıbrıs sorununun çözümünde kullanacağı anahtarı bilemiyor, bu kapının açılması için.

            AP, “Türkiye Maraş kararını geri alsın” diyor da, Maraş’a kendi mallarına dönmek isteyen Rumlara fenalık ettiğinin farkında değil.  Halbuki Rumların eski mallarına dönmesi, belki de Kıbrıs sorununun çözümünde anahtar olacaktır.  Lakin hala olaya, Rumların “at gözlüğü” ile bakıyorlar.  Daha ötesini göremiyorlar.

            Savaşın getirdiği bir corafyadır Maraş Bölgesi.  Orada sadece Rumların değil, Vakıfların da dünya kadar malları var.  Bir diğer deyişle çizilen özgürlük hattımızın içinde kalıyor Maraş.  KKTC ne karar alırsa, o karar geçerli olacak.  Lakin TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Maraş’taki mallarına dönmek isteyen Rumları yüreklendirerek ve cesaretlendirerek, “Mal Tazmin Komisyonu’na baş vurunuz” diyorlar. Doğru da söylüyorlar.  Şu Kıbrıs meselesi nasıl çözülecek Allah aşkına?

            Bugüne kadar kaç tane Rumun Mal Tazmin Komisyonu’na başvurduğunu bilmiyoruz.  Herhalde vakti gelince Komisyon başvuru sayısını açıklayacaktır. Sanırım bu rakam gün be gün artmaktadır ve artacaktır da.

            Avrupa Parlamentosu ile Rum Liderliği sordu mu Maraş’ta mal bırakan Rumlara, “Maraş’a dönmek ister misiniz?” diye.

            Hele bir sorsunlar bakalım, ne cevap alacaklar.

            Hani derler ya, mal canın yongasıdır diye.  O bağlamda Maraş’ta mal bırakan insanların yürekleri yakıyor.  Esasında Ersin Tatar’ın dediği gibi, “Maraş’ı açmakla insani bir görevi yerine getiriyoruz” gerçek anlamda.  Lakin AP, Rumların yanlış yönlendirmeleri ile Maraş’ta mal bırakan insanlara resmen kötülük ediyor, böyle bir karar üretmekle.

            Yani Maraş’ta mal bırakan bu insanlar AP’nin bu saçma ve gerçeklere dayanmayan tavsiye kararına uyacaklar mı?  Bu bir korku veya korkutmak mı?

            Yoksa Rum liderliği Maraş’ta mal bırakan kendi insanlarına, “Ey Maraşlılar, bekleyin, bu işi AP ele aldı.  Yarın bu işi kökünden çözecek ve tümünüz de Maraş’taki mallarınıza dönecek, Maraş da bizim topraklarımıza dahil olacak” mı diyecek?

            Hadi canım siz de...  Bugüne kadar Rum liderliği kendi halkına ne zaman söyledi gerçekleri?  Ne zaman halkını o gerçekler doğrultusunda yönlendirdi?  Hiçbir zaman.

            Bir ara Rumların bir eğitim görevlisi şöyle bir açıklama yapmıştı:

            “Biz Rumlar, Kıbrıs halkından ve gençlerden yaşanan Kıbrıs gerçeklerini doğru aktarmıyor ve yanlış yönlendiriyoruz.  Onlara, Türk düşmanlığı aşılıyoruz. Kitaplarımız da böyle yazıyor.  Kıbrıs sorunu böyle çözümlenemez.”

            Daha ne diyelim ki...

            İşte bal gibi de herşey ortada.

            Avrupa Parlamentosu Rum kaşığı ile bu yemeği yedi ve yemeye de devam ediyor.  Bırakın yanlış yapmaya da devam ediyorlar.

            Türkiye doğru strateji ve doğru kararlarla yoluna devam ediyor ve hem kendi çıkarları, hem de KKTC çıkarları için herşeyini ortaya koyuyor.  O nedenle Türkiye’nin bu tür saçma “tavsiye kararlarına” karnı toktur.

            Kısacası AP, Rumlara fenalık ettiğinin farkında değil.