Futbolu sevdim ben. 

Herhangi bir takım değildi futbolu sevdiren. Futbolun kendisi sevdiricidir kendini.
Boş arsada ya da sokağımızda kale direği niyetine taş koyarak ya da sırtımızdan çıkardığımız kazağı koyarak oynayabilirdik, bizden biri olurdu top. 

Ve bu top meşin yuvarlak ya da marka “ball” olmak zorunda değildi. Lastik plastik de olabilirdi ve hatta kâğıtları, paçavraları sarıp sarmalayıp elciklerimizle yaptığımız top da olabilirdi. 

Oynuyorduk işte, top ne kadar bizdense biz de o kadar ondandık. 

Çok sonra tanıştım Yenicami Ağdelen Külübü ve Fenerbahçe ile. 

Kıbrıs’ta YAK, Türkiye'de FB takımım oldu. Nasıl olmasındı, İngilizlerin Best’inden önce YAK’ın Zihni’si vardı, Fener’in de Lefter’i, Can’ı Birol’u. 

Futbolu sevdimdi ben. Sivori’yi, Jimmy Graves’i, Riviera’yı,, Puskaş’ı,  Di Stefano, Ginola, Futre, Ronaldinho ve gibilerinin oynadığı oyun sevilmez miydi?

Sevdim. 

Sonra futbol kendine ve biz çocuklara ihanet etti. 

Terk etti mahalleleri ve çocukları. 

Marka adı verilen bir sahtekarlığa tutuldu.  

Ve bu sahtekârlık, futbola, Ahmet Tarık Tekçe’nin, Erol Taş’ın, Tecavüzcü Çoşkun’un, Önder Somer’in Yeşilçam filmlerinde yaptığı kötülüklerin ve taciz, tecavüzlerin bin beterini yaptı futbolun kendisine ve futbolu da yedeğine alarak işbirliği içinde dünyanın bütün çocuklarına. 

Dedi ki, “Ball adına konuşan çok uluslu kuruluşlar, marka krampon giymeyen ayaklar topu tepikleyemez.” 

Dedi ki, “Futbol ile dünyanın masumiyet göstergelerinden birini tepikleyen çok uluslu kuruluşlar, her biri bir çocuğun 6 aylık beslenme gideri fiyatına satılan bu FORMALAR giyilmeden futbol sahasına çıkılamaz.” 

Bir oyundu futbol ve renkleri de çocukları ayıran değil, birleştiren renklerdi, futbolu sektör haline getirenler içinse futbol, ARENALARDA yapılan savaştır ve renkler de insanları düşman kılan ÜNİFORMALAR oldu. 

Kagawa’lı, Soldado’lu, Diagne’li, Sosa’lı, Robinho’lu ve Eyanga’lı, Oketola’lı sömürü ve savaş oyunları size kalsın. 

Ben sokaklarda, okul bahçelerinde oynayan çocuklara rastlarsam seyredeceğim. Siz şirket reklam yaftası olan o gladyatörlere bakıp para harcayabilirsiniz. 

Aldığınız her bir forma size gayrı insani ama mutlaka ticari meta olarak dönecektir