‘’Bu yazım; yürekleri evlat sevgisi ile dopdolu, sadece evlatları, aileleri için değil, o cesur yürekleri: Ülkemizin bölünmez bütünlüğü, birlik ve beraberliğimiz, şanlı bayrağımız, müreffeh geleceğimiz için çarpan babalarımıza ithaf edilmiştir.’’

    21 Haziran ‘’Babalar Günüymüş!’’ Öyle mi çocuklar?

     Aslında, evlatlar için çarpan yüreklerin özel bir günü olmadığı gibi! Yürekleri ana ve babaları için çarpan evlatlarında özel bir günü olmaz bilirim ben!   

     Ama öyle tanımlamışlar! Bu duyguları pazarlayan, kazanç kapısına döndüren o çokbilmişler! Emperyalizmin temsilcisi küresel güçler!

     Analar günü, Babalar günü, Sevgililer günü, Tüketiciler günü, Günü, Günü, Günü! Yılın her gününe bir isim vermişler!

     Ya bu isimleşen günleri, hayatın acımasızlığı içerisinde bilmeden, görmeden, tadamadan gidenlerin gününün adı ne olacak?

     Ya da türlü senaryolar, uyduruk nedenlerle özgürlükleri ellerinden alınan insanlarımız için bu belli günler nasıl adlandırılacak?

     Hatırlar mısınız yıllar öncesinden:

     O karaelması çıkarmak için yerin yedi kat altında kömür karasına bulanmış gözlerdeki acılı bakışları! Kan çanağına dönmüş gözlerden akan yaşları!

     O bakışların sahipleri de babaydı…

       Ya onlarla birlikte aynı işi yaparken grizu patlaması ile kaybolan evlatların hayatlarını, ailelerini geçindirmek uğruna hayatını feda eden babaları!

       Onların ardından, ‘’ Bu mesleğin kaderinde ölüm de var!’’ Diye yapılan yorumları…

       Ya kışın dondurucu ayazında, Ankara’nın göbeğinde kurulan bir çadır içinde işten atılan tütün işçilerinin aylarca sürdürdüğü onurlu duruşu… Yanında eşleri ile bütünleşmiş işinin, emeğinin hesabını sormak için toplananları... Üzerlerinde kefen, alınlarında al bantları ile ölürüz ama emeğimizi teslim etmeyiz diye haykıran cesur yürekli babaları…

       Kimisinin sesi Silivri’den, kimisinin sesi ise Hasdal’dan duyulmuştu…

       Komutanı, Siyasetçisi, Bilim adamı, Gazetecisi, Tüccarı, Yazanı, Yazılanları basanı, ama hepsinin yüreğinde aynı sevda, aynı duygular, sadece vatanımızın aydınlık geleceği vardı. Onlar, özgürlükleri alınmış ama vicdanları, şerefleri onlarda kalmış babalardı…

         Kimileri işsizdir! Ama yüreği zengindir, cebindeki son kuruşu bile paylaşır kendisinden daha fakir olanınki ile!  Ailesini aç bırakmamak adına aç gezer, tokum der! Yüreğindeki evlat sevgisi, ailesine olan bağlılığı olur, ona bal ile şeker.

      O da babadır, ayağında altı delik pabucu, yamalı pantolonu olsa ne yazar? Onun sevgi dolu koskoca yüreğinde, hem evlat sevgisi, hem de vatanına olan bağlılığı var…

       Hissediyorum şimdi soran gözlerinizdeki anlamın ne olduğunu! Bütün bu gerçekleri neden hatırlattığımı?

      Etrafınıza iyi bakın çocuklar, sadece bakmayın görün tüm bu yaşananları, bu acılı günleri yaşatanları unutmamanız için yazdım bu gerçekleri.

     Okuyun, öğrenin önce Atatürk’ten bize miras kalanları. Pozitif bilim size yol göstersin, bağnazlık değil!

      Bağımsız hukukun gücü yolunuzu aydınlatsın, kimilerinin kendi çıkarlarına göre yorumladıkları hukuk değil!

      Demokratik tüm haklarınızın, din ve vicdan özgürlüklerinizin gücü; rehberiniz olsun. Ülkemiz için hizmet edin, birilerine kulluk etmek için değil!

     Sizi yönetenleri iyi izleyin, icraatlarına iyi bakın, iyi tartın!

      Ülkemizin geleceğini, ülkemizin milli kazanımlarını, kendi şahsi çıkarları uğruna feda edenler, görmezden gelenler var ise; Atatürk’ün milletimize hitabı, ‘Nutuk’u’ ve o muhteşem söylemlerinin içerisindeki, Türk Gençliğine hitabını hatırlayın…

     Kaç yıldır bilirim benim gibi hisseden tüm babaların yürekleri buruk ve acılıdır. Al Bayraklarımıza sarılmış gencecik bedenlerin sızısı düşer yüreklere…

    Feryatları yükselir ülkemizin her yanından anaların, babaların, bacıların, evlatların bağırlarından. Onlar da baba, onlarında babaları var…

     21 Haziran, onların da BABALAR GÜNÜ!

      Ama o günün sevincinde, onlar olamayacaklar, sevgi dolu yürekleriyle evlatlarını bir daha kucaklayamayacaklar!  

    Ne dersiniz beyler, ağalar? Yürekleri parçalayan bu görüntülere çare bulamayan, türlü açılım sahipleri!

    Ya sizler?  Ülkesinin kimliğini taşıyıp, ekmeğini yiyen, kazancını bu vatan topraklarından elde ettiği halde kendi insanının kanını emenler, Mehmetçiklere kurşun sıkmaktan çekinmeyen teröristler, eşkıyalar, onları yönlendiren işbirlikçi hainler! Unutmayın ki, milletimiz ne bu topraklardan, ne de bu uğurda şehit olmaktan vazgeçer.

    Sevgili çocuklar şimdi sizlerden bir ricam var!    

    21 Haziran Pazar sabahı babanızın elini öptükten sonra, onları da unutmayın…

    Tutun sevgili eşinizin, canınızdan çok sevdiğiniz çocuğunuzun ellerinden; yanınızda bir demet çiçek, o da olmaz ise yüreğinizden taşan sevgi demetleri ile en yakın şehitliğimize gidin…

     Her birinin başucunda bir güneş gibi parıldayan, ilk gördüğünüz ay yıldızlı bayrağımızın dibinde durun; orada yatan şehidimize dualar okuyun...

    Babalar günümüzü orada, o kutsal mekânda, ‘ŞEHİTLİKTE’ de kutlayın çocuklar.

    Çünkü hayatlarını aziz vatan topraklarımızın aydınlık geleceği için seve, seve feda eden o cesur yürekli yiğitler; bu özel günün tüm sevgilerini, hepimizden daha çok hak ediyorlar…