Masamda küçük ölçekli, 27 sayfalık bir kitap var: Bekleyen Toplum. 1969’da çıkan kitabın yazarı Kemal Rüstem! Kitap kapağında, “1963 – 1969” tarihleri var. Basım tarihi 1969 olmalı!

Kitaba ulaşmam kolay olmadı. Hazırlamakta olduğumuz Kıbrıs Türk Edebiyatı Tarihi (1571 – 2017) için çalışma yaparken, bazı kaynaklarda şiir kitabı olarak karşıma çıktı ve peşine düştüm. Kitaba ulaşmak, bu küçük ülkede maalesef çok zor! Tam bir kayıt/tescil sistemi ve yapılanması yok. Çok yakın tarihlerde çıkan bir kitaba ulaşmak için çoğu kez annenizden içtiğiniz süt burnunuzdan gelir.

 Sonunda kitabı bana, Kemal Rüstem’in Rüstem Kitabevi’ni sürdüren oğlu Ali Rüstem sağladı. Şiir kitabı değil, bu halkın bir dönemdeki durumu ile ilgili ilginç bilgi, saptama ve sorunlara çözüm öneren bir kitap çıktı karşıma!

    

BEKLEYEN TOPLUMUN İÇERİĞİ

Kitap, altı ana başlıktan oluşuyor:

  • Kemal Rüstem’in “Ön Söz”ü;
  • Cumhuriyet’in manşetten verdiği “Makarios, ‘Kıbrıs Rum Halkı tutumumuzu onayladı’ 1963’ten beri 7 bin Kıbrıslı Türk Ada’dan göç etti” haberi ve o dönemin tanınmış yazarlarından Ecvet Gülesin’in “Bu İş Bitmedi" başlıklı yazısı;
  • 10 Mayıs 1968 tarihli Zafer gazetesinde alınma, “Ekonomik Kalkınma ve Bir Köşeye Atılan Raporlar” başlıklı bölüm;
  • Yine 10 Mayıs 1968 tarihli Zafer gazetesinde alınma, “Kıbrıs Türk Cemaatinin Problemleri” başlıklı haber/yazı;
  • 4 Nisan 1968 tarihli Türkiye İktisat Gazetesi’nin, ön sayfada haberini verdiği ve gazetede yayımlanan Kemal Rüstem’in “Kıbrıs Türk Cemaatinin Problemleri” başlıklı yazısı;
  • Kemal Rüstem’in, Kıbrıs’ta Zafer gazetesi, Türkiye’de Türkiye İktisat Gazetesi’ne de yansıyan “Kıbrıs Türk Cemaatinin Problemleri” başlıklı yazısı.

Kitabın başında, yazarın düşüncelerini yansıttığı anlaşılan, Nadir Nadi’den bir alıntı var: “Bir rejimin başlıca dayanağı kendi müesseseleridir. Müesseseler iyi kurulur ve iyi işlerse, rejim de sağlam olur. Müesseseler derme çatma esaslara dayanır, ya da bir takım şekil özetlerinden ibaret kalırsa o rejimden topluma hayır gelmez.” (Nadir Nadi, Atatürk İlkeleri Işığında Uyarmalar)

Doğru söze ne denir?

Bekleyen Toplum”un, küçük boyutlu ve az sayfalı ama içeriği zengin bir kitap olduğunu rahatça söyleyebilirim. Kitabın yazarı Kemal Rüstem’in esas derdi ekonomi ama kitabın satır aralarında çok ilginç bilgiler ve saptamalar da var. Öyle görülüyor ki yalnız bu yazımda değil başka yazılarımda da bu bilgi ve saptamaları yansıtmam gerekecek!

50 YIL ÖNCE, 50 YIL SONRA

Günümüzde, bir yazıma “Kıbrıs Türk Halkı, bugün çok çeşitli problemlerle karşı karşıyadır” diye başlasam yadırganır mı? Sanmam çünkü bu bir gerçek! 1969’da Kemal Rüstem de aynı cümle ile başlamış “Ön Söz”üne: “Kıbrıs Türk Cemaati, bugün çok çeşitli problemlerle karşı karşıyadır.” Değişen tek bir sözcük/kavram var. Ben “Kıbrıs Türk Halkı” derdim, Kemal bey “Kıbrıs Türk Cemaati” demiş.  

1969’u anımsayalım. 1963 – 1968 arasında, efsanevi bir direnişle, bu adadaki varlığına kast eden Rum yönetimine karşı varlığını korumayı başarmış ama iktisaden sıfırlanmış bir Kıbrıs Türk Halkı vardır. Bazılarının Makarios’u barışçı olarak göstermelerine neden olan, ENOSİS’e ulaşmayı zamana yayma politikasının uygulanmaya başladığı ve Türklerin göreceli olarak nefes almaya başladığı, bu bağlamda sivilleşme hareketinin de görüldüğü, Kıbrıs Geçici Türk Yönetimi döneminden söz ettiğimizi anımsatmak isterim. “Ön Söz”ünde, o dönemde “İktisadî sahada normal durumun tesisi gereken çok mühim çalışmalara ihtiyaç vardır” der Kemal Rüstem ve “bu konuda iptida kendi iç işlerimizi düzene sokmak ve gelir kaynaklarımızı harekete geçirmekle” işe başlanabileceğini; “iktisadi düzeni kurmak için üç temel meseleyi halletmek” gerektiğini ekler.

Üç temel meseleyi şöyle sayar:

  • Siyasi ve idari düzendeki istikrarın tesisi,”
  • “İstatistiki ve teknik ilgi yoluyla iktisadi kaynakların tesbit edilmesi” ve
  • “Bir plan ve programa göre hareket edilmesi.”      

Kemal Rüstem, kitabın içinde yer alan “Kıbrıs Türk Cemaatinin Problemleri” raporunu 1968 Şubatı’nda ilgili makamlara gönderdiğini ama “aradan bir yıl geçtiği halde,” hiçbir adım atılmadığından yakınır.

DEMOKRATİK Ve SOSYAL POLİTİKALARI

SAVUNAN BİR KİŞİLİK

Kemal Rüstem demokratik bir kişilik de sergiler. “Cemaati idare edenler şimdiki şekli ile halkın iradesini temsil etmemektedir” ve “cemaata kendi temsilcilerini seçme imkanı verilmelidir” der açıkça! Dahası yalnız milletvekillerinin değil, “belediye meclisleri ile okul ve Evkaf komisyonlarının da seçimle” belirlenmesinin “zamanının gelmiş olduğunu” söyler.

Daha da dahası sorunların Kıbrıs Türkleri’nin “ihtiyacı olan demokratik bir idare sistemi” ile çözülebileceği vurgusu da yapar.

Bu görüşleri savunan çok kişi vardı o dönemde ama çok büyük olasılıkla, bunu kitaba da geçiren ilk kişi Kemal Rüstem’dir diye düşündüğümü belirtmek isterim.

(Ben kendim aktif politikaya 1970’de milletvekili seçilerek girdim. Tıpkı Kemal Rüztem gibi, yerel yönetim seçimlerinin yapılması gerektiğini savundum yılarca ama bu ülkede yerel seçim yapılması için 1976 yılını beklemek gerekti.)

Ekonominin düzelmesi için, en başta cemaatin gelir ve giderlerinin dengeli hale gelmesi ve müstehlik (tüketici) durumundan müstehlik (üretici) durumuna geçmesini koşul gören Kemal Rüstem, her zaman geçerliliğini koruyan sosyal politikaları da dile getirir:

İnhisarcılık (tekelleşme) yoluyla fert zengin etmek politikasına fırsat verilmediği, sosyal adalet ve hukuk düzeni tam olarak kurulduğu, fertler arasında eşitlik sağlandığı, gençlerimize yüksel tahsil ve çalışma fırsatı verildiği ve bugünkü şartlara uygun kesin bir iktisadi politika takip edildiği takdirde Cemaatimizi bugün içinde bulunduğu zayıf durumdan kurtarmak mümkün olacaktır.”

SONUÇ OLARAK

           

Rahmetli Kemal Rüstemi, sağlığında tanırdım ama pek yakınlığımız olmadı. Keşke Bekleyen Toplum’daki düşünceleri savunan böyle bir kişilikle sağlığında yakından tanışmış ve onunla bol bol sohbet etmiş olsaydım.

            Toplumun vefa duygusunun zayıflığından sıkça söz ederim. Kitabını okuyunca, rahmetli Kemal Rüstem’in de vefasızlığa uğrayanlardan biri olduğuna inandım. Onu rahmetle anıyorum. Ruhu şad, mekânı cennet olsun. Işıklar içinde uyusun.   

Oğlu Ali Bey’e de kitabı bana verdiği için teşekkür ederim.

Hiç kuşkusuz bir gazete yazısı Kemal Rüstem’in kitapçığını tanımaya yetmiyor. Bu bakımdan kitapla ilgili başka paylaşımlarım da olacak.