Bölgemiz kibrit çaksan alev alacak gibi! ABD başkanının bomba tweetlerinden sonra Rusya devlet başkanı Putin’nin “hiçkimse sağ kalmaz” açıklamaları sonunda patlayan bombalara dönüşür mü? Sorusu neredeyse dünya yüzünde yaşamakta olan tüm insanların sormaya başladıkları bir soru.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, ilk kez Amerikalılar ve Ruslar kendi topraklarında olmasa da, aralarında bu kadar ciddi ve patlayıcı bir durum yaşıyorlar ve yaşatıyorlar.
1960’lardaki Küba geriliminden bu yanaArab-İsrail savaşlarını bir yana bırakırsak, iki süper güç ve de BM Güvenlik Konseyi üyelerinden ikisinin yıllardır aralarında birikilmiş olan ve zamanla eklemlenerek daha da büyüyen bir sorunla karşı karşıyadırlar.
Soğuk savaşın hemen sonrasında İkiz kulelere yapılan saldırıyı bahane ederek Afganistan’i işgal eden ABD ve müttefikleri, daha sonra da düzmece bir takım iddialarla (Iraktaki biyolojik ve kimyasal silahlar ki sonradan var olmadığı kabul edildi) Irak işgal edilerek 3 bölgeye bölündü.
Daha sonra Libya lideri Gaddafi vesile edilerek bu ülke ABD ve başta Fransa ve İngiltere olmak üzere batılı ülkelerce işgal edildi.
Tüm bu askeri faaliyetler sonrasında, Rusya önce Mısır’daki üslerini kaybetti daha sonra da Libyadaki askeri varlığına son vermek zorunda kaldı. Kala kala, Rusya Federasyon’una Tarsus’taki deniz üssü kaldı. Bu madalyonun 1. Yüzü.
Madolyoun 2. Yüzüne gelirsek. Rusya federasyonu soğuk savaşın sona ermesi sonrası düşmüş olduğu ekonomik derin krizden, devlet şirketi Gazprom’un, enerji fiyatlarındaki artışlardan da yararlanarak büyük ölçüde batılı ülkelere gaz satışlarıyla, çıktı ve düzgün bir ekonomiye kavuştu.Ekonomik alanlarda güçlenmekle askeri alanlarda da toparlanan Rusya özellikle Putin’niniktidra gelmesiyle eski Sovyet topraklarındaki bazı devletlere saldırılar düzenledi.
İlk saldırıya uğrayan Gürcistan oldu ve iki bölgesi de-fscto olarak Rusyanın etkisine girdi.
Rusya daha sonra Ukrayna’nın AB’ne siyasal ve ekonomik olarak yaklaşmasından da pek memnun olmayarak, bu ülkenin bazı bölgelerini, Rusya konuşan Ukraynalıların da yardılarıyla ele geçirdi.
ABD ve genelde AB ve batılı ülkeler Rusya’nın bu Batı’ya doğru nüfuz kaydırmasına karşılık bu ülkeye karşı sadece bazı ekonomik yaptırımlar uygulayabildiler.
En son olarak da Rusya’nın Ukrayna’ya bağlı Kırım bölgesini siyasal hileler kullanarak önce işgal etmesi ondan sonra da, resmen ilhak etmesi bardağı taşıtan son damlalardan ilki oldu.
Bardağı taşıran diğer damlalar da arka arkaya, Rusya deniz ve hava kuvvetlerinin Suriye iç savaşı vesilesiyle Doğuakdeniz’de kalıcı varlık kazanması oldu.
Aslında Rusya’nın Batı’ya ve güneye doğru atmış olduğu siyasi ve askeri adımlara bir türlü doğru dürüst karşılık verememiş olan Batı ülkelerinin, Suriye’deki ilk kez olmayan zehirli gaz kullanımını vesile ederek harekete geçmesi çoktan beklenen bir gelişmeydi. 
Burda beklenmeyen, İngiltere’deki zehirlenme olayından sonra yine Suriye’de yer aldığı söylenen zehirli gaz kullanma olaylarının, Batılı ülkelerce bu denli tırmandırılarak neredeyse 3. Düny savaşı nedeni yapılmasındaki mantıktır.
Şimdi artık taraflarca kılıçlar çekilmiştir. Ağır tonlu güç gösterileriyle oturulacak bir masada, taraflar kozlarını müzakere ederek mi paylaşmayı tercih edecekler; yoksa çekilen kılıçlar havada şakırtadılarak sonuç almaya mı çalışacaklar.
Eğer savaş seçeneği devreye girerse, bunun sonuçları ne olacak? Hele de kontroldan çıkmış bir savaşın tüm Ortadoğu ve akdeniz bölgesi başta olmak üzere dünyayı yerinden sarsabileceği bile düşünülebilir.
Son tahlilde insanlık kaderlerinin BMGK’nin beş daimi üyesinin akıllarında ya da  akılsızlıklarında ve tabii ki deliliklerinde olduğunu bir kez daha anladı. 
Bundan sonrası için, yani ne olacaksa artık; olup bittikten sonra, tüm ülkelerin ve halkların bu beş büyükleri iyice sorguya çekmeleri mutlaka gerekecektir. 
Gözlemlenebilmiş evrende üzerinde yaşam ve zeki yaşam belirlenmiş tek gezegen olan dünyamızın 5’lisine artık şüphe ile bakmak zamanı çoktan gelmiştir.
ABD ve batılı ülkelerin Rusların ileri atılımlarına karşı “kırmızı kart” göstermelerinin zamanının geldiği anlaşılır olsa da, bugüne kadar neden uyumuş olduklarını sormak da insanlığın en doğal hakkıdır.
YOKSA SAVAŞ YERİ ORTADOĞU OLARAK MI SAPTANMIŞTIR BÖYYÜK DEVLETLER ARASINDA?.Afganistan, Irak, Libya ve Suriye’den sonra tüm Ortadoğu ülkelerini yangına atmak, yakıp yıkmak ve ondan sonra da istedikleri gibi kurmayı mı murad ediyorlar. BÖYYÜK ORTADOĞU PROJESİ BÖYLE Mİ GERÇEKLEŞTİRİLECEK.
Bunu da yakında görürüz. Gönüllerimizi hoş tutalım yine de!