Ülkemizde yaşanan bunca kaos ve sarsıntıdan sonra, bir de casusumuz oldu maalesef.  Şu casusluk üzerine birkaç satır yazmak istememe rağmen, kısmet bugünmüş.

Mehmet Besimler isimli kişinin Mağusa Limanı’ndaki askeri birliğin fotoğraflarını digital kamerayla çekip, üslerde birlikte çalıştığı Rum’a, 200 ve 300 euro karşılığında satması, kabul edilir birşey değildir.

Bu haberi ilk duyduğumda, “Bu adam çıldırdı” demişimdir.  Nedeni pek çok şeye dayanır.  Lakin o dayanan noktada bile bir çirkinlik vardır.

Ondan sonra aklıma gelen iki nokta şudur:

“Bu adam parasız mı?”

Diğeri de “kendi ailesini endirek olarak lekelemedi mi?” sorularıdır.

İnsanlar bir tuhaf oldu.  Yahu sen İngiliz üslerinde bir çalışansın ve paranı da herhalde sterlin olarak ödeniyorsun.  Yani paraya pula ihtiyacın yoktu.  Diğeri de bu işi hafife alıp, “Birkaç resimden ne çıkar?  Ben şu Ruma resimleri verir, buz gibi de paramı alırım.  Yani tereyağından kıl çeker gibi bir kazanç elde ederim” anlayışıyla yapması...

Özel hayatını bilmiyorum bu şahsın.  Şayet evli ve çoluk çocuk sahibi ise, çok büyük bir kirlilik bırakmış olacak kendi ailesine diye düşünüyorum.

Şayet TMT’nin geçmişini irdelerseniz, bu türde casusluk girişiminde bulunanları resmen vurmuşlar ve adamlar “kim vurduya” gitmişlerdir.  Tabii ki o da bir gereksinimdi, verilmekte olan o zor günlerdeki ulusal var oluş savaşımızda.  Belki de o casusları vurmasalardı, toplum bugünleri göremezdi.

Tarih bunları yargılar elbette.

Geçmişte teknolojinin bu kadar gelişmediği bir gerçek.  O bağlamda şimdi teknolojinin çok gelişmiş olduğu bir zamanda, Mağusa limanındaki askeri birliğin fotoğraflarını çekmek de çılgınlık veya bilinçsizliktir.  O resimleri alan Rum’un işine yarayacak mı bu resimler?  Bana göre pek iş görmeyecek.  Çünkü dünya o kadar küçülmüştür ki, yeni teknoloji ile adamlar uydu üzerinden sizin yatak odanızı bile gözetleyebiliyorlar.  Kaldı ki, adada bulunan Türk kuvvetlerinin konuşlandığı bütün askeri noktalar, Rumların elinde mevcuttur.

Zaten artık hiçbirşey gizli örtülü değildir.  Türkiye basbas bağırıyor.  İşte benim askerim orada Kıbrıs Türkünü bekliyor. Hem de şu kadar askerle, şu kadar silahla.  Türkiye ve Türk askeri nerden korkacak ki? Yoksa Rumlar ileride olabilecek bir başka savaşa mı hazırlanıyorlar?

Dünyada cirit atan kim bilir kaç tane casus vardır...

Artık casusluk da daha bir profesyonelce yapılmaktadır. Bir ülkenin stratejik plan ve haritalarını ele geçirip düşmana koz vermek herhalde daha makbul bir casusluk
Mağusa Limanı’ndaki askeri resimleri digital kamerası ile çekip Ruma para karşılığı veren Mehmet Besimoğlu, 4 Eylül’de tam 5 sayfalık gönüllü ifade vermiş.  Artık herşeyin deşifre olduğunu kabul ederek bu ifadesini vermek de bir geri dönüş gibi algılanabilir.  Sanırım mahkeme bu gönüllü ifadeyi dikkate alarak şahsı mahkum ederken, daha bir hafifletici sebep olarak değerlendirecektir.  Bilemiyorum... Bu yargının işi...

Bir de şunlar geliyor aklıma...

Acaba adıgeçen şahsın 2013 yılından beri düşmana temin ettiği fotoğraflar sadece Mağusa Limanı’ndaki askeri birlik mi?

Herhalde düşmanı tatmin edecek KKTC’nin bütün bölgelerindeki askeri birlik ve silahların resmini teslim etmiştir ki, bu pınarın suyu ta 2018’e kadar akıp gelmiştir.

Bence bu işin bir de psokolojik, sosyolojik ve ekonomik yönü vardır.  Bu şahsın ta çocukluk yıllarından başlayarak, bütün geçmişi araştırılmalıdır.  Ekonomik durumu da araştırılmalıdır.  Onu bu yola iten nedenler nelerdir?

Çok büyük bir ekonomik sıkıntı mı?

İnsanların iç dünyasını bilemezsiniz.  Üs müstahdemi olmasına rağmen belki de kendi ekonomik kavgaları ile örtüşüyor bu casusluk meselesi.  Lakin herşeye rağmen, onurlu insanlar, “Aç kalırım, susuz kalırım ama onurumla bu ülkede yaşarım” diye düşünmüşlerdir.  Hatta “Ölümrüm ama milletime ve kendi vatanıma ihanet etmem” demişlerdir.

Herhalde bazı milliyetçiler de şöyle düşünmüştür bu haber karşısında:

“O casusu verin bana, ben onu alnından vurayım!”

Velhasıl ülke yangın içinde yanıp kavrulurken, böyle sessiz ve derinden kazanç elde eden kim bilir kaç kişi vardır hayatımızda ve biz onları bilmiyoruz.

Yani casusluk, arkadaş...