CTP Milletvekili Doğuş Derya’nın 2015 bütçe görüşmeleri sırasında Meclis’te yaptığı ve 1974’ten sonra Kıbrıs’ta yaşanan ve Kilise’nin iddiası olarak hala daha tartışma konusu edilen tecavüz olayları konusunda öne sürdüğü iddialar, ülke insanımızı yaralayıcı ve aslında kabullenilebilecek bir yaklaşım değildir...

Milliyetçi kesimlerden Derya’ya sert ve ağır üslup kullanılarak sosyal medyada tepki yağıyor...

Doğuş Derya’ya tepkilerde kullanılan üsluba karşı da dün, başta CTP ve diğer çeşitli örgütlerden yoğun eleştiri geldi...

Tartışmanın boyutu aslında çok rahatsız edici bir mecraya doğru çekiliyor...

Her iki cephenin yaklaşımlarında konu sağlıklı bir ideolojik tartışma platformundan saptırılıyor...

Söz konusu meclis konuşmasında başka bilgi ve özellikle k,lise kaynaklarına dayalı olarak ortaya konan iddiaların, yani 1974 sonrası Kıbrıs Türk, Rum, Ermeni, Maronit gibi toplumların uğradığı zararların hangi nedenlere bağlı olarak ortaya çıktığı ile ilgili iddialardır ki, bunun gerçekliliği bizim açımızdan pek inandırıcı olmamakla beraber 40 yıldır hala daha tartışılmakta ve bundan insanımız rencide olmaktadır...

Tepkileri ağırlaştıran neden budur!

Ama, üslup ve sokak ağzıyla kurgulanarak dillendirilen tartışma, tartışma olmaktan çıkmış mahalle kavgasından da öte düpe düz bir kadına saldırıya dönüşmüştür!!

Dünden beri bunu yaşıyoruz...

Doğrudur; Derya’ya karşı kullanılan böylesi bir üslup kabul edilebilir değildir...

Belden aşağı yaklaşımlarla sözde bir fikre karşı tepki ortaya koymak, o fikre karşı farklı fikirler üretmekle veya ortaya çıkarmakla mümkündür.

Milliyetçilik kalkanı arkasında bu tür bireysel çirkin saldırılar, demokrasiye zarar verdiği kadar ulusal dava ve KKTC olgusuna karşı hassasiyetleri olanları da yaralamaktadır.

Kendinde bu konuda konuşma hakkı görenler çok daha dikkatli davranmalıdırlar.

Doğuş Derya’nın açıklaması ne denli kabul edilemezse; ona karşı belden aşağı tepkiler de o denli çirkin ve kabul edilemezdir.

Yıllardır bu ülkede tartışma kültürünü edinememiş ama bir şekilde siyasetin ön cephelerinde yer almayı başarmış bir takım kişilerin, ister sağ ister sol ideoloji olsun hiçbir demokrasi kültürüne katkıları olamaz...

Son Doğuş Derya örneğinde olduğu gibi seviyesizlik tavan yapar ve olan ülke insanının siyasetçilere olan güvensizliği sonucu siyasetin güvenilirliliği günden güne zedelenir...

Bu gerçek ise sık sık yapılan anketlerde bunun müsebbibi olanların yüzüne bir tokat gibi çarpar ama hala daha ne yediklerinin farkında bile değiller...

Yazık...

Çok hem de çok yazık...