1970’lere kadar talebelerin ve velilerin imtahanlar dediği sınavlar orta dereceli okullarımızda bugün başladı. Bir hafta sürecek sınavlarda tüm öğrencilerimize başarılar dileriz. Çocuklar sınavlara girerken,  sınav heyecanı yaşarlarken veliler de bir hafta boyunca onlarla beraber sınavların tatlı- sert gerginliklerini yaşayacaklardır. Yaklaşık iki ay boyunca  okullarda ve dersanelerdeki dersliklerde öğrenen, öğrenme süreçlerinden geçerek istendik davranış sahibi olmaları hedeflenen öğrencilerin, sınav günlerinde kendilerine sorulan sorularla çeşitli disiplin dallarında ne kadar öğrendikleri ölçülerek değerlendirilecekler; alacakları notlarla.
Pedagoji ve eğitim bilimleri çağdaş  teorisyenleri, sınavların bir ölçme ve değerlendirme yöntemi olarak kullanılmasına çok ciddi eleştiriler getirmekte olmasına karşın tüm dünyada sınavlar çeşitlilik kazanmakla beraber tamamen ortadan kaldırılmalarının yolu henüz bulunamamıştır. Bunları pedagoji sertifikasına sahip birisi olarak söylüyorum. Ancak yine de eğitim ve öğretim etkinliklerinde çok farklı ve radikal yöntemler kullanan ve bu yöntemleri daha da geliştirerek dünya çapında başarılara imza atan  ülkeler vadır.
Japonların oldukça kendilerine özgü geleneksel eğitim yöntemleri öğrencilerin içinde yaşadıkları toplumla kaynaşarak toplumsallaşmasına ta başından ilk eğitim döneminden çok büyük değer verilmektedir. Son zamanlarda dünya basınında hayli güncel olarak konu edilmekte olan İskandinav ülkeleri ve özellikle de Finlandiya’da uygulnan eğitim  yöntemleri çok büyük ağırlıkta öğrenci odaklı olup, çocukların iç-içe yaşam deneyimleri elde etmeleri sağlanan ortamlarla etkileşerek, merak eden ve sorgulayan psikolojik bir dinamizm kazanmalarına çalışılmaktadır. 
Filozof Eflatun da binlerle yıl önce ‘zeka’ denen fenomeni insanın merak duygusu olarak tanımlamıştı. Köklü ve iyi yönlendirilmiş bir merak duygusunun, buna bağlı olarak gelişen hayal etme gücünün etkisiyle harekete geçen insanlar, çalışmalarında çok daha yüksek bir performans ve başarı düzeyi yakalamaktadırlar.
İşte bu nedenlerle çocukların ezbere ve bilgi yüklemeye dayalı bir öğrenme sistemi içerisinde değil, merak eden , soru soran ve eleştirel davranışlarına fırsat veren sistemlerde eğitilmelerine çalışılmaktadır. Bizler de Kıbrıslı Türkler olarak bir Doğan Cüceloğlu bir Üstün Dökmen ve diğer öğretmen-psikologların kitaplarından ve yazdıklarından bu konularda çok yeni bilgiler öğrenmekteyiz. Öğrenci velileri artık çocuklarına sadece sorular sorarak cevaplarını beklemekle kalmayarak, konularla ilgili  çocukların merak ve sorgulama  yetilerinin de geliştiğini görmek istemektedirler. Doğan Cüceloğlu hocamız insanlarımıza okullarından eve dönen çocuklarına ‘bugün öğretmenlerine  hangi soruları sordun’ diye sormalarını artık öğretmiş durumdadır.
Evet soru sorma, sorgulama, eleştirme hep insanın daha fazla ve daha nitelikli öğrenebilmesini sağlamaktadır. Ve bunun temel psikolojik kökeni de Eflatunun da binlerce yıl önce söylemiş olduğu insanın merak dinamizmidir. Merak ettikleriyle ilgili  korkmadan ve  herhangi bir dogmatik inanıştan çekinmeden  tahayyül eden,etmeye çalışan çocuklar yetiştiren bir eğitim sistemine, bizim gibi çok küçük bir ekonomiye sahip ülkemizin çok daha fazla ihtiyacı vardır.
Yüksek nitelikli, yetişmiş insan kaynaklarının üretimimize katabileceği niceliklerin ve özellikle niteliklerin yaratacağı katma değerlerle, dünyada çağdaş bir uygarlık seviyesini yakalayabilmemiz mümkün olacaktır. 
İster yazılı sınav ister teste dayalı sınav yöntemi olsun özünde öğrencilerin sorulara ya yazarak ya da doğru olan yanıtı işaret ederek cevap vermeleri istenir. Ancak madem ki çocuklar olsun büyükler olsun öğrenilen veya merak edilen konularla ilgili nitelikli bilgi sahibi olma önemli olduğu kadar, soru sorma da  daha  önemli olabiliyor; o zaman her sınavda bonus olarak çocuklarımıza konu ile ilgili olarak istedikleri soruyu sorma olanağı da neden tanınmasın?  Ve onların soracakları sorular da niteliksel olarak değerlendirilip puanlanarak belli bir yüzdelikte başarılarına  nedenyansıtılmasın? Unutmayalım ki sorulacak sorular belli bir merak ve bilgi birikiminin de ürünlerdir.
Öğretmenlerimize de öğrencilerimize de kolay gelsin diyoruz heyecan ve merak haftası; sorular ve yanıtlar günleri hoş olsun başarılı olsun!