Yerel seçimlerin zamanı daraldıkça, bütün adaylar tempolarını artırıyor. Hazırladıkları seçim bildirgeleri ve yapmış oldukları basın toplantıları ile hem basını, hem de halkı aydınlatıyorlar.
Evveli gün de TDP’nin başkan adayı Mehmet Harmancı’nın kahvaldılı basın toplantısındaydık. Genç ve dinamik bir yapıya sahip olan Harmancı, çalışmaları ve belediye konusunda yapılması gerekenleri bayağı anlattı.
Harmancı’yı izlerken, ondaki dinamizmi gördüm. Geçmişle gelecek arasında kurmak istediği köprü veya yürümek istediği yolun haritasını çizdi. Bu yol bence hayli zor bana göre. Lakin idealleri ile gerçekleri buluşacak mı diye de düşünüyorum.
Evvela peşin hükümlü yorum yapmak istemem. Sadece şunu ifade edebilirim.
“Şayet Harmancı büyük bir partinin adayı olsa, herhalde ipi göğüsler” derim.
Lakin partisinin oy potansiyeli onun için bir dezavantaj bana göre. Yine de belli olmaz. Büyükler çatpışır ansızın aradan sıyrılıp seçimi kazanır. Bilemeyiz, bunun adı “seçim”dir.
Harmancı’nın basın toplantısında dile getirdiği bazı hususlara ben de parmak basmak istiyorum.
Örneğin hazırlamış oldukları broşürü, tam kendi profesyonel kadrosu ile halkın önüne koymuşlar. Onlara “profesyonel” demek yerine, özverili bir çalışmanın yaratıcıları dersek, daha yerinde olur herhalde.
Harmancı şöyle diyor:
“En yanlış şey, belediyecilikte siyasi iradenin ortaya konmamasıdır.”
Üç dört ay projeler üzerinde çalıştıklarını da ifade eden Harmancı’nın “Siyasi irade” ifadesi de beni düşündürdü. Onun yorumu, mevcut belediye hizmetlerinde “siyasi irade olmadığı” anlamına geliyor. Bu ayrı bir mesele.
Esasında parmak bastığı en önemli şey, gelirlerin artırılmasına yönelik iddialı görüşlerdi.
“Gelirlere istikrar getireceğiz” dediğinde de düşündüm. Hatta “Yurttaşa külfet gelmeden ek gelir sağlayacağız demesini de düşündüm.
Bilemiyorum... Uygulama aşamasına gelince acaba bu ideallerini gerçekleştirebilecek mi? Gelir artırımı olmadan ve vatandaşa külfet getirmeden yapılacak işler nasıl olacak?
Muhasebede her zaman bir gelir gider cetveli vardır. Gelirinizle gideriniz dengelenemezse, siz başarısızsınız demektir.
Harmancı’nın vizyon sahibi olduğunu da söylemek durumundayız. Lakin vizyonunun gelecek tablosunda nasıl kabul göreceği de çok önemlidir.
Tabii ki bütün adaylar gibi Harmancı da Lefkoşa Belediyesi’nin bütçesine parmak bastı. Hatta bütçenin %90’ının personele gittiğine değindi. Bu da bir gerçektir esasında.
Sadece insanlara herşeyi zamanında verirsiniz de elinden o verdiğinizi aldığınızda, durum hiç de iç açıcı olmaz. Personel giderlerinin geçmiş belediye başkan veya başkanlarının bir eseri olduğunu da biliyoruz. Peronel yığılma meselesi en büyük kozdur yeni adaylar için. Harmancı seçilirse, kimi ekmeğinden edebilecek, onu da düşünüyorum.
Hoşuma giden bir projesi de şuydu:
Gelir ortaklığına dayalı otoparklar yapılması. Yani halkla paylaşarak bazı şeyleri yaratma adına söylemiştir bu projesini.
Galiba en büyük sıkıntısı da odur Lefkoşa insanının. Özellikle surlar içi bölgesinin çok katlı otopark sorunu hala vardır.
Harmancı kendi belediye meclis üyeliğine aday arkadaşları için şu ifadeyi kullanmıştır:
“Biz, tüm renkleri içine alan bir ekip oluşturduk.”
Bu da doğru. Belediye meclis üye adayları içinde pek çok deneyimli insanlar var. Bir de içlerinde kıvılcım gibi üniversite mezunu gençler var.
Harmancı sanat ve kültüre de parmak basarken, dünya görüşünü de ortaya koydu bence.
Özellikle yarım kalan tiyatro binasının hiç de oraya yakışmadığına parmak basarken, “Bütün gelişmiş ülkelerde bu türdeki binalar, bütün dünyanın gözü önünde ve ana arterlerde olur. Biz nereye inşa etmişiz Belediye Tiyatrosu binasını?” kullanmıştır.
Yine de bütün adaylara dilediğim gibi, Mehmet Harmancı’ya da başarılar diliyorum önümüzdeki Belediye Başkanlık seçimlerinde.