Bugün 29 Aralık, Cuma, 30 ve 31 derken haftanın ilk günü Pazartesi, aynı zamanda 2018 yılının da ilk gününe rast geliyor. Pazartesi aynı zamanda haftanın ilk çalışma günüdür de. 1 Ocak, resmi tatil günü olduğu için de dünyanın birçok yerinde olduğu gibi bizler de tatil yaparak yeni yıla alışmağa ısınmaya çalışacağız. Yeni bir yıl girerken gece kutlamalarından ve eğlencelerinden kalan mahmurluklar da 1 Ocak günü giderilmeye canlanmaya çalışılacak.
Bu yılın ilk gününün haftanın ilk çalışma gününe rast gelmesi bende çalışmakla ilgili birçok düşünce ve duygular çağrıştırdı. Bizler kuzey Kıbrıs’ta ne kadar çalışıyoruz acaba? Kamu sektörü veya özel sektörde olsun var olan sorunlara rağmen çalışmalarımız ne kadar verimli? Bu verimlilikte çalışarak gelecek yıllarda çok daha iyi ekonomik ve sosyal düzeylere ulaşmamız ne kadar olası?
Bu soruları Başbakanlık Devlet Planlama Örgütü çalışanlarından birisine sorumuş olsaydık sorduğumuz soruları biraz daha rafine ederek belirli yanıtlar verebilirdi bizlere. Ekonomik gelişmelerini plan ve programlara bağlamış olan ülkelerin,  konulan hedeflere ne kadar vardıklarını ölçerek ve değerlendirerek, gelecek çalışmalarını buna göre yürüttükleri bilinmektedir. Elde edilen göstergelere göre çalışan insanların çalışkanlığı, üretkenliği ve verimliliği ölçülebilmektedir.
1990’lı yıllarda Londra Üniversitesi’nden ekonomi profesörü Clement Dod’la tanışma fırsatım  oldu. Dod özellikle kamu yönetimi ve maliyesi üzerinde uzmanlaşmış birisiydi ve KKTC’de  kamu verimliliğinin artırılması konusunda çalışmalar yapmak için görevli olarak gelmişti. Tabii kuzey Kıbrıs yönetimin daveti ile.
Uzatmadan söyleyeyim o zamanlar kamu görevinde 15-16 barem statüsünde alt düzey yönetici olarak da görüldüğüm için benden de bazı sorularına yanıt vermemi  istemişti İngiliz profesör. Kendisine elimden geldiğince yardımcı olmaya çalıştım ve sorularını da içtenlikle yanıtladım. Hem kendim hem de sorumlu olduğum personel için.
Ben de Profesör Dod’u bulmuşken ondan ülkemizdeki kamu görevlilerinin günlük ortalama çalışma saatlerinin ne olduğunu sordum. Profesör  daha sorumu yanıtlamadan öncelikle şunları söyledi: “ Dünyanın en pahalı memurları kuzey Kıbrıs’tadır”..Herkesin aldığı maaşların yetersizliğinden yakındığı bir zamanda profesörün söyledikleri tam ters birşeydi.
Şaşkınlığımı anladı ve çok da ayrıntıya girmekten kaçınarak kendisinin yapmış olduğu araştırma sonuçlarına göre, KKTC’deki memurların genelde günlük verimli çalışma süreleri ortalamasının ancak 2 saat 45 dakika olduğunu söyledi. Dolayısıyla günlük alınan ücretler de bu çalışma saatlerine göre çok yüksekti gerçekten.
Bir küçük ada ekonomisi koşulları içerisinde, çok büyük anlamda doğal kaynaklardan yoksun, kısıtlı üretim ve istihdam süreçleri içerisinde kamu sektörü bayağı şişirilerek gizli bir işsizlik mi yaratılmıştı? Yoksa yapılacak birçok işler olmasına rağmen kötü kamu yönetimi ve organizasyonu nedeniyle var olan kaynaklar da boşa mı harcanıyordu?
O günlerden bugüne neredeyse 20 yıl geçti. Bugün ne değişti, neler değişebildi?  Bugün kamu yönetimi verimliliği, üretkenliği hangi noktadadır doğrusu bilemiyorum. Ancak herkes tarafından çok net bir şekilde bilinmekte ve dillendirilmekte olan; gelmiş geçmiş her hükümet döneminde haksız ve yersiz istihdamların ve terfilerin yapılmış olduğudur. Gıbrızlı ağzıyla, torpiller çalışıyor habire. Birçok kamu görevlileri hak etmedikleri yerlere mevkilere atanmışlardır. Birçok devlet dairelerinde yoğun işlerden başlarını kaldıramayan görevlilere karşın birçok diğer dairelerde gitsin çay kayve ve fal saatleri, gelsin meyve saatleri düzeni var..kim-kime dum-duma dersek abartı sayımaz. Burda sözüm, görevlerini hakkıyle yapan, ekmeklerini alın teriyle hak eden devlet çalışanlarına değilidir ve olamaz. Sizler anladınız onları..
Öze dönecek olursak KKTC kamu görevlerinde köklü bir yeniden yapılanma mutlaka yapılmalıdır. Öncelikle de Kamu Hizmeti Komisyonu Dairesi’nden işe başlanmalı diye düşünüyorum. Anayasa işi ise anayasa işi! Çünkü başka çaresi yok.
Öyle bir komisyon ki, son anda usulsüz imzadan hapse atılan bir şahıs bile, kıldan kaçtı başına geçirilecekti. Kısaca kamu hizmetleri, torpillerden, yalakalardan ve yalama olmuşlardan temizlenebildiği ölçüde toplumumuzun önü açılacaktır. 7 Ocak seçimlerinde bunları da aklımızda olsun lütfen.