Kansız, savaşsız bir şekilde bir ülkenin ikiye ayrılması dünya tarihine geçen ender olaylardan biridir. Genelde ayrılıklar kanlı olaylardan sonra nefret dolu bir şekilde yaşanır. Burada öyle olmadı. 1 Ocak 1993 tarihinde Çekoslovakya ikiye ayrıldı. Çek Cumhuriyeti ve Slovakya doğdu. Kurşun atılmadan, kavga çıkmadan bölündüler. Parçalandıktan sonra ortaya çıkan her iki devlet de hem NATO’ya hem de Avrupa Birliği’ne üye oldular. İşin özü, bu arkadaşlar önce ayrıldılar, sonra hem güvenlik hem de ticari anlamda aynı şemsiye altına girdiler. Bunu da kavga etmeden başardılar. Demek ki olabiliyormuş…
Slovakya 1 Mayıs 2004 tarihinde Avrupa Birliği üyesi oldu. Hani bizim o meşhur Annan referandumu olduydu, ve ardından da referanduma “hayır” deyen Güney Kıbrıs AB üyeliğine alındıydı ya… İşte aynı tarihte onlar da Avrupa Birliği’ne üye oldu. Hatta, 1 Temmuz 2016’da Slovakya Avrupa Birliği dönem başkanı bile oldu.
Oksana güzel bir Çekoslovak kız çocuğuydu. 1960 yılında doğdu. 1978-1983 arasında St. Petersburg Üniversitesi’nde okudu. 1987 yılında doktorasını bitirdi. Sonra hop diye 1988 yılında Çekoslovakya Dışişleri Bakanlığı’nda çalışmaya başladı. Oksana kariyerine başladıktan sonra ülkede ilginç olaylar olmaya başladı. Çekoslovakya Kadife Devrimi sayesinde ülke 1989 Kasım ayında kapitalizme geçti. Bu da yetmedi. 1 Ocak 1993 tarihinde Oksana’nın görev yaptığı Dışişleri bakanlığının bağlı olduğu ülke ikiye bölündü. Oksana Slovakya’da hayatını devam ettirdi. Çek Cumhuriyeti ile yollar barışçıl şekilde ayrılmıştı. O artık Slovakya vatandaşıydı.
Oksana pek çok görevde bulundu. Ülkesini Birleşmiş Milletler’de, Hollanda’da gururla temsil etti. Birleşmişinde doğduğu ülkenin ayrılmış parçası olan Slovakya’nın uluslararası alanda güvenilir bir temsilcisi olduğunu ispatlamıştı. 2013 yılının Nisan ayında Kıbrıs Cumhuriyeti (GKRY) Büyükelçisi olarak Lefkoşa’ya atandı. Kader bu ya, kariyeri onu başka bir bölünmüş ülkeye getirmişti. Bölünmüşlük canına tak etmiş olmalı ki hemen kolları sıvadı. Konferanslar, seminerler, ziyaretler düzenledi. Kıbrıslı Türk ve Rumlara birleşmenin faydalarını anlatmak için canını dişine taktı. Kıbrıs adasının birleşmesi gerektiğini anlattı durdu. Tek devlet olmamız gerektiğinin altını çizdi. Kendi ülkesinin dünya tarihine “hiçbir sorun yaşanmadan ve tek bir kurşun atılmadan bölünmüş” tek ülke olarak geçtiği önemli değildi. Bizi birleştirmeliydi. Cumhurbaşkanlarımız, Belediye Başkanlarımız, ve diğer idarecilerimiz ile çekilmiş onlarca fotoğrafı var. Hepsinde de gülümsüyor. “Doktorun dediğini yap, yaptığını yapma” ifadesi yüzüne vurmuş şekilde. Ortada sorun yokken bile bölünmeyi beceren bir ülkenin ayrılmış parçasının büyükelçisi bizim için birleştirici etken olmuş durumda!
Çok değerli Oksana Tomova’dan tüm siyasilerimizin öğreneceği birşeyler var aslında. Sormaktan korkuyorlar, çekiniyorlar sanırım. Halbuki insan tecrübelerini aktardığında görüşleri önem kazanır. Birleşme ile ilgili anlattıklarına Türkçe’de “işkembeden atmak” derler. Alanında uzman, bir devletin iki devlete sıkıntısız bölünmesi sürecini bilfiil yaşamış bu tecrübeli insana Kıbrıs siyaseti ve geleceği konusunda sorulabilecek tek soru var: “Çekoslovakyalaştırılabilir miyiz?”
Bu soruya cevap verecek seminer düzenlesin, nasıl kavga etmeden ayrılabileceğimizi anlatsın, yaşadıklarını aktarsın kendisini 24 saat hiç sıkılmadan kesintisiz  dinlerim. 
Bana tecrübelerini anlat be gülüm. Gerisi fasafiso…
Kaynak: http://www.csba.org.cy/english/cyprus-slovak-business-association/about-cyprus-slovak-business-association/board-of-directors/oksana-tomova