Doğa boşluk bırakmaz.

Bırakmaz ama toplu yaşam içinde insanların, memurların, işçilerin örgüt ve partilerin, meclis ve hükümetlerin bıraktığı, yarattığı boşlukları da doğa doldurmaz.

Mesleki eğitim alanında KKTC sınırları içinde var olan boşluğu tabiatın doldurmasını beklemek tam anlamıyla bir insana ve hayata memlekete ve yarına boş vermek demek olur ki ; bu boş vermenin tek suçlu ve sorumlusu hükümetler, partiler olmadığı gibi bu boşluk öncelikle bu konuda genç insanların niyetli olması ile doldurulur.

Hak arama konusunda yıllardan beridir hak ile menfaat kavramları karşısında hakkı değil de menfaatı tercih eden sendika başkanları ve yöneticileri sayesinde hak arama haklılığı ne yazıktır ki boşa bırakılmış har vurulup harmanda savrulmuştur.

Buna itiraz edecek olanlar on yılda, on beş yılda emeklilik seçim rüşvetlerine nasıl tav olup itiraz etmediklerini, eşel mobil sistemini çok maaşa çok zam anlayışını hala daha nasıl savunduklarını, elbise parası gibi safsatalara ne güzel deyip de,  kök ücretlerde, saatlik ücretlerde artış istemediklerini ve üyelerinin hafta içi yapabilecekleri ek mesai çalışmalarını,  bire iki almak uğruna nasıl hafta sonu tatillerine denk getirdiklerini de hatırlasınlar.

Toplu yaşamanın vaz geçilemez kuralları, görgüsü vardır, olmalıdır. Bizde uzun bir süredir boş verilen bu kuralları doğanın doldurmasını bekleyemeyiz, beklememliyiz.

Öğrencinin okula ve derslere karşı sorumluluklarını tabiatın hatırlatmasını, öğretmesini beklemeyin o olmaz. Anne babalar öğretip hatırlatacaktır.

Okulu bitirdikten sonra işsizliğin kaçınılmaz olduğu dallarda yüksek öğretim yapmanın abesliğini tabiat hatırlatmayacak, genç insan kendi bilecek bunu.

Aynı genç insanlar, hazırlanmış kurulmuş tepside sunulan bir gelecek olamadığını ve geleceklerini kendi çabaları ile kurabileceklerini de öğrenmeliler.

Ülkenin ve halkın, hayatın sorunları tabiat ya da tanrı veya bayrak sol lafazanlıkla çözülmez.

Sorunları saptayan, çözümler üzerine kafa yoran planlamalar yapan insanlara, örgütlere gereksinim vardır.

Dünya üzerinde defalarca denenmiştir , bayrağa sarlırsak ya da elimize orak çekiç alırsak sorunlar çözülecektir diye.

Ve görülmüştür ki çözülmemiş katlanarak artmıştır.

Bilgiyle donanma, yaratıcı düşünce ve çalışmak şart.

Tanrı ya da anavatan veya AB, KC elinde süpürge ile gelip evimizi temizleyecek diye beklersek

Bekleye bekleye çürür her şey, su bile