Yerel Seçimlerin son haftasına girdiğimiz bu günlerde, DP-UG’in görkemli bir basın toplantısı ile Kemal Deniz Dana’ya destek vermesi, sanırım Dana’ya çok büyük bir avantaj kattı. Geçen haftaya kadar “DP-UG Lefkoşa’da kime destek verecek?” sorusu geçiyordu insanların kafasından. Neticede beklenen sürpriz de gerçekleşmiş oldu.
Evvelki gün Merit Otel’in salonunda hayli görkemli bir basın toplantısı düzenlemişti DP-UG. Her basın mensubu gibi bana da bir davetiye gelmişti Serdar Denktaş imzalı. Normal olarak diğer adayların toplantılarına katıldığım gibi bu toplantıya da katılmıştım. Gayet organize bir basın toplantısıyla karşı karşıyaydık. “U” şeklindeki masaya oturan DP-UG’nin Belediye Meclis Üye adayları, bir disiplin ve bir ağırbaşlılık içinde yerlerini almışlar, sonra da Serdar Denktaş basın toplantısını açmıştı. Tabii ki hemen yanıbaşında da UBP Lefkoşa Belediye Başkan adayı Kemal Deniz Dana vardı. Esasında biz basın yayıncılar mesajı almıştık o duruştan. Hemen hemen bütün medya oradaydı.
Serdar Denktaş “TAKIM” sloganıyla açtığı toplantıda, “TAKIM”ın nedenlerini da sıralamıştı. Serdar Denktaş’ın duruşunu da, konuşma tarzını da çok beğendim doğrusu. Hayli politikada pişmiş ve topluma kendini kabul ettirmiş bir değer olarak önümüze çıkmıştı yine. Soğukkanlılık içinde basın toplantısını yaparken, biz basıncılar da durmaksızın not alıyorduk.
Serdar Denktaş toplantıda şunlara vurgu yaptı.
“Bizler, denetleyen, eşitlik ilkesine sadık kalan şeffaf ve halkın bütününü kucaklayan bir takım olarak huzurlarınıza çıktık. Bu takım, Lefkoşa’yı yüreğinde hisseden ve güven veren, çevreye duyarlı, çalışana haklarını verecek demokrat bir takımdır.”
Serdar Denkaş, bu ifadeleden sonra projelerini sıralamıştı.
“Yerel Seçimlerde halkın karşısına çıkarken halka sunacağımız 260 bin TL.’ye mal olmuş surlar içini koruma projemiz hakkında da size bilgi vermek durumundayım” diyen Denkaş, projelerini teker teker önümüze sermişti.
Bakınız o projeler neymiş...
-Surlariçini koruma projesinin hayat bulması. Surlariçini gerçek anlamda yayalaştırmak ve o bölge insanına rant getirecek 24 saat açık kalacak iş yerleri ile bölgenin canlanması, en büyük idealimiz ve hedefimizdir.
-Engelli kardeşlerimizi ve çocuklarımızı düşünerek, onlara yollar ve oynayabilecekleri mekanlar hazırlamak.
-Sağlıkta konfor ve iyileştirme.
-Halk için sürekli olacak bir çözüm masası oluşturma.
-Belediye çalışanlarına eğitim ve kurslar düzenleyerek onları verimli hale getirmek.
-İşsiz insanlara iş olanakları yaratma.
-Kentin görüntüsünü bozan yer üstündeki telefon ve elektrik hatlarının yer altına alınması. Bu projenin gerçekleşmesi demek, Lefkoşa kentine bir estetik güzellik katmak demek olacaktır.
Serdar Denktaş bu projelere bir şey daha eklemiştir ki, bugüne kadar kimsenin duymadığı veya düşünmediği bir şeyi atmıştır ortaya. O da eski tren stasyonu binasının bir müzeye dönüştürülme projesidir. Gerçekten bugüne kadar devletin bir müzesi olmamıştır. Bunun gerçekleşmesi demek, Lefkoşa’ya bir anlam ve bir zenginlik katmak olacaktır bence.
Bu basın toplantısının “bomba hareketi” ise, Serdar Denktaş’ın Kemal Deniz Dana’ya açık destek vereceklerini açıklamasıydı. Bu haberi gözlerimizin önüne sererken, Dana’dan takım ruhuyla çalışacağına dair söz almış, o da o sözü vemiştir.
Kemal Derviş Dana’nın konuşmasından sonra duvardaki ekrana tüm Belediye Meclis Üyesi adaylarının resimleri geldi ve tek tek ayağa kalkarak kendilerini tanıttılar. Bu takdim de şekil itibariyle ilginçti.
Yazımın başında ifade ettiğim görüş bu durumda pekişmiş oldu. DP-UG bütün gücü ile Dana’ay destek vermesi demek, Dana’nın şansını artırmak demektir. Tabii ki aynı gün öğleden sonra da UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün’ün basın toplantısı ile Dana’ya yeniden destek beyan etmesi ve halktan oy talebinde bulunması, Dana’nın bu sınavı geçmesine büyük bir artı avantaj katmıştır.
Mesela UBP ile DP-UG’ün belediye meclis adayları güç birliği yaparlarsa, belediye meclis üyeliklerinin çoğuna sahip olabileceklerdir. Her zaman vurgu yaptığım bir şey vardır. İnsanlar genellikle, adayların karizmalarına ve toplumdaki duruşlarına bakarlar. Mensup oldukları partileri bir avantaj olsa da, kendi toplum duruşuları daha bir etki yaratır elbette. Yani bu seçimlerde kişinin toplumdaki imajı büyük rol oynar. Bekleyip göreceğiz.
Haydi dişinizi sıkın... Şunun şurasında beş gün kaldı seçimlerin bitmesine.