1963 yılında Makarios anayasanın 13 maddesini değiştirme arzusunu önce Yunanistan’a bildirdi ve sakın yapma, bizi Türkiye ile belâya sokma cevabını aldı.

Dinledimi hayır.

Kıbrıs’ı savaşa sürükledi.

63 çatışmalarından, Kıbrıs’ın fiilen savaşıyor olmasından sonra AKEL’in efsaneleştirilen Genel Sekreteri Ezakias Papayuannu’nun ‘ herhangi bir Yunanistan’a bu Junta yönetimindeki Yunanistan olsa bile bağlanmaya AKEL olarak hazırız gönüllüyüz’ diye açıklama yapmasına karşın Yunanistan enosis ilan etmeye hep mesafeli durdu. Başına gelebilecekleri az çok kestiriyordu çünkü.

Enosis ilânı uçuruma düşmek olurdu bunu da ancak, hayata bakışı UÇURUM TEORİSİ olan birisi göze alabilirdi.

O kimdi. Makarios.

2 Temmuz 1974 tarihli mektubunda bay Makarios ‘ Kıbrıs Cumhuriyetine sadece enosis gerçekleşecekse yıkılabilir, eğer enosis gerçekleşmiyecekse Kıbrıs Cumhuriyeti güçlendirilmelidir’ demişti.

Ve darbe yapıldı, tam 4 gün ne BM den, ne AB den, ne Nato, ne Varşova paktlarından, ne ABD, İngiltere, Fransa gibi devletlerden kayda değer bir ses çıkmadı. Bütün söyledikleri İTİDAL idi ve bunu da Türkiye’ye söylüyor tavsiye ediyorlardı.

15 Temmuz darbesinin ‘kabul edilemez’ olduğunu söyleyen iki devlet vardı sadece, Türkiye

Ve SSCB. ( o yıllarda Rusya yoktu, SSCB nin yıkılması ile ortaya çıkan pek çok devlet ile birlikte Rusya’yı da kapsayan bir süper güçtü SSCB)

Ne anlama geliyordu Türkiye’ye İTİDAL tavsiye etmek varın düşünün. Kıbrıs Cumhuriyetinin garantörleri arasında olan İngiltere de sesini çıkarmamış ve o da Türkiye’ye sakin ol demekle yetiniyordu.

Burda bir parantez açıp gelelim ‘darbe’ gününe.

Yorumuma inanmıyacaksınız, yazacağım her şey yaşanmıştır, ve bu yaşanmışlıklardan benim çıkardığım sonuç şudur ki, ‘darbe’ Makarios’a karşı yapılmamış, tam aksine bizzat Makarios tarafından kurgulanmış bir olaydır.

Temmuz ayı başından itibaren ‘darbe’ söylentileri ve haberleri hem basında hem diplomatlar arasında hem de fısıltı gazetelerinde sürekli günceldir.

Darbe Pazartesi günü kuşluk vaktinde yapılmıştır, Makarios ‘darbeden’ önceki Cuma günü mesai bitiminde,  Lefkoşa’yı başkanlık makamını terk ederek hafta sonu tatili için Trodos’daki  yazlık malikânesine gitmiş ve huzur içinde tatil yapıp Pazartesi Trodos’dan Lefkoşa’ya doğru hem de korumasız olarak yola çıkmıştır. Darbeciler Makarios’un Trodos’da olduğunu ve dönüş yoluna çıktığını bilmektedirler, en ufak bir suikast ya da tutsak etme girişiminde bulunmamışlar ve sadece birkaç saat sonra küçük kalibreli top atışları ve makineli tüfeklerle sarayına taaruz ederek canına ‘ kast’ edecekleri hazretlerinin sağsalim sarayına avdet etmesine seyirci kalmışlardır.

Bu kadarla da bitmedi.

Bay Makarios, o gün sarayında mısırdan gelen 40 ortodoks öğrenciyi ağırlamaktadır, ve saraya saldırı gerçekleştirilir, makineli tüfekler tarrakalarla işlemekte saraya top atışı yapılmaktadır. Ne Makarios’un ne de misafir öğrencilerin burnu bile kanamaz, Makarios sarayının arka kapısından elini kolunu sallaya sallaya çıkar ( aptal darbeciler Makarios’un tek kaçış yolunda tedbir almayı aptallıklarından dolayı düşünememişlerdir.) Yoldan çevirdiği bir arabaya biner, ve arabanın benzini az olduğu için benzinciye girerler benzin alırlar ve Baf’a doğru yola çıkarlar. Darbeciler o kadar ahmaktırlar ki Başkanlık sarayının tek kaçış yolunu kapatmadıkları gibi, Lekoşa- Baf yolunda da yine tertibat almazlar ve avı ellerinden kaçırırlar.Bütün bunlar ayniyle vakidir ve herkes halâ daha Makarios’a darbe yapıldığına inanmaktadır.

Demiştim inanmakta zorluk çekecek hatta inamayacaksınız ama okuduğunuz her satır doğrudur yaşanmıştır.

Ve dahası var. ‘Darbede’ ölen öldürülen pek çok rum vardır ve bunların önemli bir bölümü solculardır. Solculardır ama başta AKEL olmak üzere hiçbir sol tandanslı parti yetkilisinin burnu kanamadığı gibi, Makarios’un doktoru olan ve o zamanki gücü şimdiki EDEK ten çok daha fazla olan EDEK Başkanı Lissaridis, evi saraya çok yakın olmasına rağmen derdest bile edilmez ve evinden çıkıp darbeye karşı mücadeleyi örgütlemek için o da Baf’a doğru yola çıkar.

Bütün bunlar bana Makarios’a karşı darbe yapıldı safsatasına değil ve fakat Makarios enosis amacına ulaşmak için bir Kıbrıs Cumhuriyetine karşı 2.defa bir kalkışma örgütlemiştire inanmak gerektiğini söylüyor.

15 Temmuz ile 19 Temmuz arasında ABD, İngiltere, Nato ve BM nin ne söylediği ve ne yaptığı da tezimi güçlendirmektedir.

Bir düşünün, İngiltere niye Türkiye’nin birlikte müdahale edelim önerisini elinin tersi ile reddetmiştir. Çünkü ABD ve Nato ile elele verip Türkiye’nin tek başına müdahalesine engel olabileceklerine inanıyordu

Ve plan da oydu. Bulunuz Makarios’un 2 temmuz 1974 tarihli mektubunu ve okuyunuz.

Ve o yıllarda çömez bir AKEL üyesi olan Dimitris Hristofyas Çekoslavakya da bir seminerdedir, darbeyi 12 Temmuz’u 13 Temmuz’a bağlayan gece Prag’da duymuştur ( bkz sessizleştirilen tarih, kitabı sayfa 51)

Darbe mi 15 Temmuzda mı hadi canım sizde , düpedüz şike