Eskilerde meşhur kahvelerimizden biri de Kâzım’ın kahvesi idi.

Kâzım’ın kahvesinde tavla şakırtıları arasında ya da bilgisizliğinizle müridi olduğunuz derneklerde siyaset konuşurken, Gıbrız türkleri, Kıbrıslı türk toplumu, Gıbrıslıtürkler, Gıbrız ahalisi diye lafazanlık etmekte herhangi bir mahsur yoktur.

Müzakere masası Kazım’ın kahvesi değildir eyy Anastasiedes, nüfusu az diye Kıbrıs türklerinden azınlık olarak söz edemezsin, ha Hristo’nun kahvesinde, Hristofyas ile laf tokuşturarak viskini yudumlarken ne istersen yumurtlayabilirsin demeye hazırlanıyordum ki müzakere masasındaki partneri olan Akıncı hem de Kıbrıs türk halkının- Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşlarının yeni yılını RESMİ olarak kutlarken, Kıbrıslı türk toplumu deyiverdi bizim için.

Bay Akıncı özel sohbetlerinde kendi keyfince veya literatür- tarih bilgisinin yettiği kadarıyla ahkâm kesebilir amma fakat Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sıfatı ile demeç veya tebrik yayınlayacağında, nutuk irad edeceğinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devletini ve bu devletin halkını vatandaşlarını kendi kafasına göre niteleme hakkına sahip değildir, olmadığını bir an önce anlamalıdır.

Toplum derken her neyi kastediyorsa Bay Akıncı, bilmeli anlamalıdır ki kastettiği şeyin cumhurbaşkanı ve veya başbakanı belediye başkanı olmaz yoktur.

Örneğin, İngiltere’de yaşayan Kıbrıs Türk toplumunun cumhurbaşkanı, başbakanı, hatta muhtarı bile yoktur.Tıpkı Türkiye’de yaşayan, elen, ermeni toplumlarının ve Fransa’da yaşayan Bask toplumunun cumhurbaşkanı muhtarı olmadığı gibi.

Neyi, niçin müzakere ediyor olduğumuzu bir an önce idrak etmeliyiz.

Kendini KKTC devleti meclisine, Cumhurbaşkanlığına aday gören ve gösteren şahıs, Cumhurbaşkanı olduğu andan itibaren, seçildiği makamı yok sayarak keyfine-bilgisine-kendi arzularına dayanan icraatlar yapmak ve seçildiği makamın itibarını yerle yeksan edercesine söylemlerde bulunmak yanlışına düşmemelidir.

Sayın Akıncı bir an önce anlamalıdır ki, müzakere masasında oturuyor olmasını KKTC Cumhurbaşkanı seçilmiş olmasına borçludur. Bu nedenle müzkere süresi boyunca KKTC Cumhurbaşkanı olmanın gereklerini hakkıyla yerine getirmeli ve hatta en ufak bir federasyon ihtimali olmamasına karşın , öyle bir anlaşmayı imzalayıp, imzalatabilirse, varılacak anlaşmayı da referanduma KKTC Cumhurbaşkanı olarak önümüze önümüze onayımıza getirmeli ve eğer biz ( Kıbrıs türk halkı- KKTC vatandaşları ) onun şimdi istediği ve dillendirdiği gibi KKTC  den vazgeçerek toplum, topluluk olmayı içimize sindirir de onaylarsak, Bay Akıncı işte o zaman KKTC cumhurbaşkanlığı makamından vazgeçerek, toplum lideri sıfatı ile mutlu olmayı seçme hakkına sahip olabilir.

Akıncı’nın kazandığı seçim, toplum liderliği seçimi değil KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimiydi.

Ve unutulmaya, KKTC  sınırları içinde toplum olarak da niteleyebileceğimiz çeşitli topluluklar var. Örneğin solcular topluluğu, sağcılar topluluğu bu iki toplumun da birden fazla lideri vardır. Durduran, Akıncı, Talat sol toplumun liderlerinden birkaçıdır netekim ve Eroğlu, Tatar, Arıklı da sağ toplumlarımızın liderlerinden bir kaçı.

Futbol toplumunda da her takımın ( toplumun) liderleri de var netekim.

Müzakere süreci Kazım’ın kahvesi olmadığı gibi, canları çektiğinde iki ahbap çavuş olarak da tavla oynayıp kahveleşebilirler, lafazanlığın yeri orasıdır.

Müzakere keyfe göre yapılmaz.