Geçen hafta (13 Ağustos 2019), bu sayfada Kıbrıs Türk Edebiyatı’nda “anı” ve “yaşantı” diye nitelediğimiz, 127 yazarın 214 kitabının yayımlandığını; özünde anı/yaşantı olduğu halde, kurgu da içererek “anlatı” niteliğine dönmüş kitapların bu sayının dışında olduğunu belirtmiştim. (Özker Yaşın’ın 4 ciltlik Nevzat ve Ben’i; Hikmet Afif Mapolar’ın Aslar’ı gibi.)

Verdiğim sayıların kesin sayı olarak algılanmaması gerektiğini, bu sayıda yükselme olabileceğini de özellikle belirtmiş olayım.   

Anı/yaşantı yazanlar arasında, siyasetçilerden gazetecilere; savaş ortamında hayatta kalma mücadelesi veren ve bu bağlamda Türk Mukavemet Teşkilatı’nda görev almış direnişçi/mücahitlerden bilim adamlarına; ev kadınlarından sendikacılara;  iletişimcilerden şov yapanlara ve çeşitli meslek gruplarından insanlar var. Ne yazık ki en çok yazması gerekenlerin başında gelen siyaset adamlarında, anı yazma alışkanlığı yok. Öyle bir gelenek oluşmamış. Siyasetçiler bağlamında çok az kişi, (Mehmet Kâmil Paşa, Rauf R. Denktaş, Dr. İhsan Ali, Mustafa Akıncı, Dr. Fazıl Küçük, Oktay Feridun, Erdal Süreç) anılarını yazdı. Genelde oldukça yoğun biçimde anı/yaşantı kitabı çıkarken siyasetçilerin bu kervanın dışında kalması, incelenmeye ve üzerinde düşünülmeye değer bir husustur.

 Saydığım siyasetçilerden yalnızca Rauf Denktaş’ın anılarının kapsamlı (on bir kitap) olduğunu belirteyim. Artık onun yanına Hakkı Atun’un da adını ekleyebiliriz. Daha önce çıkan iki anı kitabına üçüncüsünü de ekledi dostum Hakkı Atun: Hakkı Atun’un Politika Anıları -İkinci Kitap!

HAKKI ATUN’UN ANI KİTAPLARI ÜÇ OLDU

“Bir Öz Yaşam Öyküsü” üst başlığı altında yayımladığı ilk anı kitabı için “Dostum Hakkı Atun’un Anıları” başlığıyla 5 Temmuz 2016’da; ikinci anı kitabını “Dostum Hakkı Atun’un Politika Anıları” başlığıyla 26 Haziran 2018 tarihinde bu sayfada izlenimlerimi paylaşmıştım. Üçüncü anı kitabı için de bir şeyler yazmayı kendime görev bildim. 

Birinci kitabında, çocukluğundan başlayarak siyaset öncesine kadar olan yaşanmışlıklarını, bu bağlamda köy çocukluğunu, okumak için çektiği sıkıntıları ve aştığı engelleri, parasızlığı, bütün bunlara karşın başarılı eğitim yaşamını, eğitimini tamamladıktan sonra yakın tarihimizin pek bilinmeyen mimarlık ve şehircilik alanında yaşadıklarını anlatmıştı bize Hakkı Atun!

İkinci kitabında 1990 yılı öncesi politik yaşamını; üçüncü kitabında ise, Kıbrıs Türk Halkı’nın yakın siyasal yaşamında önemli bir dönüm noktası olan 1990 seçimleri ile sonrasını anlatıyor.

1990 seçimlerinden sonra muhalefetin Meclis’i boykot etmesi, muhalefet partilerinin katılmadığı ara seçimle tek partili bir parlamento yapısının ortaya çıkması, bunun içte ve dışta yarattığı sıkıntılar, UBP içinde Hakkı Atun’un liderliğinde içinde başlayan hareket, bunun “Dokuzlar” hareketi (harekette dokuz milletvekili yer aldığı için) adını alması, DP’nin doğması, DP-CTP hükümetinin kurulması gibi, yakın tarihimizin henüz yazılmayan olayları var Hakkı Atun’un üçüncü anı kitabında!

Üstelik bazı anı yazarları, kendi yaşanmışlıklarını aşırı derecede abartır, kendilerini Dünya’nın/Kıbrıs’ın merkezine oturtarak “hep ben, yalnız ben” mantığıyla “böbürlenerek” yazarlarken Hakkı Atun’da bunu göremezsiniz. İlk iki kitabında da yoktu; bu üçüncü anı kitabında da alçakgönüllü ve iddiasız olup yaşadıkları ile tanıklıklarını içtenlikle, inandırıcı bir dille anlatmaktadır.

HELE KAR GİBİYSE ALNIN…

Daha önce de, Hakkı Atun’un ikinci anı kitabını konu ettiğim yazımda değinmiştim. Sayın Hasan Hastürer, beni konuk ettiği bir televizyon programında, “bizde, her zaman alınları pak ve aktif politikadan koptukları halde konuştukları zaman dinlenilen ve değer verilen iki politikacı olduğu” anlamında (mealinde) bir şeyler söylemiş ve benimle Sayın Hakkı Atun’un adını vermişti. 

Sayın Hakkı Atun’un, ikinci anı kitabı “Hakkı Atun’un Politika Anıları”nda olduğu gibi üçüncü anı kitabının arka kapağında kısa özgeçmişi ve onun altında, Hasan Hastürer’in yazdıkları doğrultusunda, yorumsuz/açıklamasız bir şiir var. Melih Cevdet Anday’ın “Çok Güzel Şey” başlıklım şiirini bir kez daha yorumsuz ve açıklamasız paylaşıyorum:

ÇOK GÜZEL ŞEY

Yaşamak güzel şey doğrusu

üstelik hava da güzelse

hele gücün kuvvetin yerindeyse

elin ekmek tutmuşsa bir de

hele tertemizse gönlün

hele kar gibiyse alnın

yani kendinden korkmuyorsan

kimseden korkmuyorsan dünyada

iyi günler bekliyorsan hele

iyi günlere inanıyorsan

üstelik hava da güzelse

yaşamak güzel şey,

çok güzel şey doğrusu!

Melih Cevdet ANDAY

SON OLARAK

Sayın Hakkı Atun’un daha yazacak şeyleri olduğunu düşünüyorum. Daha çok kısa bir süre önce, evindeki ofisinde yaptığımız görüşmede böyle bir izlenim edindim.  Yazmayı sürdürmesi içtenlikli dileğimdir. Topluma vereceği daha çok şey olduğundan eminim. 

Sayın Hakkı Atun’un, üçüncü anı kitabını (Hakkı Atun’un Politika Anıları – İkinci Kitap), özellikle yakın siyasal tarihimizi merak edenlerin okumasını İçtenlikle öneririm.

Hakkı Atun’un anıları kitaplaştığına göre yazılı belge kategorisine girdi, toplumsal belleğe kaydedildi ve yakın tarihimiz için değerli ve güvenilir kaynak olarak ortaya çıktı.

Ayrıca bizi bu Ada’ya bugünkü halimizle, ”gökten zembille indiğimiz” sananlara verilen bir yanıt olduğunu düşünüyorum.