“Bir Zamanlar Kıbrıs” dizisinin yayınlanması ile kmuoyunda bazı dalgalanmalar meydana geldi.  Bu dalgalanmalar, bazı fikirsel tezatları ve çatışmaları da beraberinde getirdi.  Dizinin birincisinin yayınlanmasının üzerinden bir hafta geçmeden birden sosyal medyadan Dr. Küçük’e saldırılar başladı ve ağza alınmayacak sözler söylendi.

            Bu sözleri eden kişinin Dr. Küçük’ü ve Kıbrıs Türkünün davasını bilmediği belli... Veya Dr. Küçük’ü kamuoyu önünde küçük düşürecek sözler ederek neyi murat ettiğini bilmek ve anlamak lazım.

            Dr. Küçük, Kıbrıs Türkü’nün ulusal dava önderi ve kurtarıcısıydı. Onun ilkelerini ve bu halka verdiklerini, İngiliz ve Rumlarla verdiği büyük mücadeleyi de hatırlatmak lazım.  Bünyesinde barındırdığı Atatürk düşünce ve devrimleri onun yol göstericisi oldu.

            Dr. Küçük bir tıp adamı olarak İsviçre’den Kıbrıs’a geldiğinde, Rumlar çoktan binmişlerdi ENOSİS atına.  Sendikaları ve kitlesel kuruluşları kullanan Rum fanatiklerinin yaptıklarını tarih yazmıştır. Bir genç doktor olarak kafasına koymuştu Kıbrıs Türkünü uyandırmayı.  14 Mart 1942 tarihinde yayınlamaya başladığı Halkın Sesi gazetesi bugün hala dimdik ayaktadır ve onun misyonunu yürütmektedir.

Dr. Küçük Vakfı olarak da kınıyoruz bu sözleri.  Özellikle Dr. Küçük’ü “ateistikle” itham etmek çok ayıp ve kabul edilemez.

            Dr. Küçük bu ulusal davanın yollarına kendini attığında genç ve dinamik bir insandı.  Halkını Rumlara karşı hazırlamak, yobaz ve radikal dincilere karşı mücadele etmek hep onun yapısında vardı.  Onurlu ve kişilikli insanlar, ahlaklı din kavramını da kendi bünyesine yerleştirir.  Dr. Küçük kendi dinine bağlı ve ahlaklı bir insandı.  Yanlışlara “dur”, doğrulara “evet” diyen bir liderdi.

            Dr. Küçük’e atfedilen bu çirkin sözleri sahibine iade etmek gerek.  Dr. Küçük bu özgürlük ve var oluş meşalesini yakmasaydı, Kıbrıs Türkü bugün karanlık ve çıkmaz tünellerde kaybolup gidecekti. O’nun yaktığı bu meşaledir bizi bu günlere getiren.

            O nedenle Dr. Küçük Vakfı olarak bizler de dizide Dr. Küçük’ün gerektiği şekilde yer almadığını veya sönük bir görüntü içinde verildiğini eleştiriyoruz.

            Dr. Küçük Vakfı olarak, böyle bir dizinin çekilmesini elbette ki arzulamaktaydık.  Dr. Küçük kanadından gelen tepkilerin nedeni, tarihin doğru okunmaması ve gerçeklerin kamuoyuna doğru aktarılmamasıdır.

            Dizinin ilk gösteriminden sonra kaleme aldığım yazımda dizinin yorumunu yapmış ve gerçekçi ve inandırıcı hususları dile getirmiştim.  Bu yazım yayına girdiğinde ben henüz dizinin ikinicisini izler olacağım.  O nedenle dizinin akışında nelerin hayat bulacağını veya bulmayacağını ifade edemem.

            Ben şahsen ona inanıyorum ki dizinin ilerleyen akışında her şey yerine oturacak, her şey kamuoyuna doğru yansıtılacak ve dizi daha da güzel ve kalite kazanacak.  Lakin böyle bir dizinin hayat bulması, Kıbrıs Türkünün yaşadıklarının ve geçirdikleri mücadele evrelerinin dünya kamuoyuna aktarılması çok güzel ve çok da yerindedir.

            Kimi insanlar çok acımasızca eleştirdiler diziyi.  Ben acımasızca eleştirmek istemedim ve istemiyorum da. Bu dizinin pek çok ülkelerde izlenir olması müthiş bir olaydır bana göre.  Malum Türkiye, dizi çekimlerinde birçok ülkenin önüne geçti ve kendini müthiş geliştirdi.  Özellikle tarihi filmlere pek çok imzalar atıldı.  Şu anda dizi dünyasında müthiş bir rekabetin ve rating yarışının olduğunu da ifade edersek yanlış olmaz herhalde.

            Mesela “Muhteşem Yüzyı” dizisi bütün dünyayı altını üstüne getirdi.  Hatta bütün dünya seyircisini ekranlara kilitledi.  Onun gibi nice tarihi filmler, görsel efektleri ile ve çarpıcı sahneleri ile insanın kanını dondurdu.

            KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş Bey’le buluşmalarımızda uzun sohbetlerimiz olurdu.  Bir gün o sohbetlerde Denktaş Bey’in “Kurtlar Vadisi” adlı dizide kısa bir rol aldığını öğrenmiştim. Kendisine sorduğumda bana aynen şöyle demişti:

            “Bu dizi bütün dünyada izleniyor.  Bu diziye Kıbrıs Türkü’nün davasının girmesi ve benim anlatımlarımla gözler önüne serilmesi, en güzel bir karardır.”

            Yani Türk dizileri bir yerde propaganda aracı olmuş oluyor.  “Bir Zamanlar Kıbrıs” dizisinin de bütün dünyada kabul göreceğine inanıyorum.  Dizi yayınlansın ama doğruları ile yayınlansın.  Hatta yapımcıların, kamuoyumuzdaki tepki ve düşünceleri de dikkate alarak yeni çekimlerin mükemmel bir hale getirileceğini umuyorum.

            Yeniden Dr. Küçük’e dönecek olursak...  Bu dünyadan göçmüş bir lideri bu kadar seviyesizce eleştirenlere cevap vermek, elbette ki onun bayrağını taşıyan bizlere düşer.  Şayet Dr. Küçük hayatta olsaydı, bu sözleri eden efendiye, gazetesinde günlerce, hatta haftalarca yazacağı yazılarla en katmerlisinden cevap verip ağzını kapatırdı.

            Cumhubaşkanı Ersin Tatar doğru söylemiş...

            “Dr. Küçük’e saldırmak kimsenin haddine değildir!”