Dönüşümlü başkanlık diye önemsediğiniz şey ilk defa federal bir yapı olan ve Yugoslavya Federal Halk Cumhuriyeti olan adını 1963 yılında Yugoslav Sosyalist Federal Cumhuriyeti olarak değiştirmiş olan topraklarda,  kurucusu olan Tito’nun  son dönemlerinde  ortaya çıkmıştır.

Tito’nun Yugoslavya’nın bütünlüğünü korumak, dağılmasını önlemek için kendisinden (ölümünden ) sonra dönüşümlü başkanlığı vasiyet olarak bırakmıştı.

Tito’nun ölümünden sonra Yugoslavya’nın başına geçen Karadağ’lı Veselin Djuranovic, ülkesini Tito’nun da önerisi olan demokratik bir anlayışla 15 Mayıs 1985’e kadar yönetmiş ve sürenin sonunda da sıranın  Sırp federal devletine geçmesi dolayısı ile Sırp Başkan Slobodan Miloseviç’e devretmişir.

Sonra ne mi olmuştur.

Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nin anayasında yer alan ve aynı zamanda  Yugoslavya’nın kurucusu büyük devlet adamı Mareşal Tito’nun da vasiyeti olan DÖNÜŞÜMLÜ BAŞKANLIK  sistemi, Sırp Slobodan Miloseviç tarafından reddedilmiş ve Hırvatlara, Boşnaklara diğerlerine Yugoslavya başkanlığı devredilemez terk edilemez gerekçesi ileri sürülerek, iç savaşın tetiği çekilmiştir.

Yugoslavya’nın dağılma süreci ikinci dünya harbinden sonra görülen en kanlı savaşlarla doludur. Bu savaşlar milyonlarca insanın  yerinden edilmesine yol açarken yıllarca sürmüş ve Yugoslavya’da, dağılan Yugoslavya yerine kurulan  Sırbistan’da, Hırvatistan’da  konuşlanmış olan AB – BM  askerlerine rağmen milyonlarca insanın kadın erkek, asker sivil, yaşlı genç, çocuk olduğuna bakılmaksızın katledilmesine, kitleler halinde çukurlara gömülmesine yol açmıştır.

Şunu da göz ardı etmemeliyiz ki, Yugoslavya’yı   kendi Ortodoks inançlarıyla paramparça ederek milyonlarca insanın ecelsiz ölümüne yol açan  Bay Slobodan Miloseviç, Sırbistan Komunist Partisi’nin Genel Sekreteriydi,  Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti devlet başkanı olmazdan önce.

Teorisinde, adalet ve eşitlik olan komunist bir partinin- devletin,  bu savaşa katliama yol açacağı akla bile gelmez, gelmez ama akla gelmeyen başa gelmiş ve Balkanların en gelişmiş, en istikrarlı devleti paramparça olurken, halkları da katliamlara kurban gitmiştir.

Slobodan Miloseviç, savaş suçları mahkemesinde yargılanmış ve mahkum olmuştur ama, olan olmuş, bir devlet tarihin tozlu sayfalarına gömülürken, milyonlarca insan da yıllarca süren iç savaşın kurbanları olmuştur.

Tarih, ha ha ha, hu hu hu kırat edilsin diye değil ders alınsın diyedir.

Dönüşümlü başkanlık diye yırtındığınız şey, ben bunu kabul etmiyorum denildiğinde, ama anlaşmıştık, anyasamızda da yazar demekle sizi kurtarabilecek şey değil tam aksine kurban olarak alacak şey olabilir.

Yakın tarih ve Sırbistan bunun kanıtıdır.

Bu suç, insanlık suçu ile damgalı devlet olan Sırbistan kime madalya vermiştir. Merak edin