Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Marketlerde benim halkımı sömürme mücadelesini devam ettirenler varsa bunun hesabını sorma görevi de bizimdir ve hesabını sorarız'' dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TOBB İkiz Kuleler Konferans Salonu'nda düzenlenen Ekonomi Şurası'nda konuştu.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
''Önce millet önce memleket ifadesi bizim için bir seçim sloganı değil hayat felsefemizin ta kendisidir. Geçtiğimiz 16 yılda ülkemizi 3,5 kat sizlerle birlikte büyüttük. Başarının sırrı önce inanmak sonra harekete geçmek ardından da yılmadan mücadeleye devam etmektir. Mücadele azmi olmayanlarla yürünecek hiçbir yol yoktur. Türkiye'nin en büyük sorunu dışarıda rekabet ettiği güçler değil, kendi içindeki birtakım kifayetsizlerdir. Kendi medeniyetini, tarihini, kültürünü, ecdadını ısrarla kötüleyen, küçümseyen, aşağılayan, karikatürize eden bir zihniyetin bu ülkenin geleceğine zerre kadar katkısının olması mümkün değildir. Devlet teşviklerle indirimlerle yapılandırmalarla bu süreçte reel sektörümüzün ve milletimizin üzerindeki yükleri azaltmak için elinden gelenin fazlasını yapmıştır. Birilerinin 'piyasanın şartları' kılıfı ile fırsatçılığa yönelmesi gerçekten çok üzüntü vericidir. Son dönemde yaşanan hadiseler karşısında kendimizi sorguya çekmek zorundayız.

MARKETLERE FİYAT UYARISI
Faiz oranları, enflasyon belli oranda düşmüş. Buna rağmen markette hala sebze meyvede fiyat düşmüyor. Bunun ahlaki bir temeli olabilir mi? Bakıyorsunuz marketlerde hala bütün sebze meyve vesairede fiyatlar düşmüyor. Onlar hala yükseliyor. Bunu neyle izah edeceğiz? Bu marketlerde benim halkımı sömürme mücadelesini devam ettirenler varsa bunun hesabını sorma görevi de bizimdir ve hesabını sorarız.
Her şey ortada, rakamlar ortada, üreticiden çıkışı ortada ama bakıyorsunuz bunlarda en ufak bir oynama, düşüş söz konusu değil. Hala 'vatandaşımı nasıl sömürürüm' bunun gayreti içerisinde. Herkesi bu konuda insafa vicdana ve hepsinden önemlisi ahlaka davet etme görevliliği noktasındayım. Milletimizin bu konuda dillendirdiği şikayetleri kulak arkası edemeyiz. Böyle dönemler, dalgalanmayı fırsat bilip karı artırma değil gerekiyorsa karı bir miktar düşürerek ülkeyi ve toplumu ayağa kaldırma dönemleridir.

ERDOĞAN-TRUMP GÖRÜŞMESİ
Trump, 75 milyar dolar ticaret hacmi hedefini söyledi. Trump'a 'Lojistik destek verin DEAŞ'ı temizleriz' dedim.

MÜNBİÇ'İN GÜVENLİĞİ
Ülkemize en ufak bir saldırıda bulunanlar bunun bedelini çok ağır ödeyecekler. Kimse bizi rahatsız etmeye kalkmasın. Yarın pazartesi çarşamba Rusya seyahatimiz var. Münbiç'in güvenliğini alacak ve orayı da sahiplerine teslim edeceğiz.
Birileri siyaset yoluyla, birileri sahada silahla, birileri masada diplomasiyle Türkiye'yi yeniden kendi kafalarındaki o dar kalıplara sokmak için cansiperane bir şekilde çalışıyor. Halbuki artık o günler geride kaldı. Bir başka ifadeyle 'cin şişeden çıktı'.

''VERİLEN SÖZLER TUTULURSA NE ALA; AKSİ TAKDİRDE...''
Amerika, Rusya ve diğer kesimlerle olan görüşmelerimizin anlayış birliğine varılarak sonuçlanmasını canıgönülden arzu ediyoruz ama bu demek değildir ki ilanihaye bekleyecek, gözümüzün önünde yürütülen hazırlıkların neticelenmesini seyredeceğiz. İşte sınırlardayız, bütün gücümüzle oralardayız. En yakından gelişmeleri takip ediyoruz. Şayet bize verilen sözler tutulur ve süreç işlerse ne ala. Aksi takdirde hazırlıklarımızı zaten büyük ölçüde tamamladık, kendi stratejimiz doğrultusunda gereken adımları atmaya başlayacağız. Türkiye özellikle Suriye'de kendisine verilen sözlerin tutulmaması sebebiyle çok bedeller ödemiştir. Ülkemize karşı yeni bataklık haline dönüşecek bir güvenli bölge uygulamasına asla izin veremeyiz.''

Editör: Mehmet Kasimoglu