Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün ABD Başkanı Trump'la görüşecek. Görüşmede hangi konular ele alınacak, ya da hangi konular öncelikli olacak? Türkiye ne istiyor, Trump yönetimi PKK/YPG konusunda bundan sonra nasıl bir yol izleyebilir? NTV Dış Haberler Koordinatörü Ahmet Yeşiltepe görüşmenin öncelikli konularını değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı Donald Trump ile yapacağı görüşmenin iki önemli konu başlığı var. 
İlki, Afrin'e gerçekleştirilen operasyon sonrasında ortaya çıkan son durum. Çünkü son 48 saattir ABD yönetiminin farklı birimlerinden "Afrin ile ilgili" Ankara'ya bazı uyarılar geliyor. Özellikle sivillerin durumu üzerinde ve yağma iddialarında yoğunlaşan bu uyarılar karşısında Trump'a gerçek manzarayı anlatmak, özetlemek gerekiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Afrin'deki manzarayı anlatırken, bu bölgeden Türkiye'ye karşı yönelen terör tehditlerini de bir kez daha Trump'a hatırlatacaktır. Operasyon sonrasında Afrin'de siyasi istikrarı yeniden sağlama çabası, hızla ulaştırılan insani yardımları anlatacaktır. Sivil kayıplarının asgari düzeyde olduğunu bir kez daha hatırlatacaktır. 
İkinci önemli konu başlığı ise; Türkiye'nin Menbiç konusundaki beklentisi. Aslında Washington'da 8-9 Mart tarihinde yapılan komite toplantılarında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun ifadesiyle anlayış birliği ortaya çıkmıştı.
Ama Amerikan Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ın görevden alınması nedeniyle bu konuda ortaya çıkan anlayış birliğini bir mutabakata, özellikle somut bir işbirliğine çevirmek mümkün olabilir mi? Şimdi akıllarda bu soru var.
Malum, komite toplantılarında Menbiç'teki YPG varlığının sona erdirilmesi, örgüt mensuplarının buradan Fırat'ın doğusuna çekilmesi konusunda bir yaklaşım ortaya çıkmıştı. Daha sonra Türk askeri ile Amerikan ordusuna mensup unsurlar burada güvenliği ortaklaşa tesis edip, Menbiç'i gerçek sahiplerine teslim edeceklerdi. Yani bu bölgeden ayrılmak, kaçmak zorunda kalan sivillere, ki bunların çoğunluğu Arapdı. 
Cumhurbaşkanı Erdoğan diplomasiyi sürdürerek yakalanan bu yakınlaşmanın, somut bir işbirliğine dönmesi gerektiğini belirtecektir. Kaldık ki, Türkiye'nin uzun süredir beklentisi bu yönde. Menbiç'te uygulanacak model başarılı şekilde hayata geçerse, bu modelin fırat'ın doğusu, özellikle Ayn el Arab, Tel Abyad, Haseke, Rakka hatta Irak'ın kuzeyinde Sincar'da da uygulanması mümkün olabilir. 
Amerikan yönetimi tarafı için konuşursak, komite toplantılarında ortaya çıkan bu anlayışın sürüp-sürmeyeceği belli değil. CIA ve Pentagon'un Türkiye ile ilişkilerde "ipe un seren" yaklaşımı yeni Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile birlikte ne kadar değişebilir? Henüz bunu kestirmek çok zor. Elbette iki ülke ilişkileri tek başına dışişleri bakanlarına bağlı değil ve muhtemelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump'a bunu hatırlatacaktır. 
Özetle genel çerçevede PKK/YPG'nin tamamen etkisiz hale getirilmesi husunda Amerikan yönetiminden gelecek her samimi adım, her türlü hamle muhakkak ki Türkiye'nin ilişkileri düzeltme gayretini teşvik edecektir. 
Ayrıntılar VATAN'da

Editör: Mehmet Kasimoglu