Cemal Kaşıkçı için herkese başsağlığı diliyorum. Şöyle kısa bir hafıza tazelemesi yapalım; Kaşıkçı ilk olarak 28 Eylül'de Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'na gidiyor. Kaşıkçı'nın bu gidişi ekiplere haber veriliyor.
1 Ekim tarihinde saat 16.30'da, operasyondan bir gün önce, üç kişilik bir ekip tarifeli seferle İstanbul'a geliyor, başkonsolosluğa geliyor. Başka bir ekipte Belgrad Ormanı ve Yalova'da keşif çalışmaları yapıyor. Aralarında generallerin de bulunduğu 9 kişilik üçüncü ekip ise havalimanına inip başka bir otele yerleşiyor. Toplam 15 kişiden oluşan bu ekip, ayrı ayrı gelip başkonsoloslukta bulunuyor. Önce kamera sistemindeki hard disk sökülüyor.
Viyana sözleşmesi de artık masaya yatırılacak. İlk önce başkonsolosluk çalışanlarına hakkında işlem yapılamıyor.
Aynı gün erken saatlerde Londra'dan dönen Kaşıkçı, konsolosluk binasına yaya olarak giriyor, tabi nişanlısı kendisiyle beraber. Bu saatten sonra da bir daha kendisinden haber alınamıyor. Akşam 17.50'de ülkemiz resmi makamlarına, Kaşıkçı'nın nişanlısı tarafından başvuru yapılıyor. İlgili birimler hemen tahkikat başlatıyor.
Bölgedeki kameraların incelenmesi sonucu Kaşıkçı'nın çıkmadığı kesinlik kazanıyor. Diplomatik dokunulmazlıkları olduğu için fiili bir işlem yapılamıyor. Emniyet ve istihabarat birimlerimiz hadiseyi araştırmayı başlarken, savcılığımız da soruşturma açıyor. Araştırma ve soruşturma derinleştikçe çok ilginç bilgiler çıkıyor. Cinayetin olduğu günün arefesinde 15 Suudi güvenlikçi, adli tıpçının ülkemize geldiği ve daha sonra özel uçaklarla ülkemizden ayrıldığı tespit ediliyor.
Dublör ve yanındaki şahsın da akşam Riyad’a hareket ettiği görülüyor. Riyad önce iddiaları tümüyle reddediyor. Başkonsolos Reuters muhabirine 6 Ekim’de kendini savunmaya çalışıyor.
Olay günü konsoloslukta çalışan personel bir odada denetleme bahanesiyle oda da tutuluyor. Bir diğer personel grubuna da izin veriliyor.
Kaşıkçı'nın başkonsolosluk binasından çıkmadığı kesinlik kazanıyor.
Kıyafeti, gözlüğü ve sakalıyla Kaşıkçı'ya benzetilmeye çalışılan kişi gece yarısından sonra Riyad'a gitti. 
Dışişleri Bakanlığımız da muhataplarıyla sürekli görüştü. Suudi Arabistan'dan ülkemize gelen heyet çeşitli görüşmeler gerçekleştirdi. Suudi yetkililer, konsolosluk binasının aranmasına izin vereceklerini açıkladılar. Önce bazı şeyleri sormak zorundayız, zira bu olay İstanbul'da meydana geliyor. Sorumluluk makamındayız. Meselenin üzerindeki sis bulutu ortadan kalkmaya başladıkça diğer ülkeler de harekete geçtiler. Suudi Arabistan Kralıyla 14 Ekim'de yaptığımız ilk telefon görüşmesinde elimizdeki bulguları kendisine anlattım. Başkonsolos görevinden alındı. 
Cinayetin kabulünün ardından Suudi Arabistan'da 18 kişi tutuklandı. Türkiye'ye gelen 15 kişi de aralarında. 
Böyle bir vahşetin ört bas edilmesi tüm insanlığın vicdanını yaralayacaktır. Suudi Arabistan cinayeti kabul ederek önemli bir adım atmışlardır. Bundan sonra onlardan bu meselenin sorumlularını ortaya çıkarmalarını bekliyoruz. Cinayetin anlık değil, planlı olduğu yönünde elimizde bilgiler var. 

Kaşıkçı ile ilgili sorular
Bu 15 kişi neden cinayet günü İstanbul'da toplanmışlardır, bu kişiler kimden emir alarak oraya gelmişlerdir, başkonsolosluk binası neden günden sonra incelemeye açılmıştır, cinayet açıkça ortadaken onca tutarsız açıklama neden yapılmıştır, öldürüldüğü kabul edilen birinin cesedi neden ortaya yok, cesedin yerli işbirlikçiye verildiği ifadesi doğruysa, bu yerli işbirlikçi kimdir? Suudi Arabistan bunu açıklasın. 
Hiç kimse bu sorular cevaplanmadan üzerinin kapatılacağını aklından bile geçirmesin. Böyle bir soruşturmanın adil bir heyet tarafından yapılması çok önemlidir. Diğer ülkelerdeki suç ortaklarının da soruşturmaya dahil edilmesi gerekiyor. Türkiye olarak takipçisi olacak kendi ve uluslararası hukukun yerine getirlmesini sağlayacağız. 
Bir çağrı yapıyorum; Suudi Arabistan Kralı başta olmak üzere üst yönetiminedir. Olay İstanbul'da olmuştur. Bu 15 + 3 kişinin yargılanmasının İstanbul'da yapılması teklifimdir. 

Editör: Mehmet Kasimoglu