Eninde sonunda Kıbrıs sorunu diye bilinen ve fakat aslında Kıbrıs Türklerinin  dünya devletlerinin ve uluslar arası ( ki aslında devletlerarasıdır ) hukuk denen statik ve hegemonik yapı tarafından ikinci sınıf insan olarak kabul  edilmemesi olan mesele sonlanacaktır.

Niye mi ikinci sınıf insan olarak kabul ediliyoruz dedim.

En basitinden başlayalım, Kıbrıs Türklerine getirilen,  takım olarak futbol, basketbol voleybol müsabakalarına çıkma yasağı dünyanın başka hangi halkına müstahak görülmüştür meselâ.

Kişi haklarına aykırı değil midir her hangi bir uluslar arası- devletler arası faaliyete en azından kişi olarak- Kıbrıs Türkünün kültürel ya da resmi kimliğimizle katılmamızın yasaklanması.

Geçelim.

DÜŞMAN; işte bu kavramın altında yatmaktadır Kıbrıs adasında olup biten her şey. AKEL in ‘Düşmana kapının açılması’ yaklaşımındaki kapının açılması babını bir an için görmezden gelsek bile,  DÜŞMAN kavramının kendisi başlı başına sorunumuzun uzaması ve önümüzdeki on yıllar içinde de çözülmesinin bir hayli zor olduğunun kanıtı değil midir.

Peygamberi olan Hz İSA nın doğumundan 2020 yıl sonra bile hem de kendini ve partisi AKEL’i komunist ve federalist olarak pazarlamaya özel bir önem gösteren  Bay Andros Kiprianu’nun,  15 Temmuz darbesini protesto etmek için DÜŞMAN kavramını darbeciler için değil de Türkler ( Kıbrıs ve Türkiye Türkleri ) için kullanmış olması nasıl bir gözü dönmüşlükle nasıl bir aymazlıkla karşı karşıya olduğumuzun kör parmağım gözünüze der gibi gözümüze sokması değil midir.

Var sayalım ki Bay Andros ‘ ama biz onu, ‘DÜŞMAN’ kavramını Kıbrıs Türkleri için değil Türkiye için kullandık desin.

El insaf. Ağzından çıkanı kulağın duymazlığı da ancak bu kadar olur.

Sözüm ona federalist olan Bay Kiprianu ve partisi AKEL  çok istermiş gibi göründüğü 5. Li konferansı DÜŞMANI ile mi yapacak.

Anlaşmak ve giderek barışmak için bir yola çıktığınız insanlarla müzakere yolunda 1955 i baz alırsak,  65 yıl yol aldıktan sonra da mı,  ilk günkü gibi DÜŞMAN gözü ile bakarsanız olası bir anlaşmanın ömrü kaç gün olur Bay Kiprianu.

Yoksa derdiniz olası anlaşmayı, garantörlük hakkı da kaldırılmış ana hedefe yönelik bir ara merhale olarak mı görmektesiniz.

BAY Kiprianu dilinin altındaki bakla 15 temmuz darbesini yapanları ve ELAM ı değil Türkleri düşman diye nitelemeniz beni hiç şaşırtmadı

Bay Kiprianu,  sana ve partine düşmanlığımız yoktur hatta senin en azından ulusal konseyinizde görüş fikir ve oy birliği sağladığınız DİSİ DİKO ve dahi ELAM ‘a bile peşin peşin düşmanımız nitelemesi yapmayız ve fakat boyun eğmeye niyetimiz de yoktur.