İsmail BOZKURT

            Karma oyun kaldırılması konusu, siyaset kurumumuzun “sığ”lığını ortaya koydu. Bir yurttaşın, karma oy kalsın ya da kalksın demesi çok olağan ama partiler bunu herhangi bir kişi gibi yapamaz, yapmamalı! Seçim Ve Halkoylaması Yasası gibi bir yasada, karma oyun işlevi nedir, kalkarsa ne olur, ne getirir ne götürür bilmeleri gerekir.  

1976 Seçim Ve Halkoylaması Yasası, ilgili Meclis komitesinde 21 (yirmi bir) toplantıda tamamlanabilmiş; Meclis Genel Kurulu’nda tartışmalı 13 (on üç) birleşimden sonra yasalaşabilmişti. Yani yasa toplam 34 toplantıda didik didik edildi ve bir sürü dengelere oturtuldu. Karma oyun da dayandığı dengeler vardır. Kaldırıp da yeni dengeler kurmazsanız havada kalır.   

Biliyorum, bu konu artık “kabak tadı” vermeye başladı ama önemli! Daha doğrusu ben önemsiyorum. 

            Bu girişten sonra, konu ile ilgili olarak Meclis Başkanı Sayın Önder Sennaroğlu’na gönderdiğim bir mektubu, bu sayfada bu kez “açık mektup” olarak paylaşmak isterim.  Ardından yine konuya döneriz.

MECLİS BAŞKANINA AÇIK MEKTUP

11 Kasım 2021

Yeniboğaziçi - Gazimağusa

Sayın Önder Sennaroğlu,

KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı,

Lefkoşa.

1976 Seçim Ve Halkoylaması Yasası’nda “karma oyun kaldırılması ya da değiştirilmesi” yönündeki konu ile ilgili olarak düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.

Karma oyun kaldırılması iki açıdan önemlidir:

1) Seçme Hakkı, bir anayasal haktır. Karma oy bu hakkın kullanılmasıyla ilgilidir. Yaklaşık yarım yüzyıldır, tek bir seçim hariç hep var oldu ve seçmen tarafından içselleştirildi. Bu hakkın kaldırılması, yaklaşık yarım yüzyıl uygulanan bir hakkın geri alınması anlamı taşır. Bunun etik,  demokratik, anayasal anlayışlarla bağdaştırmak mümkün değildir. Ayrıca herhangi bir partiye oy vermek isteyenle, tercihini değişik kullanmak isteyenler için “eşitsiz” bir durum ortaya çıkmaktadır ve bunun anayasanın 8. Maddesine aykırı olduğunu düşünüyorum. 

2) Daha önemlisi şudur:

Anayasa’nın “Seçme, Halkoylamasına Katılma ve Seçilme Hakkı” başlıklı 68’inci maddesinin (2)’nci flkrasına göre “Yirmi beş yaşını bitirmiş olan her yurttaş seçilme hakkına sahiptir. Seçilebilmek için en az üç yıldan beri daimi ikametgâhı Kuzey Kıbrıs'ta olmak ve yurt ödevini yerine getirmiş bulunmak koşuldur.

Karma oyun işlevi, yalnız dileyen seçmene mühür basmadan oy kullanabilmesi değildir. Yukarıda işaret ettiğim seçimlere katılma (aday olma) hakkını bağımsız aday olarak kullanmak da bu kurala tabidir ve anayasa değişmeden yasa ile bunu kaldırmak mümkün değildir. Karma oyun kaldırılması demek, bağımsız adaya oy verememek demektir.

Bildiğim kadarıyla partilerarası uzlaşma yalnız “karma oyun kaldırılması veya değiştirilmesi” yönündedir ve sonuçta eğer karma oy kalkarsa, bağımsız adayların da oy pusulasında yer alabilmesi ama seçmenin onlara oy verememesi gibi traji-komik bir durum ortaya çıkacaktır. Bunun anayasaya aykırılığı çok açık seçiktir ve böyle bir durumda Meclis’in saygınlığına vuracağı darbeyi tahayyül etmek bile zordur.       

Sayın Başkan,

Anlatmaya çalıştığım durum nedeniyle karma oyun tümden kaldırılması yönünde bir sonuç çıkmayacağını ümit ederim. Gelinen aşamada, YSK Başkanı Sayın Narin Şefik’in geçmişte dile getirdiği seçenekler arasında yer alan, bölgelerle ilgili “karma oy” kısıtlamalarının kaldırılması seçeneği ile yetinmek gerektiğini düşünüyorum. Seçmen, karma oy kullanmak isterse, bunu her ilçe için de ayrı ayrı yapma zorunda olmamalıdır.

Sayın Şefik’in önerisi karma oyla birlikte tercih işaretlerinde de bölgelerle ilgili kısıtlamalarının kaldırılması şeklindedir ve bu görüşe de katılıyorum ama ad hoc komitenin görev tanımında bu konu olmadığından herhalde ele alınmayacaktır. Aslında benim görüşümün, bölge kavramının yasadan tümüyle çıkarılması yönünde olduğunu da belirtmek isterim.

Sayın Başkan,

            Bu mektubumu ad hoc komite ile partiler ve milletvekilleriyle de paylaşırsanız sevinirim.

            Saygı ile çalışmalarınızda başarılar dilerim.

İsmail Bozkurt

SONUÇ OLARAK…

            Mektup, karma oyla ilgili durumu açık seçik biçimde ortaya koymaktadır diye  düşünüyorum.

Seçim sistemimiz d’hont’tur. D’hont’u uygulayan ülkelerde yurttaşın bir partiye bastığı mühür genellikle “tek bir oy” sayılırken, bizde partiye basılan her mühür (çarşaf liste itibarıyla) 50 oydur.  D’hont’u uygulayan ülkelerde bağımsız adaya da “tek oy” verilir. Yani seçmen ya bir partiyi ya da bir bağımsızı tercih eder. Eşitlik ilkesi bunu gerektirir.

Bizdeki karma oy, bağımsızlar için kullanılacak oylara da, sistem içinde olanak verir.  Bu sistemde bağımsız adayın kazanması olanaksız gibidir ama eşit oy ilkesi bağlamında zevahiri/görüntüyü kurtarır.

Çok karışık olduğunu biliyorum, Örneklerle uıygulamalarla anlatmak gerekir ama bir gazete yazısında bunu yapmanın olanağı yok. Ben bir gazete yazısında konuyu olabildiğince açıklamaya çalıştım.

Bu anlattıklarım çerçevesinde şunu bir daha vurgulayalım: Sistem içinde bağımsız adaylara nasıl oy verileceğini de düzenlemezseniz, karma oyu kaldıramazsınız.

Yani sonuçta “karma oy”un kaldırılmasının öyle çok da kolay olmadığı açık!. Daha doğrusu Meclis elbette ki karma oyu kaldırılabilir ama yerine başka birşey koyması gerekir. Koymadan kaldırırsa, mektupta da belirttiğim gibi traji-komik sonuçlarla yüzyüze kalınır.

Alınan kararlardan, yapılan açıklamalardan, konuya yaklayış biçimlerinden,  karma oy kalksın diyen partilerin bunun sonuçlarından haberleri olmadığı anlaşılıyor. Belli ki araştırmaya da gerek görmemişler.  

“Pes” mi, yoksa “sığlığın bu kadarı da olmaz ki” mi demeli?