İsmail BOZKURT

Corona sürecinde ülkemizde çıkan kitapları tam olarak izleyebildiğimi söyleyemem. Yine de sürecin iyi gittiğini söyleyebilirim. Son günlerde ulaşabildiğim, biyografik ya da yaşantı diyebileceğimiz türde iki (daha doğrusu üç) kitapla ilgili görüşlerimi paylaşacağım bugün!

“ONLAR DAHA ÇOCUKTU (2 Cilt)”/ AYDAN AFŞAROĞLU

Aydan Afşaroğlu’nun edebiyatla ilişkisinin ayırımına, 5 ciltlik Kıbrıs Türk Edebiyatı Tarihi (1571 – 2017) üzerinde çalışırken varmıştım. Mehmetali Tatlıyay’ı anlatan “Unutulmaktan Korkuyorum” adlı kitabın yayın kurulunda görev yapmış ve Mustafa Gökçeoğlu’nu anlatan “Dünün Işığı”nı yazmıştı. İkisi de biyografi/yaşantı türü eserlerdi. Bu kez karşımıza 2 ciltlik “Onlar Daha Çocuktu” adlı, yine biyografi/yaşantı türünde bir eserle çıktı.

İki ciltlik eser 848 sayfa. Birinci Cilt 480 sayfaya kadar. İkinci Cilt 481’den başlıyor yani iki cilt, tek eser gibi ele alındı. Her iki cildin son sayfalarında bolca resim var. Çok sayıda kişinin adı geçiyor kitapta. Çok sayıda da yer adı var. Ve elbette ki tanıklıklar, olaylar, olaylar… Biyografi/yaşantı türünde bir eser ama belgesel nitelik de taşıyor. Hatta sözlü tarih diye de nitelenebilir. Kaynak kitap değeri olduğu da kesin!

Eser, 1976 – 1978 arasında, Türkiye’de okurken öldürülen 18-22 yaşlarında altı Kıbrıslı Türk öğrenci, Özer Elmas, Mehmet Ömer, Muharrem Özdemir, Mustafa Ertan, Ercan Turgut, Sadık Cemil ile öldürmek amacıyla başına üç kurşun sıkıldığı halde hayatta kalabilen Ülmen Aygın’ı anlatıyor bize!

Aydan Afşaroğlu’nun, iki ciltlik eseri çok iyi çalışarak ve çok araştırma yaparak yarattığı kesin! Her ilgili kişinin aile bireyleri yanında, adlarını verdiği onlarca kaynak kişi ile de konuşmuş. Bunu yaptığı için de her kişinin yaşamını oldukça ayrıntılı biçimde vermiş. Başına üç kurşun sıkıldığı halde hayatta kalabilen Ülmen Aygın’ın günümüze kadarki yaşamını, bu arada sanattaki başarısını anlatmış. Çalışma ve araştırmaları, cinayetleri de ayrıntılı olarak gözler önüne sermesine olanak vermiş. Kurgulaması, yaşamları ve yaşanmışlıklarını öykülemesi, anlatım biçimi, güzel ve akıcı Türkçesi kitapların rahatça okunmasına olanak veriyor.  

Aydan Afşaroğlu konunun değişik yönlerine de parmak basıyor. Öldürülen altı gencin “Demokrasi Şehitleri” adı altında anılması karşısında ailelerin tepkisi ilginç! Hem  “Demokrasi Şehitleri” kavramına, hem ailelerden habersiz yapılan anma törenlerine karşı ilginç karşı çıkışlar ve eleştiriler var.  

Anlatılanlar korkunç, insanlık dışı! Türkiye’nin o karanlık günlerini çok güzel anımsatıyor ve yaşatıyor. Aydan Afşaroğlu, kitabını “bir daha yaşanmaması dileğiyle eşine, kızına, oğluna ve evladını kaybetmiş tüm analarla babalara” adamış. Ona katılmamak düşünülemez bile! İnsan olan kişi bir daha bunların ya da benzerlerinin yaşanmasını istemez.

 Ben Aydan Afşaroğlu’nun eserine, yazınsal bir gözle de bakmak istiyorum. Kıbrıs Türkleri’nde bilinen ilk anı kitabı Doktor Hafız Cemal Lokmanhekim’in 1909 tarihinde yayımladığı, “Kıbrıs Osmanlılarına Mahsus Son Hediye-i Acizanem Veyahut Kıbrıs’ta Geçen Dört Senelik Tarih-i Hayatım ile Kıbrıs Osmanlılarına Mahsus Parlak İstikbal Programı”dır.  2017 itibarıyla Kıbrıs Türk Edebiyatı’nda “anı/biyografi/yaşantı” türünde 127 yazarın 214 kitabı yayımlanmıştı.  2017’den sonra çıkanlar bu sayının dışındadır. Üretimi bu alanda olup biyografi/yaşantı yazarı denebilecek tek kişi Ahmet Sanverler’dir.

Aydan Afşaroğlu’nu eserlerine baktığım zaman yeni ve güçlü bir biyografi/yaşantı yazarını görüyorum. Bu niteliğiyle de onu selamlıyor ve ona bu yolda yürümesini öneriyorum. Bu alanda güçlü ve iz bırakan bir yazar olabileceğini düşünüyorum. Edebiyatımızın buna gereksinimi de var.   

“KOD ADI YAVUZ: ERGÜN VEHBİ”

Hasibe Şahoğlu, geniş bir yelpazede ürün veren bir kadın yazar. Şiir, roman, öykü, gezi, anı-yaşantı gibi değişik yazınsal türlerde eserleri var. Son kitabı, “KOD ADI YAVUZ: ERGÜN VEHBİ” adıyla ağabeyi Ergün Vehbi üzerine yazmış. 15 Ekim 2021 Cuma günü çevrimiçi tanıtım etkinliğine katıldığım kitap sadece 83 sayfa! Hasibe Hanım bunun bilinçli bir tercih olduğunu söylüyor. Kalın kitaplar okunmuyor, ince olursa kolayca okunabilir diyor. Tümüyle yabana atılacak bir düşünce değil ve bu bir tercih!   

Kitabın arka kapak yazısında, “O ANLATTI, BEN YAZDIM” başlığı altında, Ergün Vehbi’yi şöyle anlatır: “Şimdiye kadar çeşitli televizyon programlarına çıkan, özel günlerde görüşleri alınan, hatta belgesellerde ve kitaplarda yer alan Ergün Vehbi tüm yaşamı boyunca kendinden çok yurdunu ve halkını önemsemiş, onlar için mücadele vermiştir. Kıbrıs Türk Halkı Ergün Vebi’yi dürüst, hak yemeyen, halkı için çalışan ve Meclis kürsüsünde gür sesiyle doğruları konuşan bir siyasetçi olarak hatırlayacaktır. O Erenköy’de destan yazan korkusuz, mücadeleci vatanına aşık bir mücahit olarak gençlere örnek olacaktır.”

Ergün Vehbi ile, 1975’te başlayan Halkçı Parti’nin kuruluş süreci ve Halkçı Parti’de birlikteliğimiz var. Ben Parti’nin Genel Sekreteri’ydim o da Genel Sekreter Yardımcısı! 1990’daki Demokratik Mücadele Partisi (DMP) sürecinde de birlikteydik. Hasibe Şahoğlu’nun yukarıda yazdıklarına aynen katılıyorum.  Ergün Vebi, dürüst, hak yemeyen, halkı için çalışan ve Meclis kürsüsünde gür sesiyle doğruları konuşan bir siyasetçi idi. DMP sürecinde Cumhurbaşkanı adayı olan iki kişiden biriydi. 

KISA BİR DEĞERLENDİRME

Aydan Afşaroğlu yakın tarihimizin acı bir sayfasını, Türkiye’de öldürülen altı öğrencimizle öldürüldüğü sanılan ama hayatta kalan bir öğrencimizin trajik öykülerini yeniden ve bilinenden çok daha geniş biçimiyle toplumsal belleğe taşıdı.  

Hasibe Şahoğlu, sağcısı solcusu ile üniversite öğrencilerimizin yakın tarihimde yarattığı efsanevi Erenköy direnişini ve yakın tarihimizin siyasal yaşamından bir kesiti kazandırdı toplumsal belleğimize!

Ben her zaman, yaşanmışlıkların, tüm acılığı ve gerçekliği ile unutulmamasından ve toplumsal belleğe kazınıp gelecek kuşaklara aktarılmasından yanayım. Elbette ki bunların yeni düşmanlıklara, kin ve intikam isteğine dönüşmemesi, dönüştürülmemesi koşuluyla!  İkisinde de bunu gördüm.  

Her iki kadın yazarımızı, Aydan Afşaroğlu ile Hasibe Hanım’ı kutlar ve daha nice kitaplar diliyorum.