Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs adası ve etrafındaki doğalgazın gerek Kıbrıslılar, iki toplum, gerekse bölge ülkelerinin işbirliği yapmaları halinde gelecekleri için potansiyel zenginlikler içerdiğini, ama aynı zamanda krizlere gebe olduğunu vurguladı. ;
Cumhurbaşkanı Akıncı, “Bu yaşanan krizlerden dersler çıkararak geleceği doğru inşa etmek gerekir, benim de çağrım o olsun. Bu devlet tek başına ne Rumlara aittir, bu uluslararası tanınmışlık, tek başına devlete sahiplik onların uluslararası hukuk anlamında hakları değildir. Bu bir kasıttır. Şu anda denizlerde yapmaya çalıştıkları da bunun bir benzeridir. Ortaklaşmayı, ortak yararı, işbirliğini öne çıkaracak anlayışlar sergilemeleri gerekir” dedi. 
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rumların, Doğu Akdeniz’de Kıbrıs’a ait olan doğalgaz yataklarını sadece kendilerine aitmiş gibi algılayıp o yönde tek taraflı adımlar attığını belirtti. 
Kıbrıs Türk tarafının doğalgaz konusunu gerginlik olmaktan çıkarıp işbirliği alanı haline dönüştürme yönünde birçok kez çağrıda bulunduğunu dile getiren Akıncı, bu çağrılara olumlu yanıt alamadıklarını kaydetti. 
Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis ile görüşmesinin şu anda söz konusu olmadığını ancak bu olasılığı tamamen dışlayan bir anlayış içinde de olmadığını söyleyen Akıncı, “Yeri ve zamanı geldiğinde normal bir müzakere sürecinin bir parçası olarak değil, niyet araştırması bakımından bir araya gelmek gerekecek” dedi. 
Akıncı, önümüzdeki hafta BM Genel Sekreterliği Kıbrıs Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar ile görüşeceğini de belirtti. 
Akıncı, hükümette bulunan ve Cumhuriyet Meclisi’nde temsil edilen siyasi parti genel başkan ve yetkilileriyle Kıbrıs konusuyla ilgili bir değerlendirme toplantısı yaptı. Akıncı, yaklaşık üç saat süren toplantı sonrasında basına açıklamada bulundu. Akıncı açıklama yaparken siyasi parti başkan ve yetkilileri de hazır bulundu. 

“GÖRÜŞ ALIŞVERİŞİNDE BULUNDUK” 
 Kuzeyde ve güneyde seçimler yapıldıktan sonra partilerle durum değerlendirmesi yapma ihtiyacı doğması üzerine bugünkü toplantının düzenlendiğini söyleyen Akıncı, Kıbrıs konusunda hangi noktada olunduğunu, bundan sonraki gelişmelerin neler olabileceği konusunda görüş alışverişinde bulunduklarını kaydetti. 
Birleşmiş Milletler’in yakın bir gelecekte taraflarla temasının söz konusu olacağını, “bundan sonra Kıbrıs’ta nasıl bir gelecek şekillenebileceğine”  yönelik iki tarafın görüşlerinin alınacağını dile getiren Akıncı, BM Genel Sekreteri’nin bu konuda net bir duruşu olduğunu kaydetti. 
Akıncı, “Genel Sekreter’in; ‘Kıbrıs’ta iki taraf var bu iki taraf kendi özgür iradeleri ile ortaklaşa olarak ne istediklerini bize söylerlerse biz de kendilerine yardımcı olmaya hazırız’ şeklinde net bir görüşü var. Bu açık çağrıya Kıbrıs Türk tarafı olarak biz her zamanki gibi yapıcı bir şekilde yaklaşmak isteriz ama bundan önce yapılması gerekenler ve görülmesi gerekenler var. O da Rum tarafının gerçek anlamda Kıbrıs’ta yetkiyi, gücü ve adaya ait zenginlikleri Kıbrıs Türk tarafıyla paylaşmaya hazır olup olmadığı meselesidir. Çünkü yakın geçmişte buna hazır olmadığının birçok ipuçları ve sonuçları vardır” dedi. 

“TEK TARAFLI ADIMLAR…”
Annan Planı ve Crans Montana’nın bunun örneklerinden olduğunu söyleyen Akıncı, Rumların Doğu Akdeniz’de Kıbrıs’a ait olan doğalgaz yataklarını sadece kendilerine aitmiş gibi algılayıp o yönde tek taraflı adımlar attıklarını belirtti. 
Kıbrıs Türk tarafının doğalgaz konusunu gerginlik olmaktan çıkarıp işbirliği alanı haline dönüştürme yönünde birçok kez çağrıda bulunduğunu dile getiren Akıncı, iki toplum ve Kıbrıs’ın tüm insanlarının bundan yararlanması gerektiğini, bölge devletleri arasında Türkiye ve Yunanistan dahil yeni işbirliği perspektifleri doğabileceğini kaydetti. 
Akıncı, tüm bu çağrılara Rum tarafından olumlu yanıt alamadıklarını, sonuçta bugünlere gelindiğini söyledi. 
Tüm bu konuların siyasi partilerle değerlendirildiğini dile getiren Akıncı, siyasi partilerin görüşlerini dinleme fırsatı bulduğunu, önümüzdeki günlerde gelişmelerin seyrine göre  değerlendirmelerin Cumhuriyet Meclisi’nde temsil edilen partilerle devam edeceğini, hükümetle de haftalık olağan görüşmelerin yapılacağını ifade etti. 
Akıncı, katılan siyasi partilere teşekkür etti.

AKINCI SORULARI YANITLADI 
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. 
Akıncı, Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiades’in bu sabah yaptığı açıklamalar ve sondaj gemisinin de sökülmeye başlandığı yönündeki söylemlerin sorulması üzerine, Kıbrıs Türk tarafının uluslararası hukuk dışında attığı herhangi bir adım bulunmadığını, her şeyin uluslararası hukuk çerçevesinde  yapıldığını söyledi.
Rumların doğal kaynaklarda ne kadar hakkı varsa, Kıbrıs Türklerinin de hakkı bulunduğuna dikkat çekerek, onun dışında Türkiye’nin de kendi görüşleri ve tavrı, talebi bulunduğunu, bunların uluslararası hukuk boyutu bakımından herhangi bir ters durumu olmadığını kaydetti. 
Cumhurbaşkanı Akıncı şöyle devam etti: 
“Ters olan Rum liderliğinin bugüne kadarki tavrı olmuştur. Rum liderliği ‘bu zenginlik devlete aittir. Bu devlet bu zenginlikten yararlanmaya başladığı zaman yurttaşlarına da bunu dağıtacaktır. Dolayısıyla Kıbrıslı Türkler de merak etmesinler, Maronitler, Ermeniler, Latinler gibi onlar da haklarını alacaklardır. Bu iş toplumlara ait değildir, devletlere aittir’ gibi söylemlerle bizi kandırmaya çalışıyor.” 
Bahsettikleri devletin 1963’e kadar Kıbrıslı Türklerin de ortak oldukları bir devlet olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Rumlar bu söylemleriyle o devletin tek sahibi olduklarını unutturmaya çalışıyorlar. Eğer bu devlet gerçekten ortak bir devlet olarak kalsaydı, o devletin içinde Kıbrıs Türkünün de söz sahipliği olurdu, bütün bunlar da yaşanmazdı” şeklinde konuştu. 

“RUM TARAFI AKIL YOLUNDA İŞBİRLİĞİ YOLUNDA BİZLERLE BULUŞUR DİYE ÜMİT EDİYORUM” 
Şu anda sadece Rumların sahipliğinde bir devletin söz konusu olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, akılcı işin “Kıbrıslı Türklerle bu konuyu müzakere etmem” inadını bırakıp, bir ortak komitede bunların konuşulabilmesi olduğunu kaydetti. 
Yabancı şirketlerin dünya kadar masraf yaparak, böylesine sorunlu bir bölgede, bir çözümün olmadığı bir ortamda, ortak bir komitenin kurulmadığı bir ortamda bu işe kalkışmalarının yanlış olduğunun bu platformun sökülmesinden belli olduğunu vurgulayan Akıncı, şöyle devam etti: 
“Bu herhalde bundan sonraki gelişmelere de emsal teşkil eder diye ümit ediyorum. Gerek yabancı şirketler, gerekse Rum tarafı akıl yolunda işbirliği yolunda bizlerle buluşur diye ümit etmek istiyorum” dedi. 

“ORTAKLAŞMAYI, ORTAK YARARI, İŞBİRLİĞİNİ ÖNE ÇIKARACAK ANLAYIŞLAR SERGİLEMELERİ GEREKİR”
Cumhurbaşkanı Akıncı Rum Yönetimi Lideri Anastasiadis’e de çağrısının şu olduğunu dile getirdi: 
“Kıbrıs adası ve etrafındaki zenginlikler gerek Kıbrıslılar için, iki toplum için, gerekse bölge ülkelerinin işbirliği yapmaları halinde gelecekleri için potansiyel zenginlikler içeriyor. Ama aynı zamanda krizlere gebe olduğunu da hep birlikte müsaade ettik, gördük. Bu yaşanan krizlerden dersler çıkararak geleceği doğru inşa etmek gerekir, benim de çağrım o olsun. Bu devlet tek başına ne Rumlara aittir, bu uluslararası tanınmışlık, tek başına devlete sahiplik onların uluslararası hukuk anlamında hakları değildir. Bu bir kasıttır. Şu anda denizlerde yapmaya çalıştıkları da bunun bir benzeridir. Ortaklaşmayı, ortak yararı, işbirliğini öne çıkaracak anlayışlar sergilemeleri gerekir”

“SPEHAR’LA ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA GÖRÜŞECEĞİM”
Rum lider Nikos Anastasiadis ile herhangi bir görüşmesi olup olmayacağının sorulması üzerine Akıncı, şu anda böyle bir durumun söz konusu olmadığını ancak bu olasılığı tamamen dışlayan bir anlayış içinde de olmadığını kaydetti. 
“Yeri ve zamanı geldiğinde normal bir müzakere sürecinin bir parçası olarak değil, niyet araştırması bakımından bir araya gelmek gerekecek” diyen Akıncı, onun öncesinde BM’nin adadaki özel temsilcisinin görüşme talebinde bulunduğunu belirtti. 
Önümüzdeki hafta başlarında Elizabeth Spehar ile görüşeceğini söyleyen Akıncı, New York’tan da bazı temsilcilerin önümüzdeki dönemde gelebileceğini bu gayri resmi temasların niyet araştırması olarak görülebileceğini kaydetti. 
Akıncı, her şeyi Türk tarafından bekleyen bir anlayışın olamayacağını, Kıbrıs Türk halkının çözümü istediğini her zaman kanıtladığını söyleyerek, Rum tarafı dışında bütün dünyanın bunu görüp anladığını belirtti. 

“BUNDAN SONRAKİ GELİŞMELERİ RUM LİDERLİĞİNİN TAVRI BELİRLEYECEK”
Buna rağmen Kıbrıs Türk tarafından bunun ötesinde bir adım beklenmemesi gerektiğini dile getiren Akıncı, “Kıbrıs Türk tarafı olarak bir vicdan huzuru içindeyiz. Bugüne kadar yaptıklarımız ve ortaya koyduklarımızla hem halk hem liderlik olarak bir vicdan huzuru içindeyiz. Bundan sonraki gelişmeleri Rum liderliğinin tavrı belirleyecek” dedi. 
Ayrıntılar VATAN'da

Editör: Mehmet Kasimoglu