Sanat dünyasının ünlü isimlerinden ve bestekar Ekrem Yeşilada anısına geçen Pazartesi akşamı, yani 9 Mart 2018’de , AKM salonunda bir halk türküleri konseri düzenlendi.  Konseri düzenleyen halk türküleri ve saz sanatçısı yönetmen  İlker Dölek’le koro ve saz sanatçıları müthiş bir konser verdiler.
Konserin adı, “Ekrem Yeşilada Anısı’na” idi.
Halkımızın yapısından olsa gerek, genellikle halk türküleri konserlerinin salonlarını pek doldurmazlar.  Veya sadece meraklıları gider böyle konserlere.
Bu konserin özelliği ve sanatçıların kalitesi açısından salon silme ağzına kadar izleyicilerle dolmuştu.  Bu çok güzel birşey.
Madem bu konser, bir süre önce kaybettiğimiz Ekrem Yeşilada için düzenlenmiş, herhalde onu bize hatırlatan bir görüntüsü olmalıydı.  Nitekim projeksiyondan arka perdeye aktarılan Ekrem Yeşilada’nın şık resmi, adeta bir hayal gibi, sanki bize “Siz benim öldüğümü sanırsınız ama ben hala sizinle ve bu mekandayım” diyordu.
Benim lise çağlarımda Haydarpaşa Ticaret Lisesi’nde öğretmenim olan Ekrem Yeşilada hocam’la onun ötesinde uzun zaman beraberliğimiz olmuş, hatta onun hayatını anlatan belgesel “Bestekar ve Müzik Adamı Ekrem Yeşilada” isimli kitabımı yazmış ve o kitabı yazarken, haftanın en az iki veya üç gününü bilikte olmuştum.
Ne tuhaf bir durum.... Yani bir his anlamında söylüyorum...
Orkestra onun bestelerini çalarken, adeta tüylerim diken diken olmuştu.  O his dediğim şey, sanki onun ruhunu ve bütün varlığını hemen yanıbaşımda veya salonun her köşesinde gibi hissediğimdi.
Gerçekten insan bir başka oluyor böyle konserlerde.  
Bu etkinlikte şöyle düşünmüştüm...
“Merhum Ekrem Yeşilada’nın en büyük arzusu, öldükten sonra da sanat dünyasında var olması, hatırlanması ve eserlerinin yaşatılmasıydı.”
Gerçekten öyle bir arzusu olduğunu bana söylemese de onu sezinleyebiliyordum.
Şayet onun hayatını anlatan kitabı okumuşsanız, onun içinde pek çok olayı da öğrenmiş olacaksınız.
En zor zamanları, henüz Kıbrıs Türkü’nün uyanış yıllarındaki yüksek öğrenimi idi.  Boş zamanlarını değerlendirme ve birkaç kuruş çıkarma adına Anadolu’nun doğu bölgesinde bir Amerikan Şirketinde çalışmaya başladığı dönemlerde ilk kez saz eğitimi almış ve ondan sonra da bestelerini yapmaya başlamıştı.
Ekrem Yeşilada, biz Kıbrıs Türkleri için bir ilkti.  Hangi yönden? İlk kez TRT’de bir Kıbrıslı bestekarın eserleri yayınlanamay başlamıştı.  İşte o dönemlerdir ki Türkiye’nin pek çok ünlüleri ile tanışma şerefine nail oldu.
Ekrem Yeşilada’nın Kıbrıs Türk Musiki tarihi üzerine yayınlanmış kitapları vardır.  Bunun yanında Kıbrıs Türk turizmi üzerine de bir kitabı var.  Malum uzun yıllar Turizm Müsteşarlığı da yapan Ekrem Yeşilada, o dönem itibariyle ilk kez KKTC’ye Skôl Organının şubesini açtı ve KKTC’nin tanıtımına büyük katkı koydu.  Hayli zaman Skôl’un da başkanlığını yapan Yeşilada, 40’ncı sanat yılını da sevenleri ile kutladı ve mutlu öldü.
Ekrem Yeşilada için yazılacak o kadar çok şey var ki...
Mesela kendisi doğma büyüme Gönyeli’li idi.  İlk türküsünü de “Beşparmak Dağı Sıra”  sözlerini taşıyan eserle sanata imza attı.
O kitaba hayat verirken ve kendisi ile çalışırken, kendi köyü Gönyeli’yi ve Gönyelilileri de onurlandırmıştır.  Hatta kendisi ile yapmış olduğumuz o çalışmalarda, bayağı Gönyeli’nin tarihçesini iyice araştırmış, bunun yanında Gönyelililerin bacak eğriliğinin nedenlerini de bilimsel kişilerle çalışmasını belgelemiştir.  
“Yani iki eğri bacaklıdan yine eğri bacaklı insanlar doğar, ama bir eğri bacaklı ile bir doğru bacaklının evliliğinden mutlaka doğru bacaklı çocuklar doğar” derdi.
İşte Allah rahmet eylesin, Ekrem Yeşilada öyle bir değerdi ve her zaman en anlamlı hatırları ile gönlümüzde ve hayatımızda yaşamaya devam edecektir.