Yıl 1964 .
Kanlı Noel’den, 4 ay sonra .
“ 400 yıllık misafirliğimize “ son vermek isteyen, Rum ve Yunan faşistlerinin desteklediği, Batılı Emperyal Güçler , 21 Aralık 1963 “ Akritas Planı’nı , Kıbrıs Türk Halkına karşı, uygulamaya başlamışlardı .
Bizleri , İsrail’in , Filistinlilere yaptığı gibi , doğup büyüdüğümüz topraklardan, silmek istediler .
Tüm Türk’lerin, iskan olarak yerleşmiş olduğu yörelere, saldırdılar .
Kıbrıs Türk Halkı , her yerde direnmeye başladı .
Bu direniş “ 400 yıllık misafir olmadığımızı “ bu adanın iki sahibinden biri olduğumuzu . Kıbrıslı Rumlar hangi haklarla bu adada yaşıyorlarsa , ayni haklarla , Kıbrıs Türk’lerinin yaşayacaklarını kanıtlamak için, her yerde direniş başlamıştı .
Kıbrıs’ta bu direniş devam ederken , Kıbrıs Türk Halkının bağrından çıkan ve Anavatanında yüksek öğrenim gören, o dönemin öğrencileri . Ana, baba ve atalarının bu ölüm kalım savaşında , tahsillerini sürdürmeleri mümkün müydü ?
Tabi ki varoluş savaşında, atalarının yanında, yer almak düşüncesini hemen
icraata koymak için, faaliyete geçtiler .
Kıbrıs’a çıkmayı ilk önce kendi olanakları içerisinde denediler .
Bunun için , Antalya’ya gittiler .
Orada yaşamakta olan Kıbrıs kökenli Türk’lerle temas ederek . Silah ve mühimmat satan dükkanlardan, silah ve mühimmat aldılar .
Limandaki tekne sahipleri ile konuştular .
Sonuç :
Olaya hükümetin el koyması .
Teknelerle Kıbrıs’a çıkış, akamete uğradıktan sonra , Kıbrıs Türk Gençliği
Ankara Hükümetine karşı . Kıbrıs’a çıkmak için baskılarını artırdılar .
Sonuçta , İnönü Hükümeti , gönüllülük esasına dayanarak , partiler halinde 400’e yakın, Kıbrıs Türk Öğrenim Gençliğini Erenköy’e çıkardı .
Makarios Hükümeti, buna müthiş kızdı .
Sert demeçler vererek , bu olayın kesinlikle benimsenemeyeceğini , kabul edilemeyeceğini dünyaya duyurdu .
Akabinde , Nisan 1964 yılından itibaren , yani gençlerin Erenköy’e çıkmalarından çok kısa bir süre sonra . Tüm askeri olanakları ile saldırıya geçtiler .
Uçak hariç , karadan ve denizden , Erenköy bombardımana tutuldu .
Rum ve Yunan askerlerinin elindeki her türlü silah ve mühimmatın zerresi.
Bizim gençlerde yoktu .
Denge , karşı tarafın lehinde idi.
Her geçen saat da, artmaktaydı.
1974 Barış Harekatı hariç, adadaki en kanlı ve şiddetli çarpışmalar Erenköy’de yaşanmıştır .
Erenköy direnişinin altında yatan ve tarihe bunu kanları ile yazan, o zamanın gençlerinin felsefesi :
“ EY PALİKARYA . BU ADADA BİZ DE VARIZ . KIBRIS TÜRK HALKI DA VARDIR . BİZİ BU ADADAN SÖKÜP ATAMAZSIN .”
Erenköy’de , karşı unsurun gücüne karşı , bir avuç öğrenci Mücahit, destan yazdı .
Türk Alemi’ne ve dünyaya , ikinci Çanakkale’yi yaşattı .
Canını verdi, kanını akıttı .
Erenköy’ü düşman çizmesine terk etmedi .
Erenköy Destanı , adadaki diğer Türk direnişçilerine de çok büyük bir moral oldu .
İnönü Hükümetinin , havadan dahi olsa, askeri müdahalesi. Adadaki tüm mevzilerdeki Mücahitlerimizin moralini yükseltmiş . Anavatanın , Kıbrıs Türk Halkını Rum’un ve Yunan’ın insafına terk etmeyeceği inancı ve düşüncesinin doğmasına neden olmuştu .
Erenköy savaşları ile birlikte , Rumlar , pek çok Türk bölgesine , gıda ve tıbbi ilaç ambargosu uygulamaya başladı .
Kıbrıs Türk Halkı, olanla yetindi .
Elindekilerle, yaşamını idame ettirmeye çalıştı .
Fakat, dize gelmedi .
Getirilemedi .
Öbür gün , bu destanın 50. yılını kutlayacağız .
Destan diyorum .
Nasıl ki , Çanakkale , Türk Kurtuluş Savaşı’nın bir başlangıcı olmuşsa . Erenköy de , 20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatına giden yolun, başlangıcı olmuştur .
Erenköy , Makarios Hükümetinin bir kırılma noktası olmuştur .
Erenköy’le birlikte , Kıbrıs Türk Halkı’nın verdiği mücadeleyi. Türkiye’deki siyasilerin daha iyi kavraması bakımından, çok önemli olsa gerek .
Erenköy’e çıkan ve sonradan , 1974- 20 Temmuzu ile adaya peyderpey gelen
ve her biri bir meslek sahibi olan o gençler . Kurulan Devletimize de sahip çıkmış , devlet dairelerinin çeşitli kademelerinde çalışarak , kurulan Devlete de bir nevi lokomotif güç sağlamıştır .
Benim de , 1980 ‘ li yıllarda çalıştığım Meclis’in nerede ise hemen hemen hepsi de , Erenköy’e çıkmış öğrencilerdendi .
Bu gün, bir çoğunu kaybettik .
Tarihin sayfalarına ve yüreklerimize gömdük .
Nurlarda, yatsınlar .
Mekanları, cennet olsun .
Hayatta kalanlara , sağlıklı , mutlu , umutlu bir yaşam diliyorum .
Her yıl , Erenköy direnişi münasebeti ile Erenköy’e gidenler arasına gençlerimizi de katalım .
Bu adada, neler yaşadığımızı .
Bu günlere nasıl geldiğimizi, görsünler, yaşasınlar .
Sadece bu, yıl dönümlerinde de olmaz .
Periyodik olarak bu geziler, senenin her ayında yapılmalı .
Öğrencilere, bunlar yaşatılmalı .
Kaymakamlık yaptığım dönemde . Okul müdürleri ile anlaşarak , her ay. Benim de, refakat ettiğim geziler, Erenköy’e yapılıyordu .
Şimdi, öyle bir şey yok .
Bu sadece, Güzelyurt’tan değil .
KKTC ‘ nin her yerinden öğrenciler, götürülmeli .
Sn. Mustafa Arabacıoğlu’na, buradan seslenmek istiyorum .
Sn : Bakan . Belki bu yıl geç .
Gelecek yıllarda, bunu başlatın .
Öbür gün için de , sembolik dahi olsa , bir öğrenci grubu yollayın .
Parti Genel Başkanlarına, sesleniyorum .
Gençlik ve Kadın Kollarınızı, sadece seçimden seçime, bayrak sallamaları yanında , bu direniş yerlerine de götürün .
Ağabeylerinin, neler yaptıklarını görsünler .
Erenköy Destanı , hepimize kutlu ve mutlu olsun .