TEMMUZ 2017 DEN BERİ AB BAŞKANLIĞINI DEVR ALDI.
Aşağıda ki yazım bir nebze olsun Estonya’yı anlatırken, tarih boyunca MÖ 8500 yılından bu yana en çok çile çekmiş, işgallere maruz kalmış bir Baltık ülkesidir. Nihayet 16 kasım 1988 de Rusya federasyonun dan bağımsızlığını ilan etmiş ve Demokrasiyi benimsemiştir. Bu güne kadar 5 Cumhurbaşkanı seçmiş, en son Kasım 2016 Bayan Kersti Kaljulaid seçimleri kazanmış ve halen Cumhurbaşkanlığını yürütmektedir.
 Kersti Kaljulaid , 30 Aralık 1969  tarihinde Estonya’nın Tartu kasabasın da doğudu.Evli ve bir çocuk annesidir. PPU Pro-Patria Union ( Milliyetci Sendika ) parti Başkanıdır.
Kadriog Sarayında oturur. Saray Rus çarı Muhteşem Peter tarafından, Başkent Tallinn’de Katerina için 1718 de inşa edilmiş, 1827 Çar Nikolas tarafından restore edilerek genişletilmiş bir Baroque eseridir.
Ab kuralları gereği her ülke Devlet 6 aylığına Konsey başkanlığını yürütmekle mükellefdir. Başkanlık mevcut konuların aksaksız yürütülebilmesi için üçlü bir Başkanlık koalisyonu ile çalışır. Geçmiş Başkan Bulgaristan Başbakanı, Şimdiki  Estonya Başbakanı ve 6 ay sonra devredeceği Avusturya Başbakanından oluşur. Nedeni üye Devletlerin çıkarlarını göz önünde tutulması, bi-taraf ve adil kararlar verilebilmesi içindir.
Estonya Organizasyonlardan, Toplantılardan ve Gurup çalışmalarından sorumludur. Konseyi temsil eder ve görev süresince Konseyin savunmasını üstlenir. 
 Estonya, Dijital ortamda insan yaşamını kolaylaştıran e-devlet sisteminin kullanımında  AB içerisinde başı çekmektedir. Dijital kimlik kullanımı ve e-ikamet sistemi dijital dünya da çığır açmış durumdadır. Bu sistemde güvenilir bir şekilde, seçimlerde evinizden OY kullanabilirsiniz. Her çeşit ödemeyi Internet den gerçekleştirebilirsiniz, Bankalar arası para aktarabilirsiniz.
The Estonian Presidency aims to be knowledgeable, efficient, open and transparent, giving a special focus to digital solutions, an innovative economy, security, and preserving a clean environment. Estonia has a great opportunity during this 6-month period to steer discussions in the EU. 
For this, the EU needs to act as a team. Only then can we come together, successfully tackle all the challenges, and make the most of all the possibilities. There is so much more that unites us than divides us. For that we need to find balance, between the traditions and new ways of living and working, balance between what keeps us safe and what creates new opportunities. Finding this balance ensures that we also find the best way to go forward together and deliver tangible solutions for our citizens. 
Estonya, başkanlığı döneminde, İlgili Konular da Bilgi sahibi olmayı, verimli, açık ve şeffaf olmayı hedeflemektedir. Başkanlık döneminde Estonya, dijital çözümler, yenilikçi bir ekonomi, güvenlik ve temiz bir yaşam ortamı oluşturmanın öncelikleri olacağını söylemektedir.
Bunun gerçekleşmesi için AB bir takım halinde çalışmalıdır. Ancak sorunları başarılı bir şekilde bu şekilde çözebiliriz ve her olasılığı kontrol altına alabiliriz. Estonya diyor ki bizi birleştiren unsurlar ayrıştıran unsurlardan çok daha fazladır. İşte bu nedenle yeni yaşam tarzı ile adetlerden oluşan yaşam ve iş hayatımızı dengeli ve güvenli bir biçimde düzenlemeliyiz ki yeni fırsatlar oluşturulabilsin… Bu dengeyi tutturduğumuz zaman, Vatandaşlarımız için, en doğru, en iyi yolu bulur ve onların sorunlarına somut yanıtlar bulabiliriz. 
Sayın okurlarım bugün Estonya’yı kaleme almamın en büyük nedeni, bir an önce bizi temsil eden ve/veya temsil ettiğini zan eden kişilerin Estonya ile dijital ortamda iletişime geçmesi ve Konsey Başkanı olarak Kıbrıs konusunda bilgilendirilmesidir. Bunun nedeni şeffaf ve açık olmayı ve adil olmayı AB nin O çoğu kağıt üzerinde kalan insan hakları konularında doğru bilgilendirilmeleridir.
Rumlar ve Yunanlılar, sürekli, yalan yanlış bilgilerle onları yıllardır yönlendiriyorlar….
En büyük yalanları Kıbrıs tek hakimi olma yalanıdır…
1960 Londra Zürih antlaşmaları ki hala yürürlüktedir, onlara bu hakkı ve meşrutiyeti tek başına tanımaz.
Kıbrıslı Türkler Kıbrıs’ın meşru ortağıdır. ASLA BİR AZINLIK DEĞİLDİR…
Anastasiades’in son günlerde saçmaladığı gibi ( İşte biz Kıbrıslı Türklere hiçbir Anayasa da olmayan haklar tanıdık, ama onlar kabul etmedi) söylemi. Rumları ve Yunanlıların nasıl bir yalanın peşinde olduklarının göstergesidir. İşte bize bazı haklar tanıyacaklar, güya… Türkiye’den gelen 43 yıldır bur da yaşayan insanımız, Vatandaşımız, kayıtsız şartsız geri Türkiye’ye dönecek… Türk askeri tamamiyle Ada’dan çekilecek ve biz Kıbrıslılar olarak onların bize vereceği ihsanla bu Ada’da yaşamaya devam edceğiz… Bunun garantiside AB ve BM olacak…
BM nin ne kadar aciz bir kuruluş olduğunu bir kez daha Mayanmar’da görüyoruz. Biz ayni akıbeti yaşamadık mı? BM gözleri önünde insanlarmız topluca çukurlara gömülüp katledilmedi mi? 103 köyümüzü kim yaktı? Bizleri kim 11 yıl bu Ada’da haps etti ve 11 yılımızı çaldı…
Bütün bu gerçekleri Estonya biliyor mu? Yoksa Rumların ve Yunanlıların yalanları doğrultusunda Kıbrıs 1974 de Türkiye tarafından işgal edilmiştir ve masum Rumlar evlerinden kentlerinden olmuş, şimdi de meşru haklarını arıyorlar. Kıbrıs’da ki tek hükümet Rum hükümetidir… Öyle mi ?
Bir çoğu beğense de beğenmese de KKTC bir gerçektir. De-facto bir devlete sahiptir. Bütün Demokrasi kurallarına uyarak Cumhurbaşkanını ve Millet vekillerini seçmektedir. Bu Ada’da işgalci değil, Ada nın en az Rumlar kadar meşru sahibidir.
BİZİM ARZUMUZ ŞİMDİ CRANS MONTANA’DAN SONRA ARTAN RUM PROPAGANDASINA ve TÜRKLERE KARŞI AMBARGOLARIN AB YÖNETMİNCE UYGULANMASI İÇİN GAYRET SARF EDİLMESİNE KARŞI ÇIKILMALIDIR…
Hristodiles, beyefendi buyurmuş bütün, Kıbrıslı Türklerle olan AB ilişkileri durdurulsun ve ortak komite çalışmaları Kıbrıslı Türkler tekrar masaya dönene kadar askıya alınsın… Bak hele sen güya Crans Montana’da masadan kaçan bizlermiş gibi… Hem her zaman ki gibi, bir çözüme yanaştığımızda bir bahane bulup 55 yıldır kaçıyorlar, hem de biz kaçmışız gibi tavır alıyorlar ve bunu AB ülkelerine ‘ Biz bunu Türklere masaya dönmeleri için teşvik ‘olarak sunuyoruz diyorlar. TEŞVİK Mİ, TEHDİD Mİ? BIRAKIN TEHDİDİ, ADAMLAR GÜPE GÜNDÜZ AMBARGOLARIN GÜÇLENDİRİLMESİ İÇİN, HER YALANI SÖYLÜYORLAR.
Bizim en büyük şanşızlığımız, işte böylesiye kaypak, yalan ve hayaller üzerine politika yapan, aşırı ırkçı bir Milletin komşusu olmaktır… 
Hala biz bunlarla bu platforumlarda uğraşacağımıza, hısım akraba tayinleri ile uğraşıyoruz. Müzakere heyeti de ay geçsin maaş gelsin rahatında… 
Halbuki, hem Hükümet hem Cumhurbaşkanlığı derhal Estonya ile temas kurmalı, dijital alanda, yaratıcı ekonomi dönüşümünde, güvenlik ve çevre sorunlarının giderilmesinde ne gibi önlemler alına bileceğini öğrenmelidirler.
Lafazanlıklarla, eski alışkanlıklarla bu gemi yürümüyor. Şayet küçük bir ihtimal Estonya ile iletişim kurulursa, ne olur Lütfen İngilizce Lisanına veya Almancaya hakim kendi alanında kanıtlanmış insanları buraya gönderin. Öyle meyhane, meyhane, çarşı Pazar dolaşanları tatil yapanları değil… 
Sayın okurlarım Dünya artık küçülmüştür yeni ekonomik dijital avantajlar ambargo tanımaz, Rumlar ne kadar hainliklerini sürdürseler bu teknolojinin önüne geçemezler, ama biz Dünya da ki gelişmeleri takip etmek mecburiyetindeyiz işte O zaman bir adım önde olabiliriz…
Sağlıcakla Kalın.

Ayrıntılar VATAN'da