Dövizdeki dalgalanmalar ve koronavirüs sürecinde maalesef birçok mağaza, market, elzem ihtiyaç malzemeleri satan işyeriyle dükkanlar, eczaneler ve daha pek çok şey pahalanmayı ve bu dalgalanma ile de kontrolsüz fiyat zamlanmasını getirdi.

            Galiba sterlin en son 24 TL’yi vurmuştu ki Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir açıklama yaparak dengeyi sağlamaya çalışmış, dolayısı ile dövizin düşmesini gerçekleştirmişti.  Erdoğan ne demişti?

            “Dövizin yükselişinden ve döviz kurundan ötürü meydana gelen zararı devlet  karşılayacaktır.”

            Onun bu sözleri aniden döviz çark etmiş ve kısmi bir çizgiye gelmişti.  Fakat istikrarsızlık hala devam ediyor.

            Nitekim örneğin bir kişi bankadaki vadeli hesabından 100 bin TL. Çekerek beş bin sterlin almış ve bir gecede tam kırk bin TL. zarar etmiş, mesela...

            Erdoğan bu sözü ederken Türkiye’deki vatandaşları kastetmişti.  Keşke bu uygulama Kıbrıs’ta da olsa da zarar eden insanlar o zararlarını telafi etseler.

            Her ne ise...

            Gerçekte konumuz, dövizle bağlantılı fiyat artışları olduğuna göre, Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun’un fiyat zamlanmasına yönelik yapmış olduğu açıklamalara değinelim ve yorumumuzu yapalım, diyorum.

            Esas sorun, ülkede yaşanan istikrarsızlığı fırsat bilip de gece yatıp, sabah kalkarkenden fiyatlara okkalı yapan tüccarlarla ilgilidir.  Değinmek istediğimiz de budur ve soruyoruz!

            “Fiyatlar değişecek mi?”

            Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun’un şu sözleri umut veriyor.  Ne demişti Sunat Atun?

            “Ülkedeki döviz artışından ötürü nedeniyle meydana gelen fiyat artışlarının yakından takipçisi olacağız.”

            Esas sorun da bu değil mi?

            Ülkedeki fiyat artışı ve mallara okkalı zamlar yapılışı, resmen bir istismarın  fotoğrafını veriyor.

            Bir de Sunat Atun’un Türkiye’de yapmış olduğu bir dizi temaslarda TC Ticaret Bakanı ile yapmış olduğu temaslar var.  O temaslarda Sunat Atun, Türkiye’den ithal edilen malların tamamen TL’ye endekslenmesini talep etmiştir ki, bu çıkış da yerindedir.

            Memleketin ekonomi ve üretimle tüketim gerçekleri, bir motif gibi karşımıza çıkıyor ve yaşananlarla herkesin cebindeki para küçülüyor.

            Gerçekten marketleri ve insanları kazıklayan satıcıları denetleyen var mı diye düşünüyorum.

            Şayet bir denetim mekanizması varsa ve sürekli tarama yapılabiliyorsa ne mutlu bize.  Elbette ki bu denetimlerin mutlaka inandırıcılık açısından halka da yansıtılması lazım.

            Bence bu denetimlerin basına ve kamuoyuna da yansıtılması gerekir.  Mesela dün aldığınız bir malın ertesi günkü alımında, nerdeyse yüzde altmış artışlı haliyle alabiliyoruz.

            İlaç fiyatlarıysa cep yakıyor.

            Ne kadar çok insan var günlük mutlaka alması gereken ilaçlar kullanan ve çaresizlikle karşı karşıya kalan.

            Sadece kendi kullandığım ilaçları şöyle bir inceledim, gerçekten fiyat artışları yaklaşık yüzde altmışla yetmiş arasında artmış.

            O dar gelirli ve özellikle asgari ücerete talim eden insanlar hayatlarını nasıl idame ettirecekler?

            O bağlamda mutlaka güçlü bir “Denetim Organı” oluşturulmalıdır. Denetim organı oluşturulurken de, elbette Ticaret Dairesi de devrede olacaktır herhalde, diye düşünüyorum.  Zaten denetimleri yapacak olan onlardır.  Bunu yaparken de caydırıcılık açısından, ceza uygulanmasına da gidilmelidir.

            Seçim süreci de olsa, gerçekleri kamuoyuna yansıtmak durumundayız.  Bu dönemde hangi parti olursa olsun, mutlaka tümü de bunları yaşayaktı. O bağlamda meseleyi iktidar-muhalefet anlamında yorumlamak yanlış olur.  Temelde bu gemiyi yüzdürmektir önemli olan.  Fırtınasız, dalgasız ve anaforsuz.  Lakin şu anda bütün bunları yaşıyor ve çıkış yolları arıyoruz.

            “İlaç fiyatlarındaki fahiş artışlar” dedim de aklıma kanser hastaları geldi.

            Bu çaresiz insanlar

            Sanırım en çaresiz olanlar da kanserli hastalardır.  Özellikle kanser ilaçları, o zavallı ve çaresiz insanların cebindeki paranın büyük bir bölümünü alıyor.  Gerçi devlet kanser hastalarının ilaçları için çeşitli kolaylık yapıyor da, yine de yeterli olmuyor.

            Kısaca soruyorum.

            “Fiyatlar düşecek mi?”