Siz deyin 30 yıl, ben deyim 40 yıl öncesinin bir vaktinden  taa bu günlere,,,.

Develer tellâl olmuş bireyler berber, traş babam traş, gabak doğra annem gabak.

Boş gezenin boş kalfaları, dipsiz dipsiz kuyulardan köfün ile su çeker, bu suyu galbur ile susuz değirmene taşıyıp, havanda ha babam de babam su dövermiş.

Dövmek de ne kelime, Yılmaz Güney filimlerini, Nazım Hikmet’in birkaç şiirini, birkaç  Cem Karaca şarkısı ve yüklü sayıda Zülfü bilmekten aldıkları bin Herkül gücünde guvvat, Marx’ın, Lenin’in adını bilmekten mütevellit yüz das Kapital gücünde bilgi ve eylem günlerinde sırtlarına geçirdikleri Che tişörtlerinden kaynaklanan ve dahi Che’nin kendisini aratmayan eylemciliklerinden dolayı nerdeyse her gece bir meyhanede ya da birbirlerinin evine gittikleri misafirliklerde ve dahi moda olan cafebarlarda her gece her gece devrim yapıp, sabahına da yaptıkları devrimin onlar uyurken karşı devrimle geriletildiğini gören, yaşayan bireyler, baktılar ki olmuyor, posta koymaya başlamışlar.

Posta koymak dediğim de öyle ufak tefek bişey değil ha.

Tezgahına, barına yaslandıkları meyhane, barlarda, mangal ve wuski eşliğinde toplu ayin yaptıkları aktivist evlerinde, pencereye çıkıp ‘’ var mı bana- bize yan bakan’’  diye bağırdılar mı, yer yerinden oynar kasırgalar çıkarmış ki, kelebek etkisi denen şey işte bu aktivistkıbrıslıbireylerin, onlarca yıl gölge boksu, leblebi tozlu ıslık atmalarının sonucuymuş.

Barın tezgâhına yaslanarak, hele de pencereyi açıp nara atarak konulan bu postalar aslında Fransız devriminden, ve hatta Ekim devriminden beter devrimler olmasına karşın, bu bireycikler, birey birey  bireysel örgütlenmelerinin yarattığı bu muhteşem devrimlerin şişede durduğu gibi durmadığını ve sabah olunca da bu jack daniels devrimlerinin yıkıldığını görmenin de verdiği marazi durumla, geçtiğimiz günlerde bir yeeeeeeeeffff çektiler ki, anında anlaşıldı bir gaşşık su gördüklerini zannettikleri ve bu bir gaşşşık suda yaratacakları fırtınanın, hükümeti ve dahi devleti devirip yıkacağı,

Yeeeeeeeefffff var mı biz aktivist bireyciklere yan bakan diye bir naralandılar ki, tarih böyle meydan okuma görmedi.

Meydan okuma ki eyvah, eyvah.

Sakin sessiz mütevazi bir adam, olanca çelebiliği ile ve hukuk bilgisine eklediği sorumluluk duygusu ile gülerek bakıp bu her biri on büyük devrimin eylemcilerine,  ‘’buyurun beyler bu kaşık suyu konuşalım’’ deyince.

Ne mi oldu

Gaşşşıkkk suda fırtına koparacaklarına inanlar ve bu konuda en devrimci ve dahi ihtilalci yeminler, antlar içenler  o, bir kaşık suda boğuldular.

Ve lakin bitti mi bu gölge boksu asla ve katiyen, Bitmez çünkü bu entelbireyler örgütü ant bulduklarında ant, ant bulamadıklarında wuski içip, ömür tüketirler, yeeef çekip nara atarlar