Dünyanın kaderinin nasıl şekilleneceğini veya bizleri nelerin beklediğini şöyle kafamızdan geçirirken, elbette ki bizleri en çok etkileyen olayları düşünür ve “Yeni girdiğimiz yılda bizleri nelerin beklediğinin” muhasebesini yaparız.

                Dünyanın kaderini belirleyen en önemli unsur, hiç şüphe yok ki paradır.

                Para için neler neler olmamış ki geçmişte neler olacak gelecekte.

                Herhalde paraya dayalı en tehlikeli şey, uyuşturucudur bütün dünyada.  Her geçen yılla beraber artan uyuşturucu kullanıcıları, ta 13-14 yaşlara kadar inmiştir.  Bu gencecik fidanlar neden zehirlenirler?  Elbette ki para için.

                Geçen yıl ne kadar çok acı yaşamışız?

                Eski yılın sonunda ve yeni yılın eşiğinde trafikten hayatını kaybeden genç insanların acıları hala içimizde kanayan bir yaradır.  O bağlamda yeni yılda “kazalar olmasın, insanlar ölmesin” diyoruz da, hayat gerçeğinde ölümlerin ve kazaların olması hiç de sürpriz değildir.

                Sanırım dünyanın gündemini en çok meşgul eden şey, kadınların şiddet görmeleridir.  Hemen hemen her ülkede kadına uygulanan şiddet, arkada bıraktığımız yıl, her yıldan daha fazlaydı.  Yeni girdiğimiz yılda kadına şiddet olacak mı, olacaksa hangi boyutta olacak, neden olacak ve önlemler neden alınmamış olacak.

                Bütün bunların yanında eşler arasındaki ayrılıklar veya boşanmalar, geçen yıl  çok yüksek oranda seyrederken, bu yıl o boşanmaların sayısı azalacak mı?  Çiftler arasındaki uyumsuzluk, para ve sefalet, kısır çekişmeler, erkeğin her zaman egemen olma tutkusu, geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da olacak maalesef.  Özellikle büyük memleketlerdeki kadına şiddet olayları, adeta çığrından çıkmış gibi görünüyor.  O nedenle alışılagelmiş bir acı film gibi o şiddet ve acılar yine yaşanacak.

                Hemen hemen her gün gazetelerin arka sayfalarında pek çok sevdiğimiz insanı kaybettik maalesef kanserden.  Herhalde bu sessiz düşman, bütün savaşan ve düşman kesilen, hatta sonlandırılamayan savaştan daha da üstün ve ön plandadır.

                Zaman zaman kanserle savaşanlar meydanlarda ve toplu mekanlarda etkinlik düzenlerler.  O etkinliklerde hep pembe balonlar, pembe giysiler ve pembe mesajlar vardır.

                Tıbbın bu kadar gelişmişliğinde neden hala kanserin çaresini bulamıyorlar, bunu düşünüyoruz.

                Allah insana akıl verdi, para verdi, mal mülk verdi ve bununla beraber hem sevinç, hem de keder verdi.

                Acaba sevinçle kederin muhasebesini yaptığımızda hangisinin daha çok olduğunu şöyle kafarmızdan geçirdiğimizde, bu muhasebenin sonuçları, ülkelerin kendi yaşam tarzı ve yaşam kalitesi ile biçimlenen bir gerçekte yatmaktadır.

                Bazen Türkiye’de uzmanların yapmış oldukları statistiklede, ne bileyim hangi köyde kanser vakalarının çok yüksek olduğu saptanmıştır.  O saptama sonucunda yapılan yöresel yaşamın insanları etkilediği tespit edilmiş ama hala çaresi bulunamamış.

                Sanat mı?

                Evet, sanat giden yıllarda da, gelen yıllarda da her zaman var olmuş ve insan hayatını renklendirmiştir.  Sanatın evrenselliğinde her güzel şeyin, her sorunun ancak sanatla mümkün olduğu kanaatine varırız.

                Dünya çapında yapılan şovlar, devasa konserler ve bazı ülkelerin taç giyme merasimleri, hep sevincin çığlıklarıydı bana göre.

                2019’un 2020’ye bağlandığı saatlerde Ortadoğuda patlak veren ABD-İran çatışması ve katliamlar, her şeyin üstünde seyredecek çok acı bir olay olarak hayatımıza girmiş olacak.

                Hani eski insanlar söylerler ya...

                “Tüfek icad oldu, mertlik bozuldu” diye.  Evet modern silahlar icad oldu, insan hayatı adeta sıfırlandı.

                Pek dünyanın hali ne olacak?

                Giden yılla gelen yıl arasında bir fark olacak mı?  Bence olmayacak ve hayat devam edecek.