Ocak, 2018 parlamento seçimlerine hazırlıklar tam gaz sürüyor. Yarışa katılacak siyasal partilerimizin adaylarını belirlediklerini yakından gözlemliyoruz. Birçok meslekten insanlarımız,  milletvekili seçilmek için uygun gördükleri ya da bağlı oldukları siyasi partilerden  adaylık  yarışını kazanarak,  KKTC genelindeki ilk 50 kişilik listelere girme başarısını göstermişlerdir. Şimdi sırada,  yaklaşık 350 civarındaki aday arasından sıyrılıp 5 yıllığına Cumhuriyet Meclisindeki koltuklara oturma başarısını göstermede. Ya da başka bir deyimle halka milletvekili olarak hizmet verme yarışında halkın desteğiyle O’nun vekilliğini kazanmakta.
KKTC demokrasisi için yeni bir sınava daha girilirken seçim propagandaları sarmalına girecek seçmenler,  gelenekselleşmiş ve kişi odaklı “ya ben ne gazanacam”  dürtülerinin de etkisiyle, 7 Ocak günü kullanacakları oyun hesabını kitabını yapmaya başlamışlardır bile. Kısaca yavaş yavaş ısınıyoruz seçim havasına, siyasal partilerimiz de , adaylar da ve tabii oylarını kullanacak olanlar da.
Halen yaşamaya başladığımız ve gittikçe daha da yoğunluk kazanacak olan demokrasi yarışında, farklı fikirlerin ve algıların piyasasında ve de farklı siyasal aktörlerin sahne tutacağı yaklaşık 6 haftalık dönemde, toplum olarak yoğrularak ve tatlı tatlı sancılanarak sonunda 50 tane nurtopu gibi vekillerimizi doğuracağız.
Bu elli milletvekili öncelikle kendi içerisinden bir yürütme erkini peydahladıktan sonra, 5 yıl boyunca Kıbrıslı Türklerinin yasama ihtiyaçlarına da mukayyit olacaktır. Anayasamız da bunu gerektiriyor zaten.
1974 yılından beri değişik devletsel örgütlenmeler altında da olsa Kıbrıslı Türkler kendi kendilerini yönetmeye çalışmaktadırlar. Bu  43 yıllık uzunca süre içerisinde halkın iradesine başvurularak yaşadığımız tüm seçimlerde, o günlerin koşulları ve etkileri içerisinde seçmenler oylarını çeşitli siyasal partilere yöneltmişlerdir. Geçmiş geçmişte kaldı artık. Bugün ve hele seçimlerin yapılacağı tarihte takvimler 2018 yılını gösterecektir.
Kıbrısın kuzeyinde ve güneyinde ve de etrafında ,  belirgin altı çizilecek değişiklikler ve uygulamalar yaşanmakta hatta köklü ve stratejik yeni yapılanmalara gidilmektedir. Özellikle 2004 yılındaki referandumlar sonucunda kuzey Kıbrısın AB dışında kalarak,  güneyde Kıbrıs Cumhuriyeti diye bilinen siyasal otoritenin BM üyeliğinden sonra AB üyeliği de kazanmış olması güneyimizdeki iktidar sahiplerini çok farklı düzlemlerde etkinlikler ve ümitler içerisine sokmuştur.
Kıbrısın kuzeyine Anadolu’dan akan sudan sonra elektrik de akacak olması çok önemlidir. Denizlerde gaz ve petrol arama ve sondajlarının Aralık ayından itibaren daha da yoğunluk kazanacak olması önümüzdeki yıllarda pek ala yeni ekonomik alanlar açmaya adaydır. Ve çok güçlü adaydır kanımca.
Öyle görülüyor ki önümüzdeki çok yakın yılların nereye aday olduklarını göremeyecek bizim siyasal güdümlü adaylarımızın tutturacakları söylemleri, hiç beklemedikleri şekilde geçersiz kalabilir yeni Meclis ve iktidar dönemlerinde. Bu nedenle siyasal partilerimizin öncelikle bu adanın denizlerinden başlayarak karasında ve havalarında neler olduğunu ve olmakta olduğuna çok daha ciddi bir sorumlulukla bakıp değerlendirdikten sonra, propaganda amaçlı algı operasyonlarına girişmeleri daha sağlıklı olacaktır.
Siyaset gerçekler ve gerçekleşebilecek beklentiler üzerinden yapıldığı zaman halkları, ulusları bir üst düzeye taşır, refah sağlar mutluluk sağlar siyasal güç ve prestij sağlar. Hepsinden önemlisi barış ve istikrar sağlar.