Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, 25 Kasım’da yapılacak üçlü zirvenin çözümsüzlük yanlılarında tedirginliğe neden olduğunu belirterek, “Çözüm kelimesinden dahi korkan kesimlerin 25 Kasım’da yapılacak zirveye yönelik açıklama yarışına girmeleri bunun en somut göstergesidir” dedi. 
Başbakan Ersin Tatar ile Başbakan Yardımcısı Kudret Özarsay’ın zirveye yönelik açıklamalarının aynı düşüncenin ürünü olduğuna dikkat çeken Özyiğit, “Belli ki hükümet ortakları çözümsüzlüğe hizmet noktasında %100 uyum içinde” ifadelerini kullandı.   
UBP’nin ve Başbakan Tatar’ın ‘Cumhurbaşkanı Akıncı müzakerelere katılmasın’ ya da bazı kesimlerin ‘Meclis’ten yetki alsın’ çağrısını “demokrasiden nasibini almamış zihniyetin ürünü” olarak niteleyen Özyiğit, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın yetkisini halktan aldığını, bu yetkinin de yalnızca halk tarafından geri alınabileceğini belirterek, “Kıbrıs Türkü’nün uluslararası hukukla buluşmasına, dünyayla bütünleşmesine engel olmak isteyen zihniyetlere en doğru cevabı günü geldiğinde yine Kıbrıs Türk halkı verecektir” ifadelerini kullandı.  

“Beklentimiz, 3’lü zirvenin Federal çözüme giden süreci hızlandırmasıdır”
TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, 25 Kasım’da Berlin’de gerçekleştirilecek 3’lü zirvenin olumlu bir zeminde ilerleyerek, Federal çözüme giden süreci hızlandırması arzusunda olduklarını belirtti. 
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, toplum liderleri Mustafa Akıncı ve Nikos Anastasiades ile 25 Kasım’da yapacağı görüşmeye yönelik ihtiyatlı bir iyimserlik içinde olduklarını belirten Özyiğit, “3’lü görüşmede referans şartlarında bir anlaşma olması ve hemen ardından da 5’li konferansın yapılarak müzakere sürecinin başlaması en büyük temennimizdir” dedi.  
Müzakere sürecinin mutlaka sonuç odaklı ve ucu açık olmayan şekilde olması gerektiğini, çözümün temelinin de daha önceki yakınlaşmalar ile 11 Şubat 2014 belgesi ve 30 Haziran 2017 Guterres çerçevesinde belirtildiği gibi, 2 bölgeli, 2 toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı federal bir çözüm olduğunu vurgulayan Özyiğit, “Dönüşümlü başkanlık, siyasi eşitlik ve kararlara etkin katılım unsurları da olmazsa olmazdır” dedi.
 

Editör: Mehmet Kasimoglu