- AKINCI:“BARIŞIN DEĞERİNİ, SAVAŞI YAŞAYARAK ÖĞRENEN BİR TOPLUM OLARAK, ADİL VE EŞİTLİKÇİ BİR ÇÖZÜMÜN NE KADAR BÜYÜK BİR İHTİYAÇ OLDUĞUNU BİLİYORUZ”
- “KIBRISLI TÜRKLER, YAŞADIKLARI BUNCA ACI DENEYİMDEN SONRA ÖZGÜRLÜKLERİNİN, ÖZGÜNLÜKLERİNİN, EŞİTLİKLERİNİN VE GÜVENLİKLERİNİN TEHDİT ALTINA ALINMASINA ASLA RAZI OLMAYACAK”
- “ATATÜRK’ÜN KURDUĞU TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE YAKIN İŞBİRLİĞİ VE KARDEŞÇE DAYANIŞMAMIZI SÜRDÜRMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
- “DÜNYA NE YAZIK Kİ ADİL DEĞİL... ATATÜRK’ÜN HEDEFİ YURTTA VE DÜNYADA BARIŞ VE SİLAHLANMAYI DURDURMAK ORTAK AMAÇ OLMALI”


Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, adil ve eşitlikçi çözümün ne kadar büyük ihtiyaç olduğunu bilen ve barışın değerini savaşı yaşayarak öğrenen bir toplum olarak Kıbrıslı Türklerin daha ilk günden sıkı sıkıya bağlandığı Atatürk’ün barışçı ve çağdaş değerlerini bundan sonra da rehber edinmeye devam edeceğini belirtti.
Atatürk’ün hedef gösterdiği barışı tesis etmek ve silahlanma yarışını durdurmanın insanlığın ortak amacı olması gerektiğini kaydeden Akıncı, Kıbrıslı Türklerin, yaşadıkları bunca acı deneyimden sonra özgürlüklerinin, özgünlüklerinin, eşitliklerinin ve güvenliklerinin tehdit altına alınmasına asla razı olmayacağına işaret etti.
Akıncı, “Adamızın huzur ve barış içinde bir geleceğe yol alabilmesi için siyasi irade ve kararlılık içinde hareket edeceğiz. Siyasi eşitlik, güvenlik ve özgürlük içinde bir gelecek inşası için, meşru hak ve çıkarlarımızı sonuna kadar savunarak yapıcı bir tutumla orada bulunacağız. Elbette bu yapıcı anlayışımızın muhataplarımızda da olmasını isteyeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, bugün saat 12.00’de Cumhuriyet Bayramı münasebetiyle Bayrak Radyo ve Televizyonu’ndan yaptığı konuşmaya “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 36. yılında hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum” sözleriyle başladı.

“DEVLET ÖRGÜTLENMESİNİN OLUŞTURULMASI BİR HAK OLARAK ORTAYA ÇIKTI”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 21 Aralık 1963 tarihinden itibaren, ortak oldukları Kıbrıs Cumhuriyeti’nden dışlandıktan sonra, toplum olarak kendi örgütlü yapısını oluşturmak çabası içerisine giren Kıbrıslı Türklerin, ortaklık devleti olarak kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tek toplumlu bir yapıya bürünmesiyle, kendi devlet örgütlenmesini oluşturmasının bir hak olarak ortaya çıktığını vurguladı.
13 Şubat 1975 tarihinde Kıbrıs Türk Federe Devleti, ileride oluşturulacak Federal Devletin eşit bir kanadını oluşturmak üzere kurulduğuna işaret eden Akıncı, şöyle devam etti:
“KKTC kurulurken, kuruluş kararı ve bağımsızlık bildirgesinde;iki halkın kendi milli benliklerini koruyarak, kendi kesimlerinde huzur ve güven içinde yaşamaya ve kendi kendilerini yönetmeye hakları olduğuna inanç ifade edilmiştir. Ayrıca iki halkın eşit düzeyde müzakerelerle, barışçı, adil ve kalıcı bir çözüme ulaşmalarının mümkün ve zorunlu olduğu belirtilmiştir. Bunun da ötesinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanının, iki eşit halk arasında Federasyon çatısı altında bir ortaklığın kurulmasına engel değil, hatta kolaylaştırıcı olacağı da özellikle vurgulanmıştır”

“ÇÖZÜM HEDEFİ, KURULUŞ KARARIYLA BAĞIMSIZLIK BİLDİRGESİNDE DE İFADE EDİLDİ”
Cumhurbaşkanı Akıncı, KKTC’nin kuruluş kararında ve bağımsızlık bildirgesinde ifadesini bulan çözüm hedefi doğrultusunda Birleşmiş Milletler Örgütü ile işbirliği içerisinde çabalarını sürdüreceklerini belirtti.
Akıncı, “Bu bağlamda 25 Kasım günü BM Genel Sekreteri Antonio Guetteres’in daveti ile Sayın Anastasiadis ile biraraya geleceğiz. Adamızın huzur ve barış içinde bir geleceğe yol alabilmesi için siyasi irade ve kararlılık içinde hareket edeceğiz. Siyasi eşitlik, güvenlik ve özgürlük içinde bir gelecek inşası için, meşru hak ve çıkarlarımızı sonuna kadar savunarak yapıcı bir tutumla orada bulunacağız. Elbette bu yapıcı anlayışımızın muhataplarımızda da olmasını isteyeceğiz. Bu toplantının verimli ve olumlu bir adım oluşturmasını temenni ediyorum” dedi.

“KIBRIS SORUNU DEVAM EDERKEN HAYAT DA DEVAM EDİYOR”
 “Sorun olduğu sürece elbette çözüm arayışı da devam edecektir.  Çözüme ulaştığımız takdirde bu gelişme tüm ilgili tarafların da hayrına olacaktır” diyen Akıncı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ne var ki Kıbrıs sorunu devam ederken hayat da devam ediyor ve kendi içimizde çözüm bekleyen pek çok sorunumuz vardır. Trafikte gün geçmiyor ki acı bir haberle sarsılmayalım. Trafik, eğitimden, denetime, fiziksel altyapıdan yasal altyapıya kadar birçok iyileştirmeye muhtaç durumdadır. Bu konularda uzmanların görüşleri, önerileri var;  hazırlanan projeler, tüzükler uygulanmayı bekliyor.Çevre sorunlarımız kirlilik, plansızlık, çarpık yapılaşma, yeşil noksanlığı, taş ocakları, maden atıkları ve benzeri alanlarda ağırlaşarak devam ediyor. Bu alanda tıpkı trafik konusunda olduğu gibi tam bir toplumsal silkinişe ve seferberliğe ihtiyacımız vardır.Eğitim alanında sadece her yıl artan üniversite sayımızla mutlu olmak yanılgısına düşmemeliyiz. Eğitim kalitesinin korunması ve sürdürülebilir olması başlıca gailelerimizden biri olmalıdır.Sağlık kurumlarımız artık sayıca kabaran nüfusla baş edemez hale gelmiştir. Sağlıkta örgütlü kuruluşlarımız, nüfus hakkında güncel bilgiler olmadan gerekli planlamaların yapılamayacağını sıklıkla ifade etmektedirler. Bu sese kulak vermek hükümetlerin görevidir diye düşünüyorum”

SON YILLARIN GERGİNLİK YARATAN KONUSU: DOĞALGAZ
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, son yıllarda artan bir gerginliğe neden olan Doğu Akdeniz’deki doğal gaz ve genel anlamda enerji denkleminden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye’yi dışlama politikasının bu gerginliğin azaltılmasına yardımcı olmadığına işaret etti.
Akıncı, “Sırf bu dışlama politikası uğruna coğrafi gerçekliğe ve ekonomik akla uygun olmayan projeler hayata geçirilmeye çalışılmaktadır.Halbuki gerginlik yerine bu alanda yapılması gereken, işbirliği anlayışı ile hareket etmek ve tüm ilgili tarafların kazançlı çıkacakları bir ortama fırsat vermektir. Bu amaçla ortak komite kurulmasına yönelik olarak yapmış olduğumuz öneri hala masada değerlendirilmeyi beklemektedir” dedi.

“MAKUL OLANDA UZLAŞMAYI ÖNERMEYE DEVAM EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle devam etti:
“Doğal gaz konusu ile ilişkili olarak izlenebilecek üç yol vardır. Bunlardan ilki Rum tarafının tek taraflı olarak yürüttüğü çalışmaları, Kıbrıs sorunun çözümüne kadar askıya alması, bunun karşılığında bizim de çalışmalarımıza ara vermemizdir. Yani bir çeşit moratoryuma gitmektir. Bu yönde geçmişte yaptığımız çağrılara kulak tıkanmıştır. Şimdi de durum aynıdır.İkinci yol bizim önerdiğimiz ortak komite ve ortak zenginliği birlikte planlama ve adil ölçüler içinde paylaşma yoludur.  Ancak bu önerimiz de şu ana kadar kabul görmemiştir. Bu durumda geriye kalan 3. yol herkesin kendi çalışmalarını ayrı ayrı yapmasıdır ki, şu anda yapılan budur”
Akıl yolunda, ortak yarar paydasında ve bölgeye barışla istikrar getirecek anlayışta buluşulmasını arzu ettiklerini vurgulayan Akıncı, Kıbrıs sorununda da, enerji alanında da makul olanda uzlaşmayı önermeyi sürdürdüklerini kaydetti. Akıncı, üçüncü tarafların ve uluslararası toplumun bu yönde katkıda bulunmasını beklediklerine işaret ederek, işbirliği tekliflerinin reddedilmesi karşısında hakkını aramaktan başka çaresi kalmayan Türk tarafının cezalandırılması yaklaşımının sorunun çözümüne yardımcı olmadığının da bilinmesi gerektiğini belirtti.

“DÜNYA NE YAZIK Kİ ADİL DEĞİL”
Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle devam etti:
“Yaşadığımız dünya ne yazık ki adil bir dünya değildir. Bugün, 800 milyon insan, yani dünya nüfusunun yüzde 10’u, aşırı yoksulluk sınırlarının altında yaşama tutunmaya çalışmaktadır. Bu insanlar, gıda, temiz içme suyu, sağlık, barınma, eğitim gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır. Bu insanların büyük bir bölümü iç savaş yaşayan, Afrika ve Güney Asya gibi bölgelerdedirler. Yoksulluğa ek olarak, huzurun önemli göstergelerinden biri olan, zengin ile fakir arasındaki gelir farkı da dünyamızda giderek artmaktadır. Son yıllarda, zenginlerin yaratılan gelirden aldıkları pay yükselirken fakirlerin payı daha da düşmektedir. Dünya nüfusunun yüzde 10’u aşırı açlık içindeyken, dünya nüfusunun en zengin yüzde 1’inin tüm zenginliklerin yarısından fazlasını ellerinde tutmaları son derece adaletsiz bir durum yaratmaktadır.Gelir dağılımı bozulup, yoksul sayısı artarken, maalesef dünyadaki askeri harcamalar ise durmadan artmaktadır. Bir yılda yapılan toplam askeri harcamalar 2 trilyon dolara ulaşmak üzeredir; son yirmi yılda, kişi başına düşen askeri harcamalar neredeyse ikiye katlanıp 255 dolara çıkmıştır. Silahlanma yerine eğitim, sağlık ve çevre konularına yapılacak harcamalar insanların refah ve mutluluğunu artıracaktır: Askeri harcamaların sadece yüzde 10’u ile aşırı yoksulluk sınırı altındaki 800 milyon insanın 15 yıl içinde açlık ve sefaletten kurtarılması mümkündür. Atatürk’ün hedef gösterdiği gibi yurtta ve dünyada barışı tesis etmek ve silahlanma yarışını durdurmak insanlığın ortak amacı olmalıdır”

“ÇEVRE SORUNLARI DA GİDEREK BÜYÜYOR”
Cumhurbaşkanı Akıncı, dünya insanlığının hassasiyet göstermesi gereken diğer bir konunun ise çevre olduğuna işaret ederek, iklim değişikliği, hava kirliliği, doğal çevrenin bozulması ve kaynakların tükenmesinin ciddi ve giderek büyüyen sorunlar olduğunu belirtti.
Akıncı, “Yenilenebilir enerji üretiminin toplam enerji üretimi içindeki payını daha da artırmak; tatlı su kaynaklarını daha idareli kullanmak ve benzeri konularda daha fazla çaba sarf etmek zorunludur. Gelecek nesillerin daha iyi bir dünyada yaşaması için çevre konusunda bizim de kendi üstümüze düşeni yapmak zorunda olduğumuzu bir kez daha vurgulamak istiyorum” dedi.

“KENDİ KİMLİKLERİMİZİ KORUYUP GELİŞTİREREK ÖZGÜRCE YAŞAMAK İSTİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, sorunları aşmayı, zorluklar karşısında yılmadan mücadele etmeyi ve KKTC’yi daha yaşanabilir bir yere dönüştürme azminin, gelecek kuşaklara karşı en büyük sorumluluk olarak gördüğünü kaydetti.
Akıncı, “Biz bu Adada çok cefalar çektik ama her şeye rağmen burada soluk alıp vermenin ne kadar güzel bir duygu olduğunu da yaşayarak öğrendik. Şimdi, bizden sonraki kuşakların kendi öz yurtlarında gönül huzuru içinde kalmalarını sağlayacak koşulları yaratmak için var gücümüzle çalışmalıyız” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, “Kıbrıs Türk halkı olarak, yüzyıllardır bize ev sahipliği yapan ve bugün artık tartışılmaz bir biçimde ortak sahibi olduğumuz bu güzel Adada, kendi kimliklerimizi koruyup geliştirerek özgürce yaşamak istiyoruz.Toplumumuzun kendine özgü yapısını biçimlendiren tarihsel, kültürel, sosyal ve coğrafi koşullar, zaman zaman karşılaştığımız ciddi sorunlara rağmen, bu Adada kök salma irademizi ayakta tutmaya devam ediyor” şeklinde devam etti.

“ATATÜRK’ÜN KURDUĞU TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE İŞBİRLİĞİ VE DAYANIŞMAMIZI SÜRDÜRECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Türk ulusu ile Kıbrıslı Türkleri bir araya getiren “Atatürk ilke ve devrimleri, demokratik, laik Cumhuriyet anlayışı; fikri hür vicdanı hür nesiller yetiştirme kararlılığı” gibi çok geniş ortak payda olduğuna işaret ederek Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti ile yakın işbirliği ve kardeşçe dayanışmayı sürdüreceğini belirtti.
Akıncı, şöyle devam etti:
“Atatürk’ün barışçı ve çağdaş değerlerine daha ilk günden sıkı sıkıya bağlanan Kıbrıslı Türklerin bu ilkeleri bundan sonra da rehber edinmeye devam edecektir. Dünyada her şey için, hayat için, başarı için en hakiki yol gösterici bilimdir” diyen Büyük Önder’in gösterdiği yoldan şaşmamak esastır. Kıbrıslı Türkler, aradan geçen bunca yıldan ve yaşadıkları bunca acı deneyimden sonra özgürlüklerinin, özgünlüklerinin, eşitliklerinin ve güvenliklerinin tehdit altına alınmasına asla razı olmayacaklardır.
Barışın değerini savaşı yaşayarak öğrenen bir toplum olarak, Kıbrıs’ta adil ve eşitlikçi bir çözümün ne kadar büyük bir ihtiyaç olduğunu biliyor ve görüyoruz” 
Cumhurbaşkanı Akıncı konuşmasını, “Bu bilinçle büyük önderin ilkelerine sımsıkı sarılarak yurtta barış dünyada barış diyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle bu günlere ulaşmamızdaki en büyük fedakarlığı yapan aziz şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum,  gazilerimizi saygı ile anıyorum. Cumhuriyet Bayramınızı içtenlikle kutluyor hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum” sözleriyle bitirdi.
TAK

Editör: Mehmet Kasimoglu