Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, siyasi eşitlik içermeyen davranışlara tolerans göstermeyeceklerini, Rum tarafının yanlışlarını bütün dünyanın göreceğini belirtti. 
Rum tarafının yanlış tavırları karşısında başka yöne bakılması halinde Türk tarafının BM parametrelerinin dışına çıkan taraf olmakla suçlanacağını kaydeden Akıncı, “Bu suçlu gömleğini Kıbrıs Türk halkının sırtına kendi elimizle giydireceğiz. Benim yapmaya çalıştığım statükonun devamı değil. Statükonun bertaraf edilmesi için en ciddi çabayı harcayan kişilerden biriyim. Bu mücadeleyi sürdürmekte kararlıyım. Bu mücadele BM çerçevesinde olacak. Fırsat olursa müzakere ederek olacak.” diye konuştu.
Kıbrıslı Türklerin statükonun en büyük mağduru olduğunu söyleyen Akıncı, dolayısıyla çözümü en fazla isteyen taraf olmanın da doğal olduğunu belirtti. 
Akıncı, BM Genel Sekreteri’nin Geçici Özel Danışmanı Jane Holl Lute ile yaptığı temasların sonrasında ve Rum Lider Nikos Anastasiadis’le 26 Şubat’ta yapacağı görüşme öncesinde bugün Bakanlar Kurulu’nu bilgilendirdi. 
Toplantıya Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Gürdal Hüdaoğlu, Sözcü Barış Burcu ve müzakere heyeti üyeleri de katıldı. 
Cumhurbaşkanı Akıncı, yaklaşık iki saat süren toplantının ardından basına açıklama yaptı. 

“TÜM GÖRÜŞMELERİN TUTANAKLARI MECLİSE VE HÜKÜMETE GİDİYOR”
Akıncı, Bakanlar Kurulu’nda Lute’un temasları sonrasında ve Rum lider Anastasiadis ile 26 Şubat’ta yapılacak görüşme öncesinde bir değerlendirme yaptıklarını söyledi. 
Bakanlar Kurulu’nu Lute’un temasları ile ilgili bilgilendirdiğini, sorularını yanıtladığını ve değerlendirmelerini dinlediğini anlatan Akıncı, “Oldukça yararlı bir görüş alışverişi oldu. Aynı şekilde salı günü de saat 10.00’da Meclisimizle buluşacağız. Orada da milletvekillerinin görüşlerini dinleyeceğiz, kendilerini aydınlatacağız, gelişmelerle ilgili bilgi vereceğiz.” dedi. 
Cumhurbaşkanı Akıncı, yaptığı bütün temasların, Lute ile yapılanlar dahil tüm görüşmelerin tutanaklarının Meclise ve hükümete gittiğini dile getirdi. 

MECLİS TOPLANTILARI
Meclis toplantılarına ilişkin ilgili yasa ve Anayasa hükümlerine göre Meclisi toplantıya çağırma yetkisinin Cumhurbaşkanında, Meclis Başkanında, hükümet başkanında ve 10 milletvekilinde olduğunu söyleyen Akıncı, şöyle devam etti: 
“Bazıları ‘10 milletvekili Cumhurbaşkanını Meclise çağırabilir’ gibi bir değerlendirmede bulundu. Bu doğru değil, yanlıştır. Cumhurbaşkanı çağırabilir Meclisi ama 10 milletvekili imza toplayarak Cumhurbaşkanını Meclise çağıramaz. Böyle bir yetki söz konusu değil. Meclisi toplantıya çağırabilir”
Akıncı, son bir buçuk yıldan beri Meclisi toplantıya çağırmasını zorunlu kılacak bir gelişme olmadığını, hareketli bir dönem geçirilmediğini kaydetti. 

AKINCI SORULARI DA YANITLADI
Dışişleri Bakanı’nın federasyon ve statüko konusuna yönelik açıklamalarına ilişkin soruyu yanıtlayan Akıncı, “Hükümette bulunan partilerin kendine özgü düşüncüleri var. Benim de halktan aldığım bir yetki var. O yetkiyi hangi çerçevede aldığımı herkes biliyor. O yetkiyi kullanıyorum” dedi. 
BM Genel Sekreteri’nin iki yıl önce Crans Montana süreci çöktükten sonra yayınladığı raporda bir çerçeve çizdiğini, çerçevenin iki kesimli iki toplumlu federal çözüm çerçevesi olduğunu anımsatan Akıncı, BM’nin bu çerçeve dışında iki tarafın farklı bir çerçeve üzerinde anlaşması halinde buna da bakılabileceğini söylediğini belirtti. 
Lute’un temaslarının ardından öyle bir durum olmadığını, Rum tarafının BM’ye desentralizasyon istediğini söylediğini ancak altını doldurmadığını kaydeden Akıncı, şöyle devam etti: 
“Ne çerçevede bir desentralizasyon istiyorsun. Ortak devletin hiç mi yetkisi olmayacak? Eğer hiç yetkisi olmayacaksa o zaman iki ayrı bağımsız devletten bahsediyoruz demektir. İstediğin o mu? Algıladığımız o değil. Peki ortak karar istemiyorsun kararları tek başına almak istiyorsun. Bu üniter devlet, federasyon değil, onu da biz kabul edemeyiz. Bu karışıklığın gitmesi lazım. Bu nasıl gidecek. Lute’un çalışmalarının sonucunu görmemiz lazım” dedi. 
Dışişleri Bakanı’nın kendi şahsı adına açıklama yaptığını belirttiğini dile getiren Akıncı, hükümette farklı görüşleri olan siyasi partiler bulunduğunu söyledi. 
Akıncı, hükümet programına da bu konuda birşey yazılamadığını, farklı görüşler bulunduğunu ifade etti. 
Halktan aldığı yetkiyle süreci ileri götürmeye çalışırken bunun ne kadar zor olduğunu farkında olduklarını dile getiren Akıncı, siyasi eşitlik içermeyen davranışlara tolerans göstermeyeceklerini, Rum tarafının yanlışlarını bütün dünyanın göreceğini belirtti. 
Akıncı, Rum toplumunun kendi içinde de bunu görmeye başladığını kaydetti. 

“BİZ TUTARLI GİTMEK ZORUNDAYIZ”
“Biz tutarlı gitmek zorundayız” diyen Akıncı, Rum tarafının yanlış tavırları karşısında başka yöne bakılması halinde Türk tarafının BM parametrelerinin dışına çıkan taraf olmakla suçlanacağını kaydetti. 
Akıncı, “Bu suçlu gömleğini Kıbrıs Türk halkının sırtına kendi elimizle giydireceğiz. Benim yapmaya çalıştığım statükonun devamı değil. Statükonun bertaraf edilmesi için en ciddi çabayı harcayan kişilerden biriyim. Bu mücadeleyi sürdürmekte kararlıyım. Bu mücadele BM çerçevesinde olacak. Fırsat olursa müzakere ederek olacak.” diye konuştu. 

“STATÜKONUN EN BÜYÜK MAĞDURU KIBRISLI TÜRKLERDİR”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, başka bir soru üzerine de Kıbrıs Türk tarafının Kıbrıs’ta çözümü en çok isteyen taraf olduğunu söyleyerek, “Statükonun en büyük mağduru Kıbrıslı Türklerdir.” dedi. 
En büyük mağdurun çözümü en fazla isteyen taraf olmasının çok doğal olduğunu belirten Akıncı, Türkiye’nin çözüm için destek ve yardımcı olduğunu söyledi. 
 

Editör: Mehmet Kasimoglu