Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan: "2020 Mayıs ayı için yükleniciyle uzlaşıldı. Buna göre bir çalışma takvimi belirlendi ve çalışmalar sürüyor. Hükümet olarak artık bu bizim son tarihimizdir. Bu tarihten sonra yaşanabilecek herhangi bir gecikmeye tahamülümüz yok. Yasal haklarımız dahil olmak üzere bu konuda hükümet üzerine düşen her türlü adımı atacaktır. Son tahammüllerimiz, son toleranslarımız." dedi.

Soru: Geçen sene 4 kişinin hayatını kaybettiği kazayla birlikte yol güvenliği tartışmaya açılmıştı. Yağış mevsiminin gelmesiyle bu konu yeniden gündemde 2020 yılında bu konuyla ilgili proje var mı?
Tolga Atakan:
Aslında 2019 yılı itibari ile o bölgede olan yolu güvenli hale getirmek için çalışmaları nerdeyse tamamladık. Bölgedeki çalısmaları bilim insanları ile birilikte yürütüyoruz. Yol ve su tamamen birbirinden ayrıldı. Aslında 1986'dan beri o yolun genişleme süreci ile beraber başlanılan ve sürdürülen yanlış bir şekilde ortadan kaldırıldı. Şu anda su yolları ve yol tamamen ayrılmış durumda. Belki önümüzdeki on ya da on beş yıl içerisinde o bölgedeki  kanala gerek kalmayacak. Yine de geçen yıl yaşadığımız yağış miktarlarının sebebini en azında biliyoruz ki, su ve yol bir birine karışmayacak.
Geçen sene yaşadığımız yağışlar bizlere çok şey öğretti. Gelen yağışlı sezonlarla ülkemizin alt yapısının bu yağışlara aslında çokta yeterli olmadığını öğretti. Bunu tersine çevirme yönünde adım atmak için maalesef bu kaynakla alakalı bir şeydir. 
Ülke genelinde geçen yıl 46 tane sıkıntılı nokta tespit ettik. Suyla yolun kesiştiği noktalar çerçevesinde söylüyorum. Bunun hepsine müdahele edebildik mi? Maalesef ki müdahale edemedik. Ama en azından bu konudaki duyarlılığı ön plana çıkartıp, bazı noktalara müdahale edebildik, bazı noktalarda faklı bakanlıklarında konuya dahil olması gerekiyordu, bunu sağladık. Dere temizliğini gündeme getirdik. Özellikle Çevre Dairesi bu konuda ciddi bir insiyatif aldı. Şuana kadar yaşamış olduğumuz yağışlar konusunda belli bir aşamaya kadar gelebildik. Şu ana kadar bir sıkıntı yaşamadık diyebilirim. 

Soru: Yolların iyileştirilmesinin gerektiğini siz de söylemiştiniz. 2020 yılında bunu gerçekleştirmek için gerekli kaynağı nereden bulacaksınız. Bir kaynak ayrıldı mı?
Tolga Atakan:
Bakanlığımız iki çeşit bütçe ile çalışıyor. Bunlardan birincisi mali kaynaklardan, KKTC bütçesinden yarattığımız kaynaklardan ve diğeri de Türkiye Cumhuriyeti'nden gelen hibeler çerçevesinde bir kaynak ile sağlanıyor. 
Diğer kaynaklarla ilgili olarak ve yol bakımıyla ilgili 2020 için ayrılan rakam yirmi iki milyondur. Yeterli mi? Yeterli değildir. Türkiye Cumhuriyeti'nin ne kadarlık bir katkı yapacağı henüz belli değil. Bizim talebimiz 269 milyon lira oldu. Bu 269 milyonun tamamı mı karşılanır, üstüne mi çıkılır, altı mı verilir şuanda fiyat konusu belli değil. Eğer bu kaynağı alabilirsek, bu kaynağın tamamını haracayabileceğimiz projelerimizin hepsi mevcuttur. 
Ulaştirma Bakanlığı olarak ülkenin kuzeyinden, doğusundan, batısına kadar bütün ana arterlerimizde toplam 1626 kilometrelik bir yol ağından sorumluyuz. Bütün bu yol ağı çerçevesinde ne yapılacağını biliyoruz. Nasıl müdahele edileceğini biliyoruz.
Bunun için üç yıllık bir proje çalışması yaptık. Birinci yıl için daha önceden de ihtiyaç duyulan rakamı paylaşmıştım. 150 milyon liralık bir kaynağa ihtiyacımız var. Bu sadece tamir ve bakım için gerekli olan...
İki tane yol güzergahını ülkemize katılması gerektiğine inanıyoruz. Genel anlamdaki trafiğin rahatılması için bir de yarım kalan Türkiye projeleri var. Lefkoşa çevre yolu, İskele Çayırova yolu gibi bunlarında hayata geçirilmesiyle ilgili 2020 yılında en azından startının verilmesi ve yarım kalan projelerin devam ettirilmesiyle ilgili bütün girişimlerimizi ve çalışmalarımızı yaptık. Mali bütçeden 22 milyon gibi bir kaynak ayrıldı. Türkiye Cumhuriyeti' nden ayrılan rakam henüz net değil. Sanırım ekonomik protokolün imzalanmasıyla beraber bu kaynağın muhteviyatı netleşmiş olacak. 
Bugün aldığımız bir bilgi, yarım kalan projelerle ilgili Türkiye Cumhuriyeti'nden gelen, firmaların da  alması gereken hakediş ödemesi vardı. Bu hakediş ödemeleri yapılmış. Dolayısıyla bu firmalarla ilgili çalışma takvimi, bu içinde bulunduğumuz günden itibaren netleşecek. Her şey planlandığı gibi giderse, Anavatandan da iyi bir kaynak alabilirsek 2020 yılının en azından bu seçim yasakları sonrasındaki dönemde, sanırım hummalı bir yaz dönemi geçireceğiz. 

Soru: Ülkenin en önemli sorunlarından birisi yolların kalitesi diğeri de trafik yoğunluğudur. Bunun en temel nedeni de toplu taşımanın yok denecek kadar az olmasıdır. Gerek üniversite araçlarının trafikte yarattığı tehlike, gerekse toplu taşıma araçlarının son derece eski araçlar oluşu dikkat çekiyor. Bunlarla ilgili bir düzenleme yapmayı düşünüyor musunuz?
Tolga Atakan:
 Tüm bunlarla ilgili bir çalışmanız var. Toplu taşımanın olmaması aslında bir şehir efsanesidir. Toplu taşıma her ne kadar hayal ettiğimiz seviyede olmasa da toplu taşıma ülkemizde mevcuttur. 
Aslında esas sorun toplu taşımanın olmamasından ziyade, yıllar içerisinde değişim gösteren nüfus, nüfusa bağlı olarak artan araç sayısına paralel olarak yol ağımızın aynı şekilde gelişmemiş olmasıdır. 
Bundan on yıl önceki yol ağımızda çok cüzzi bir artış olmuşken, araç ve nüfus artışı bunun üzerindedir. Buda ister istemez alternatif yolların oluşmamasından dolayı mevcut nüfus ve araçların artışından dolayı araç kullananların mecvut sıkışık yollara mecbur kalmasıdır. Aksak ta olsa ülkemizde toplu taşıma var. Bu toplu taşımanın standartlarının daha yükseltilmesi daha da merkezileştirilmesi için ciddi bir çalışma ortaya koyduk. Bunun içinde ay sonu itibari ile de ilk mümessili hayata geçirmeyi planlıyoruz. 
Ülke genelinde 16 tane şirket hayata geçecek. Bunlar bölgesel şirketler olacak. Bu bu bölgesel şirketleri çatıda regüle edecek veya denetleyecek şekilde bir sistem oluşturmaya çalışıyoruz. Elektronik ücret toplama sistemi  olmuştur adına da Adakart dedik. Herhangi bir vatandaş bir ilçeden bir ilçeye giderken veya bir ilçenin sınırları içinde seyahat ederken elektronik ücret toplama sistemi ile o toplu taşımadan yararlanabilecek.  Ülkemizde alışkanlıklar olarak baktığımızda, yaptığımız fizibilite çalışmaları ile bu toplu taşıma araçlarını kullanacak olan kişilerin  yüzde beş ya altısının bu toplu taşıma araçlarını kullanacağını gösteriyor. Bu da ilk etapta ne kadar düzgün çalışırsa çalışsın bir toplumun toplu taşıma sisteminin ülkedeki sıkışıklığına başlı başına derman olmayacağını gösteriyor. Bunun standartlarını yükselterek, frekanslarını yükselterek, rutları geliştirerek daha fazla çalışma yaşamının toplandığı bölgeler arasında daha sağlıklı ring seferleri kurarak en azından süreç içerisinde daha kullanılabilir bir seviyeye taşımayı planlıyoruz. Bununla ilgili  yaklaşık 4 yıllık bir geçiş süreci ön gördük. Bu otobüslerin yenilenmesi için ciddi bir maliyet gerekiyor. Bununla ilgili halihazırda zaten kaynak sıkıntısı çekiyoruz. Bunun için ayrılmış bit kaynak yok. Kalkınma Bankasının bu konuda uzun vadeli kredilenme yönünde bazı çalışmaları oldu. Belediyeler Birliği bu konuda çok ciddi bir katkı koydu. Yine Türkiye'den Kayseri Büyükşehir Belediyesi'nin toplu taşıma birimi olarak oluşturduğu, Kayseri Ulaşım diye bir şirket var. Bu Kayseri Ulaşım Aş. bize bu konuda oldukça yardımcı oldu.  Bu ayın sonu itibari ile veya en geç şubat ayınım başı itibari ile Girne batı, Lefkoşa ve Güzelyurt bölgesinde ilk müessini oluşturacağız. Şuandaki ilk mevcut taşıtlarla başlayacak. Dolayısıyla vatandaşımız çağdaş ülkelerde görüpte imrendiğimiz toplu ulaşımın, başlangıcına sahip çıkması oranında daha da gelişmesi, otobüslerin yenilenmesi, durakların yenilenmesi, buna göre zaman çizelgelerinin oluşması... Bir çok ülkede gördüğümüz kadarıyla yolcular artık telefondan hangi saatte, hangi otobüsün geleceğini görebiliyor. Bu seviyeye gelmemiz biraz zaman alacak ama önemli olanın başlamak olduğunu düşünüyoruz. Bu konudaki startı bu ay içerisinde vereceğiz.

Soru: Ercan Havalimanı KKTC'nin dünyaya açılan kapısı. Yenilenen yüzüyle 2019'un sonuna doğru açılacaktı. Güncellenen yeni tarih nedir? 
Tolga Atakan:
Bu konuyu 2020 Mayıs olarak revize ettik. Yükleniciyle alakalı bir sıkıntı oldu. Sorunun bir kısmı çözüldü. Bir kısmı da devam ediyor. Biz havalimanının bir an önce açılmasını istiyoruz. Bunu özellikle Ulaştırma Bakanlığı olarak söylüyorum. Biz üç yüklenici bakanlıktan bir tanesiyiz. Biz teknik tarafını yönetiyoruz. Mali tarafını, Maliye Bakanı yürütüyor. Bizim için şu çok çok önemli, biliyorsunuz ki ülkemizde deniz yolları çok gelişmiş durumda değil. 2020 Haziran ayı gibi bu konuyla ilgili bir çalışmamız var. Kamu özel ortaklığı çerçevesinde liman dönüşümüyle ilgili bir uluslararası bir ihaleye çıkacak noktaya geleceğiz. Bu sürece kadar bizim şu anda tek ulaşım noktamız olan havayolu ulaşımının artık taşıyamadığı bir kapasitede mevcut Ercan Havalimanı’nda sürdürmesi çok mümkün değil. 
Havayoluyla ülkemize gelen herkesin iki yüz bin yolcu kapasitesine göre yapılmış bir terminalde, 2018'i dört milyon, 2019'u yine dört milyon civarında yolcuyla kapattık. Artık bu havaalanı gelen yolcu kapasitesini kaldırmıyor. Park alanları sıkıntılı, pist alanları sıkıntılı... Dolayısıyla sıkıntı yaşadığımız bu dönemde geniş gövdeli uçakların alanımıza gelmesiyle sıkıntılar yaşanıyor. Olası frenkans arttırılmalarına gidemiyoruz. Park yerimiz belli, pist alanına gelebilecek uçakların kapasitesi belli yani her anlamda elimiz kolumuz bağlanmış durumda. 
Dolayısıyla 2020 Mayıs ayı için yükleniciyle uzlaşıldı. Buna göre bir çalışma takvimi belirlendi. Bu yönde çalışmalar sürüyor. Bunu daha önceden de dile getirdim. Hükümet olarak artık bu bizim son tarihimizdir. Bu tarihten sonra yaşanabilecek herhangi bir gecikmeye tahamülümüz yoktur. Yasal haklarımız dahil olmak üzere bu konuda hükümet üzerine düşen her türlü adımı atacaktır. Olası bir gecikme durumunda bu iş artık ülkeye zarar verme noktasına geldi. Turizme, ulaşıma, yükseköğrenimine, ülkenin ekonomisine zarar verme noktasına geldi. Son tahammüllerimiz, son toleranslarımız diyebilirim.

Soru: Memlekette seyahet eden kesim öğrencilerdir. Eğitim ve turizm ülkenin ekonomisinin iki lokomotifi ama en çok bel bağladığı ulaşım, uçak biletleri çok pahalı 2020 yılında biletlerin fiyatlarında bir değişiklik olacak mı?
Tolga Atakan:
Bu birbiriyle bağlantılı bileşenin ortaya çıkardığı bir durumdur. Sivil havacılık başlı başına döviz endeksli bir kurumdur. Uçakta kullandığınız yakıttan uçağın sigortasına kadar bütün bileşenler dövizle bağlantılıdır.  Özellikle 2018 yılında yaşamış olduğumuz döviz krizi sonrası yaşanılan dalganın olumsuz etkilerini bir kenara bırakıyorum. Bir de ülkemize sefer yapan Türkiye Cumhuriyeti tescilli sivil havacılık şirketlerine bir baktığınızda, yine geride bıraktığımız üç ya da dört yıl içerisinde bir tanesinin faliyetlerine son verdiğini, ikincisinin çok sıkıntılı bir süreç yaşadığını, bir üçüncüsünün KKTC'ye uçuşlarının durdurduğunu görüyoruz.  Şu anda iki şirket bir de alt marka ile toplamda üç şirketin hizmet verdiği bir yapı içerisindeyiz. Dolayısıyla yaşanılan bu daralmanında bu fiyat dalgalanmasındaki olumsuz etkisi çok yüksektir.  Ciddi bir talep var ama arzda sıkıntı yaşanıyor. Bu da fiyatların yükselmesine yol açıyor. Bu noktada arzı arttırmanın yollarını aramak gerekiyor. Bununla ilgili de tam bir sonuç alabilceğimiz nokta yine bizim dışımızda sıkıntılar oldu. 
2020'ye krizlerle başladık. Ekonomik ve mali krizler, yaşanılan dış siyasi krizler, politik krizler... Çok yaķın zamanda yine yaşanması muhtemel ki bugünki göstergeler onu gösteriyor. İran ve Amerika arasında yaşanılacak bir krizle otomatikman petrol fiyatlarına yansıyacak. Petrol fiyatlarına yansıması demek bütün sivil havacılıktan tutum diğer ulaşım araçlarına kadar ciddi bir dalgalanma getirecek. Dolayısıyla şuan için yakmakta olduğumuz çalışmaları hayata geçiremediğimiz müddetçe bir değişimin olması olası değil.
Haber ve Fotoğraf: Esengül Aykaç
VATAN ÖZEL

Editör: Mehmet Kasimoglu