Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Münür Rahvancıoğlu yazılı açıklamasında, “zenginlerden borç değil vergi alalım; servet vergisi alalım” çağrısı yaparak, 1 Mayıs saat 16.00’da herkesin taleplerini bir kağıda yazıp elinde tutarak veya video çekerek “#HerEv1MayısAlanı” etiketi  altında sosyal medyada paylaşması çağrısı yaptı.
Rahvancıoğlu, ülkedeki çalışanların “özel sektör emekçisi-kamu emekçisi”, “Türkiyeli-Kıbrıslı” diye bölmek, birbirine kırdırmak isteyenlere karşı uyanık olunması gerektiğini ifade ederek, “Sağlık krizinin de ekonomik sıkıntıların da özel sektör emekçisi, Kıbrıslı, kamu emekçisi veya Türkiyeli ayrımı yapmadığını işaret etti.
Rahvancıoğlu, içinden geçilen bu zor süreçte sağlığın, halk sağlığının önemini gördüklerini, sağlıkta tasarruf yapılamayacağını ifade ederek, bugüne kadar sağlık alanına gerekli yatırım ve istihdamları yapmayan hükümetleri eleştirdi. 
UBP-HP hükümetinin de bu dönemde halkın şiddetli tepkileri sorunucunda isteksizce önlemleri hayata geçirdiğini, o yüzden kendi adına bir başarıdan söz edemeyeceğini savunan  Rahvancıoğlu, şu görüşlerini paylaştı:
“Hayata geçen tüm önlemler halkımızın baskısıyla ve çoğu durumda geç kalınarak hayata geçirilmiştir. Hükümetin gerekli önlemleri almakta geç kalması da; bugün önlemleri gevşetmekte aceleci davranması da sermayedarların kar hırsına ve patronların çıkarlarına öncelik vermelerinden dolayıdır. Eğer ortada dünyadaki diğer ülkelerden farklı bir başarı öyküsü varsa, bu başarı emekçi Kıbrıslı Türk halkının başarısıdır.”
Rahvancıoğlu, yaşanan sürecin sağlık boyutu olduğu kadar bir de ekonomi boyutu olduğuna işaret ederek, hükümeti ekonomik konularda alınan kararalar ve çalışanlardan yapılan maaş kesintileri ile özel sektöre yapılan maaş desteği konusunda eleştirdi.
Rahvancıoğlu, kamu emekçilerinin maaşlarından kesinti yapıldığı gibi, işsizlik parasının azaltıldığı gibi, “ultra zenginlere” de servet vergisi uygulanması gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
“Değerli halkımız, iç borçlanma zenginlerin karına kar katacak ve bedeli biz emekçilere ödetilecek bir taleptir. Alınması talep edilen borç, zenginlerden alınacak ardından da faiziyle geri ödenerek, servetlerine eklenecektir.
‘Borç alalım’ demek ‘halkı borçlandıralım, bu krizin faturasını gelirleri azalarak, yoksullaşarak taşımakta olan emekçilerin sırtına, bir de borç yükünü ekleyelim’ demektir. Böylesi bir borcun geri ödenmesi için, elde kalan kamusal değerlerimizin; Elektrik Kurumumuzun, Telefon Dairemizin, kooperatiflerimizin satılığa çıkarılacağını öngörmek için ise kahin olmaya gerek yoktur. Bağımsızlık Yolu bu yüzden, zenginlerden borç değil vergi alalım; servet vergisi alalım çağrısını yapmaktadır.”
TAK

 

Editör: Mehmet Kasimoglu