400’den fazla dile ve lehçeye çevrilen Küçük Prens eseri, bu sefer de Kıbrıs Türkçesi ile raflarda yerini aldı.

Kitabın yazarlarından Ahmet Serdar Gökaşan “Küçük Prens’te anlatılan bir hikaye var. Küçük Prens kitabının içinde bir felsefe ve bir derinlik var. Okuyanlar oraya bakıp ilham alsınlar. Çünkü günümüzde bizim için çok şey söylüyor. Gezegenlerde gördüğü insanlarla yaptığı deneyimlerle bir çocuğun bakış açıyla bize müthiş bir şey anlatıyor” diyerek Küçük Prens kitabını okuyanlar için kitabın içindeki özü keşfetmelerinin gerektiğini söyledi.

Soru: Neden bir kitabı Kıbrıs Lehçesine çevirme gereği duydunuz ve neden küçük prens kitabını seçtiniz?

Ahmet Serdar Gökaşan: Bunun nedeni Küçük Prens kitabının dünyada 415 dile çevrildiği  ve en çok çevrilen kitap olmasıdır. Başka bir kitap değil de Küçük Prens olması bizim için çok önemliydi. Kendi içimizde de bilgi alış verişleri yaptık. Bu kitabı nasıl çevireceğiz, nasıl olacak diye…Kitabı kendimizin çevireceği konusunda kendi aramızda ciddi anlamda konuşmadık. Taa ki İakavos’un çevirisine kadar… İakavos oturdu, çalıştı ve kitabını yayınladı. Daha sonra bize gelip “ ne duruyorsunuz, hadi bir yerden başlayın da bakalım ne olacak” dedi. Şubat ayında Hakan’la birlikte İakavos’un Goflamasıyla (Kuzey Kıbrıs’ta motive anlamında kullanılıyor) kitap için çalışmalara başladık.

Hakan Karahasan: Ahmet abinin dediği gibi bize bayrağı devreden İakovos oldu. Küçük Prens olmasının özelliği hem evrensel ölçüde değer bulan, takdir edilen, bilinen ve hala daha okunan bir kitap olması bizim için çok daha önemliydi. Yazarının ölmesiyle ve hala daha popülerliği artıyor. Tabi copyright de etkisi var. copyright ortadan kalkmasıyla dünyada çeviri etkinliğinin artmasının daha büyük etkisi var. Bizde Küçük Prensi çevirmeye İakavos’unda bize verdiği motivasyonla çabalayalım dedik. Çünkü Kıbrıs Türkçesinin söylenecek olanı şimdi evrensel alanda nitelikli bir edebi eseri çevirebilecek bir diyalektiktik Kıbrıs Türkçesi’nin içinde ağız, diyalektik çalışmaları da ortaya çıkıyor.

Soru: Ne zaman içerinde kitabı piyasaya çıkardınız?

Hakan Karahasan: Şubat 2019 bizim resmi olarak oturarak başladığımız tarihtir. 25 Aralıkta da kitap çıktı. Ondan bir hafta öncesine kadar da sürekli çalıştık. 

Soru: İnsanlar Küçük Prensi Kıbrıs Lehçesiyle yazılmış bir şekilde görünce nasıl  tepkiler aldınız?


Ahmet Serdar Gökaşan: Kitapla ilgili çok güzel tepkiler aldık. Birkaç arkadaşın olumsuz tepkilerinden hariç çevremizden çok güzel tepkiler aldık. Küçük Prens Kıbrıs ağzıyla nasıl yazılmış diye birçok insan çok merak etti. İnsanlar heyecanla kitabı alıp okudular daha sonra bize geri dönüşte bulundular. Çoğunlukta hep övücü mesajlar aldık. Çünkü ilk kez böyle bir şey oluyor. Bizi mutlu eden de kitabın insanlarda bir etki bırakmasıydı. 

Bilinen edebi bir eserin Kıbrıs Türkçesine çevrilmesi ilk kez oluyor. Daha önce birkaç kitapta çevirililer oldu. Fakat direk başlı başına Kıbrıs Türkçesine çevrilmesi ilk oluyor. 

Ahmet Serdar Gökaşan: Evrensel nitelikli bir kitabın çevrilmesi ilk defa oluyor. Hasan Tuna’nın Hambis Çangars Goncolozlar oyun kitabı var Yunancası Hambis Çangaris Galigancari’dir. Kıbrıs Rumcasında yazılan bir kitaptır. Hasan Tuna Kıbrıs Türkçesine çevirdi. Çeviri anlamında çeviri yapıldı ama evrensel nitelikte ilk defa bir kitap Kıbrıs Türkçesine çevrildi. 

Erdoğan Uzunahmet: Tepkinin teknik olarak nasıl olduğu konusunda bir veriyle konuşmak gerekirse; kitap bir ayda rekor bir satışla bin taneyi sattı. Şimdi ikinci baskısı yapıldı. 

Ahmet Serdar Gökaşan: Çarşamba günü 2. Baskılar yapıldı. 100 küsur satıldı.

Erdoğan Uzunahmet: Bu eleştirilerin nasıl olduğu konusunu sayısal olarak ta cevaplıyor. Çünkü herkes beğensin ya da beğenmesin ama bu verilerle belli ki insanların hoşuna gitti ve bu kitaba ilgi duydular.  Kimisi kitabı kendisine ya da çocuğuna hediye olarak alıyor. İnsanlar kitabın Kıbrıs Türkçesiyle yazılmasına heyecanla yaklaşıyor.

Soru: Kitabın satışları sadece Kuzey Kıbrıs’ta mı oldu yoksa dışarı da satışlar oldu mu?

Ahmet Serdar Gökaşan: İspanya, İtalya, İsviçre ve  Almanya’dan birkaç koleksiyonerler çevirisini yaptığımız Küçük Prens kitabı bizden istedi ve bizde kitabı postayla gönderdik. 

Hakan Karahasan: Türkiye’deki Küçük prens müzesinde de bizim kitabımızın çevirisi yer alacak. Eskişehir’de olan küçük bir Küçük Prens müzesinde de olacak. Dünyanın değişik yerlerine bizim çevirisini yaptığımız kitabımız yerini alıyor.

Evrensel bir iş yapınca karşılığını da bulabiliyoruz. Önemli olan hem evrenseli hem de yereli bir arada tutmak çok güzel bir duydu.

Erdoğan Uzunahmet: Birde kitap şuan çok daha yeni ve dünya ülkelerine kitabın gidişi çok daha çoğalacak. Belki bir iki yıl sonra benim tahminin 50-60 ülkede çevirisini yapmış olduğumuz kitabımız yerini alacaktır. Birde zaman zaman listelerde “Küçük Prens nerede” diye görünüyor. Biz çok daha yeni olduğumuz için şuan ismimiz görünmüyor ama çok yakın zamanda bizde o listede olacağız.

Ahmet Serdar Gökaşan: Kıbrıs ikiye bölünmüş olabilir ama dil anlamında da Rumca, Türkçe ve diğer dillerin yanında da bizim dilimizin artık tanınmış olacağını gördük.

Soru: Başka bir kitabı yine Kıbrıs Türkçesine çevirme düşünceniz var mı?

Ahmet Serdar Gökaşan: Bu sürekli gündemimizde var ama hangi kitabı çevireceğimiz konusunda henüz net bir karar almadık. Hakanla birlikte sürekli konuşuyoruz. “Nasıl yapsak, hangi kitabı yapsak” konusunu şimdilik düşünüyoruz.  Yeni kitabı çıkardığımızda kafamızda sorular oldu. “Küçük Prens kadar ilgi görecek mi?” diye. Bunu o gün geldiğinde göreceğiz.

Erdoğan Uzunahmet: Toplumun Küçük Prens kitabını hazmetsin ki yeni kitapta çıkacaktır. Kısmet olursa o kitabı da tasarlayıp yayınlayacağız. 

Hakan Karahasan: Kültürel üretim zaman alan bir şeydir. 

Erdoğan Uzunahmet: Bizim için kitap; aman kitap yayınlandı da para kazanalım konusu değil. Biz bu işi zevkine yapıyoruz. Kitap yayınlanmadan önce arkadaşlarımız oldukça heyecanlıydı. Bende tasarımı yapma konusunda çok heyecanlıydım. Şimdi ikinci kitabın tasarımını yapmak için sabırsızlıkla bekliyorum. Hatta içinde bulunduğumuz bu çalışmaya başkaları da katılabilirler. Sadece bizim çerçevemizde olan bir şey değil. Keşke başka arkadaşlarda bize katılsa da oturup böyle bir şey için çalışsak. 

Soru: Kitabın tasarımı sizinle konuşmak isterim. Kitabı tasarlarken ne gibi değişiklikler yaptınız?

Erdoğan Uzunahmet: Temel konu şudur; Exupery’nin çizimlerine temelde değiştirmek yanlıştır. Bir tek konu şudur; o kadar çok kötü resimler vardı ki, o resimlere ulaşmak oldukça zordu. Biz çizimleri tasarlarken bayağı zorlandık. Resimlerin birçoğunu revize ettik ve aynısına sabit kalmak için yeniden çizimler yaptık. Sayfa tasarımı farklıdır ve her kitapta genellikle böyle olur. Bir kısmını renklendirdik. Orijinalinde resimler siyah beyaz olarak kullanılmıştır. Birçok kitapta da siyah, beyaz olarak kullanıldı. Biz bir kısmını renklendirdik ve çok ta güzel oldu. 

Biraz da sebep şuydu; özellikle çocuk ve genç arkadaşların daha sevebileceği bir tarzda bir yapı oluşturmak istedik. Özellikle kurgularda dikkat ettiğimiz şuydu; resimlerin yerleri çok alakasız yerlerde olmadı. Birçok kitabı ne yaptılar diye taradık. Biz konu neyse cümle bitsin ve arkasında konuyla ilgili resim gelsin diye düşündük. Bir veya iki tanesi dışında konunun nerede ne anlatılıyorsa hemen resmi geldi. Sayfa tasarımı açısında bizi zorladı ama günün sonunda başardık.

Hakan Karahasan: Birde orijinaline tam olarak sağdık kalındı. Çünkü hem Fransızca orijinalinde hem de İngilizcesi yazarın onayıyla çıkmış ve ona böylece sağdık kalınmış olduk. Çünkü geçen bir metin var hemen arkasında ona uygun resim geldi. Erdoğan’ın bu konuda çok çalıştı. Bir gün ya da iki günlük bir iş değildir. Defalarca resimleri çizdi ve ortaya çok güzel bir çalışma çıktı. 

Erdoğan Uzunahmet: Sayfa tasarımı yapacak arkadaşlarımıza bir şey söylemek gerekirse; yapacakları işlerin baştan savma işler yapmaması gerekir. Bence uğraşmaları gerekir çünkü uğraşınca illaki bir sonuç çıkıyor. Kitabın ilk yayınlanmasında kitabın tasarımı ön plandaydı. Teknik olarak kitabın tasarımında çok iyi bir konuma geldiğimizi düşünüyoruz. 

Ahmet Serdar Gökaşan: Küçük Prens’te anlatılan bir hikaye var. Küçük Prens’in kitabının içinde bir felsefe ve bir derinlik var. Okuyanlar oraya bakıp ilham alsınlar. Çünkü günümüzde bizim için çok şey söylüyor. Gezegenlerde gördüğü insanlarla yaptığı deneyimlerle bir çocuğun bakış açıyla bize müthiş bir şey söylüyor.

Erdoğan Uzunahmet: Biraz kitapla ilgili Kıbrıs Türkçesi ön plana çıkmış gibi oldu ama neticede Exupery’nin felsefesi hala kitapta duruyor. En temel amacımız Kıbrıs Türkçesi’yle bu konunun yeniden bunun okuyucuları aktarılmasıdır.

Ahmet Serdar Gökaşan: Güzel bir şey oldu. Zaman zaman insanlar bize soruyor; bazı insanlar Küçük Prensi ilk kez bu kitapla okuduğunu yada okuyacaklarını söylediler. 

Hakan Karahasan: Liseden birkaç arkadaşımın çocuklarından geri dönüt aldım. Başarı dediğimiz şey veya popülerite olması aslında tam da burada oluyor. Günümüz dünyasıyla söylediği bir çok şey var. Yaşanılan modern çağla insanın sıkışmışlığı üzerine sözleri var. Bu sözler insanı derinden yakalayan ve hepimizin yaşadığı ama yaşarken bir tarafa da bırakamadığı yani bir çelişkiler içerisinde yaşıyoruz. Biz metni çevirirken metnin orijinal haline sadık kalmaya çalıştık.  İtalyanca da bir tabir vardır “yazar hain midir?”  yani yazar çevirmen midir, hanin midir? Metne hainlik etmemeye çalıştık. Çünkü metnin söylediği bir şey var ve bizim onu korumamız lazım ama Exupery de Kıbrıslı Türk değildi. Biz Kıbrıslı Türk olsaydı verilen anlamı, mesajı nasıl aktarırdı. Onu elimizden geldiğince uzun çalışmamız sonucunda bir şeyler ortaya çıkardık. 1944 ten beri bu kitabın satılması önemli bir şeydir. 

Soru: Küçük Prens kitabı hangi kesime hitap ediyor tartışması var. Sizce Küçük Prens kitabı  hangi kesime hitap ediyor?

Ahmet Serdar Gökaşan: Aslında yediden yetmiş yediye dir. Bizde bunu düşünerek yola çıktık. Kitabı çocuklara yaklaştırmaya çalıştık. 77 yi es geçtik. Bu da dil anlamında ortaya çok yoğun bir şey çıkacaktı. Bu seferde çocuklar kitabı anlayamayacak ve metnin içinde kaybolacaktı. On, on iki yaşında olan arkadaşlarımızdan gelen tepkiler olumlu yönde oldu. Demek ki o anlamda düşündüğümüz bir şeyi başardık.
Haber ve Fotoğraflar: Esengül Aykaç
VATAN ÖZEL

Editör: Mehmet Kasimoglu