CAS Mağdurlarının 28 gündür süren bekleyişleri devam ediyor. Hava şartlarının giderek kötüleşmesiyle birlikte eylemcilerin verdikleri mücadele de gittikçe zorlaşıyor. Eylemciler yaklaşık bir aylık mücadelenin sonunda 12 kişi ile irtibata geçildiğini öğrenmiş ve şimdi sıranın kendilerine gelmesini bekliyorlar. Başkanlık önünde eylemlerini devam ettiren eski CAS çalışanlarından Mehmet Mahmut Başbakanlık çalışanlarıyla neredeyse ahbap olduklarını söyledi. Mahmut, “Başbakanlıkta çalışan memurlar bizlere sabah akşam selam verip gidiyorlar” dedi.

Soru:  Sürdürmüş olduğunuz grevinizde yetkililerden size geri dönüş oldu mu?

İbrahim Kaklık: Daha önceden de anlattığımız gibi 21 aydır sokaktayız. Bugün 28 gün oldu hala sokaktayız ve Başbakanlık önündeyiz. Bize çalışmaların devam ettiğini söylüyorlar. Şuan Başbakanımız yurtdışında…

Bize bekleyin, işiniz olacak, sizin için bir çözüm yolu bulacağız gibi cevaplar alıyoruz. Bunun dışında birkaç gündür birkaç arkadaşımızla irtibata geçtiler. Tabi aranan kişiler şuan sokakta eylem yapan kişiler değil sadece evlerinde oturan kişilerle irtibata geçtiklerini duyduk.  Demek ki bu memleketin adaleti bu şekilde sağlanıyor. 

Artık insanlara yalvarıyoruz. Bize odun, ekmek getirsinler diye. Vatandaş bize elini uzatıyor bizim için bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Onun dışında hiçbir yerden hiçbir beklentimiz olmadı. Şuan yeni işleri için hastane kontrolleri için oturan arkadaşlarımıza hayırlı olsun ama bizim istediğimiz herkes için bir çözüm yolu bulunsun…

Soru: İşe yerleştirilen kişiler neye göre seçiliyor?

İbrahim Kaklık: Normalde ihtiyacı olan kişilere göre seçiliyor. Her halde biz sokakta kaldığımıza göre biz ihtiyaçlı değiliz.  Sanırsınız havalarımız çok güzel, tam bir bahar havası yaşıyoruz.  Geceleri -6 derecede uyuyoruz. Bize bir şey olmuyor parmaklarımız donuyor. Sıkıntı yok…

Bütün yetkililer sabah işe geliyor. Onları sabah işe giderken kapıda görüyoruz. Burada ateşin başında oturuyoruz. Akşam olunca da arabaların içinde oturuyoruz. Bu durum bizi çok perişan etti. Yetkililer akşam işten çıkıp evlerine giderken bize selam veriyorlar. Biz sabah akşam buradayız diye sadece selamlaşıyoruz. Onun dışında her hangi bir şey yok…

Bize beleyin, işe alınacaksınız diyorlar ama onun dışında başka bir gelişme yok… Biz şuan iyi halimizi koruyoruz ama bu daha ne kadar devam eder onu bilmiyorum. Bu da bizim psikolojimizi oldukça yıpratıyor. Şuan çok zor günler yaşıyoruz. Artık evimize gitmek istiyoruz.  Eskiden olduğu gibi düzenimizi kurmak istiyoruz. İnsanların bize acımasını istemiyoruz. Eğer ki ilahi adalet varsa bizim de sesimizi duyarlar.

Muhammet Kaynak

Soru: Geçen gün rahatsızlanıp hastaneye kaldırıldınız. Şuan sağlık durumunuz nasıl?

Muhammet Kaynak: İlk gün rahatsızlandım direk hastaneye kaldırıldım. Acile gittim ve doktorlar bana serum verdiler. Daha sonra hastanede kalmamı söylediler ama ben arkadaşlarımı yalnız bırakıp hastanede kalmak istemediğimi söyledim. Bunun üzerine bana bir kağıt imzalattılar ve arkadaşlarımın yanına geri geldim.

Evliyim, bir buçuk aylık bebeğimi evde bırakıp buraya geldim. 28 gündür buradayız. Akşamları arabalarda yatıyoruz. Bize verilen sözler var. Hala daha bekleme aşamasındayız ve sözlerin tutulmadığını şuan ki halimizden de anlaşılıyor. Büyük bir ihtimalle biz seçim yasağının olduğu zamanlar da biz burada olacağız. Oy kullanacağımız gün bile bu on kişi burada olacak. Bize verilen sözler tutulmadığı takdirde biz burada olmaya devam edeceğiz. 

Soru: Şuan çalışmıyorsunuz ve geçiminizi nasıl sağlıyorsunuz?

Muhammet Kaynak: Şuan geçimimi ailem karşılıyor ama bir buçuk aylık bebeğimin ihtiyaçlarını baldızım karşılıyor. Şuan personel dairesinde 12 arkadaşımız çağrıldı. Bizler de burada beklemeye devam ediyoruz. En ihtiyaçlı insan ağlayan insandır. Durumuzu yetkili kişilere belirttik. Maalesef ki bu iş böyle oluyormuş. CAS olarak işinden olan insanların içinde durumu iyi olan insanlar da var. Durumu iyi olmayan insanlar da var. Hali vakti yerinde olan insanları hala daha işe almaya devam ediyorlar. Bunu da herkes biliyor. Şuan sözün bittiği yerdeyiz.

Mehmet Mahmut:  28 gündür Başbakanlık binasının önündeyiz. Belli ki bu süre daha da fazla sürecek.  Birkaç arkadaşımızla irtibata geçilmiş. Artık bizimle de irtibata geçilmesini istiyoruz. 28 gündür burada çok şey gördük. Sağ olsun halkımız bize yardım ettiler ve hep bizim yanımızda olmaya çalışıyorlar. Artık zor durumdayız. Elimizde, avucumuzda olan her şey bitti. Hükümetimizin bize geri dönüşü ise “ çalışmalarımız devam ediyor” diyorlar. 28 gündür neyin alışması içinde olduklarını sorgular olduk. İrtibata geçilen arkadaşlarımız var ama 28 gündür sokakta olan biziz…

28 gündür eve gidemiyoruz. Ailelerimizi göremiyoruz. Çünkü işimiz yok, gücümüz yok. Artık hakkımızın bize verilmesini istiyoruz. Hakkımız için buradayız. Başkanımız şuan yurtdışında ve Perşembe günü burada olacak. Cuma günü hayırlı bir cevap bekliyoruz. Her gün birbirimizi görerek nerdeyse komşu olduk. Her gün sabah akşam Başbakanımız buradan geçerken onu görüyoruz. Herhangi tahrik edici sözler ya da bağırış çağırış olmadan burada saygımızla oturuyoruz. 

Zamanımız kısıtlı, seçim yasakları geliyor. Artık yapıcı konuşmalar yerine net bir cevap almayı bekliyoruz. Bu yılın en kötü soğuğunda beklemek bizleri içler acısı hale getirdi. Tüm bunların göz ardı edilmemesi gerekiyor. Burayı evimiz gibi benimsedik. Hatta yan tarafımızda yabancı birisini görünce “neden burada duruyorsun “ diye sorgular olduk..

Durmuş Kolay: Yetkililer birkaç arkadaşımızla irtibata geçmiş. Bunu kendi imkanlarımızla öğrendik. Açlık grevini askıya aldık. Çünkü bizden zaman istediler. Bunun içinde yemek yememizi istediler. Biz bir aydır burada bir gelişme olsun diye bekliyoruz.

Osman Alodalı:  Açlık grevini bırakmamız için Başbakanımız yanımıza geldi. Bize çalışmalarının devam ettiğini, bu işin en yakın zamanda halledeceklerini söyledi. Bende bunun üzerine Başbakanımıza “ ne zaman” dedi. Başkanım da “ bugün, yarın” halledeceğini söyledi. Bizde açlık grevini askıya aldık. Günde bir öğün olsa da yemek yiyiyoruz. Çünkü maddi imkanlarımız oldukça kısıtlı. Havalar çok soğuk bu şartalar altında direnmeye çalışıyoruz. Ama sonuna kadar buradayız. Burada olmayan başka insanlarla irtibata geçiyorlar ama burada zorlu sınavı verenler bizleriz. Ateşin başında ellerimizi, ayaklarımızı bir şekilde ısıtıp ayakta kalmaya çalışıyoruz.
Haber Ve Fotoğraf: Esengül Aykaç

Editör: Mehmet Kasimoglu