TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM 75. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Doğu Akdeniz’deki gerilimle ilgili konferans çağrısı yaparak, “İçinde Kıbrıs Türklerinin de yer aldığı bölgesel bir konferans düzenlenmesini teklif ediyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda seslendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar:
“İnsanlığın kaderi sınırlı sayıdaki örgütlerin eline bırakılamaz”
BM Başta olmak üzere çok taraflı örgütlerin reform ihtiyacı bulunuyor. Salgının başlarında, ülkelerin kendi hallerine terk edildiği bir manzara ortaya çıktı. Böylece, yıllardan beri bu kürsüden ısrarla dile getirdiğim ‘Dünya beşten büyüktür’ tezinin haklılığını bir kez daha görmüş olduk. İnsanlığın kaderi sınırlı sayıdaki örgütlerin eline bırakılamaz.
Uluslararası örgütlerdeki itibar kaybının önüne geçmek için öncelikle zihniyetimizi, kurumlarımızı ve kurallarımızı gözden geçirmeliyiz. BM Güvenlik Konseyinin yeniden yapılandırılmasından başlayarak kapsamlı ve anlamlı reformları süratle uygulamaya sokmalıyız.
Koronavirüsle mücadele
Tıbbi malzeme, ilaç tedariki ile aşı çalışmaları rekabet konusu yapılmamalı. Hangi ülkede üretilirse üretilsin aşılar, insanlığın ortak istifadesine sunulmalı.
“Türkiye gibi ülkeler, yaptıkları fedakarlıkla tüm insanlığın onurunu kurtarıyor”
Uluslararası toplum olarak tüm terör örgütlerine karşı aynı ilkeli tutumu takınmadan Suriye meselesine kalıcı çözüm bulamayız. Bugün dünyada en çok sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye gibi ülkeler, yaptıkları fedakarlıkla tüm insanlığın onurunu kurtarıyor. Tıpkı DEAŞ gibi Irak’ta yuvalanan PKK terör örgütünün kökünü kazıma konusunda uluslararası toplum ve bu ülkeden samimi işbirliği bekliyoruz.
Filistin’deki işgal ve zulüm düzeni insanlığı derinden etkilemeye devam ediyor. Kudüs’ün mahremiyetine uzanan kirli el cüretini giderek artırıyor. Filistin halkının rıza göstermediği hiçbir plana destek vermeyeceğiz.
“İçinde Kıbrıs Türklerinin de yer aldığı konferans düzenlenmesini teklif ediyoruz”
Doğu Akdeniz’de bir süredir yaşanan gerilimin gerisinde ‘kazanan hepsini alır’ anlayışıyla hareket eden ülkeler bulunuyor. Çözümün önündeki yegane engel, Rum tarafının uzlaşmaz, hak tanımaz, şımarık yaklaşımıdır. Bizim kimsenin hakkında, hukukunda, meşru çıkarlarında gözümüz yok. Bölgedeki doğal kaynaklar söz konusu olduğunda ülkemizin yok sayılması ne akıl ve vicdan ile ne uluslararası hukuk ile izah edilebilir. Anlaşmazlıkların samimi bir diyalog ile uluslararası hukuk temelinde hakkaniyetle uygun biçimde çözümü öncelikli tercihimizdir.
Ancak aksi yöndeki hiçbir dayatmaya tacize saldırıya asla müsamaha göstermeyeceğimizi de açıkça ifade etmek istiyorum. Doğu Akdeniz’deki diyalog ve işbirliğini tesis etmeye yönelik çağrımızı burada tekrarlamak istiyorum. Bu amaçla tüm bölge ülkelerinin hak ve çıkarlarının göz önünde bulundurulduğu içinde Kıbrıs Türklerinin de yer aldığı bölgesel bir konferans düzenlenmesini teklif ediyoruz. Çözüm Kıbrıs Türklerinin Ada’nın ortak sahibi olduğunun kabulüyle mümkün.
        

Editör: Mehmet Kasimoglu