Bazı meslek gruplarına yeterlilik belgesi verilmesini zorunlu kılan tebliğ Resmi Gazetede yayımlandı. 
Tebliğ, tehlikeli ya da çok tehlikeli olarak nitelenen 29 meslek grubunun belirlenmesi ve bu meslekleri icra edenlere mesleki yeterlilik belgesi verilmesini hedefliyor.
İlgili tebliği uyarınca bu belgeyi almayanlar tebliğin yayımlanmasından bir sonra çalıştırılamayacak.
İlgili bakanlıklar çalışmalarını sürdürürken biz de konuyu muhatına yani esnafa sorduk.

Soru:  Çalışma hayatında mesleki uygunluk belgesi isteniyor. İşverenler bu konu hakkında ne düşünüyor?

Ahmet Yavuz:  Uygunluk belgesini olumlu biliyorum. Bu işin mesleğini yapamayan insanlar ben ustayım diye ortalıkta dolaşıyor. Bu insanlar gerçek profesyonel ustaların ekmeği ile oynuyorlar. Normal bir ustanın gerçek maaşı neyse öbür amatör usta gelip  ben her işi yaparım gibisinden işinin ehli olan ustanın maaşının düşüklüğüne sebep oluyor. 
Örneğin bir tekstilci yurtdışından gelip burada bir pastanede çalışıyor. Daha sonra pastanecilik konusunda bir şeyler öğreniyor. Bu kişiler ben bu işin ehliyim dedikten sonra gerçekten mesleğinin hakkını veren kişilerin hakkını gasp ediyor. 

Soru: Yanınızda çalıştırdığınız insanlar için nasıl bir avantaj oluyor?

Ahmet Yavuz: Çekirdekten yetişme çırakların olması sektörlere atılması çok güzel bir hamledir. Birçok demirci inşaat sektöründe iş bulamıyor. Bir iki ay başka bir sektörde çalışıp ben lokmacıyım, pastacıyım diye geçiniyor. Bu seferde iş vereninde işine geliyor. Yıllardan beri yanında çalıştırdığı kişinin ücretini kısıyor. Buda yanında çalıştırmış olduğu kişinin ekmeği ile oynamış oluyor. 
Ben burada 16 yıldan beridir çalışıyorum. Birçok usta tanıdım ama gerçekten çekirdekten yetişme ustayla fazla karşılaşmadım. Sonradan gelme ustalar, önce başka sektörde çalışıyorlar daha sonra o sektörde fazla para bulamayınca çok rahatlıkla sektör değiştirebiliyorlar.

Soru: Çalışma hayatında mesleki uygunluk belgesi isteniyor. İşverenler bu konu hakkında ne düşünüyor?

Mehmet Kaylak: Yeterlilik belgesiyle bir kişinin bir mesleği yapabilmesi ve işinde ehlileşmesi için yerinde bir karardır.  X birisi bu işi bilmiyor ama bu işte çok para olduğunu duymuş. Bende bu sektöre dahil olayım diyor. Böyle düşünen kişilere izin verilmemesi gerekiyor. Bu işte belirli bir süre geçirip ancak bu işte usta olması gerekiyor. 

Soru: Bundan sonra çalışma hayatında sertifika istenilecek bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Mehmet Kaylak: Sektörlerde sertifika istenilmesi çok yerinde bir karardır. Kişi tecrübeliyse ve her kafasına esen isteği sektöre atılmasın. Çünkü etrafta bir sürü insan asıl mesleği olan işi yapmıyor u seferde bizim önümüze geçmiş oluyorlar. 

Soru: Yanınızda çalıştırdığınız insanlar için nasıl bir avantaj oluyor?

Mehmet Kaylak: Benim yanımda çalışan bir insanın nasıl usta olduğunu ben biliyorum. Gelip benden işveren olarak benim imzamı alması lazım ki bu adamın yeteli olup olmadığını ancak o şekilde tespit etmiş oluruz. Bu kişilerin bu şekilde sertifika alması daha sağlıklı olacak. 

Soru:  Çalışma hayatında mesleki uygunluk belgesi isteniyor. İşverenler bu konu hakkında ne düşünüyor?

Ali Kaşıkçı: Uygunluk belgesi her zaman vardı. Burası ayrı bir ülke ve buranın da kendine göre kuralları var. Bu kurallara uyulması gerekir. Daha önce sahte evraklarla iş yapabilmek için  uygunluk belgeleri sunuldu. Bunların doğru olması gerek. 
Her bireyin kayıt altına girmesi gerekiyor. nasıl ki insanların bir kimliği varsa yaptığı işinde bir kimliği olması gerekir. Bunlar 1988 meslekler yasasında olan maddelerdir. Ama nereye kadar uygulanıyor? Düşünün ki 1988 yılından bu yana otuz bir yıl geçti. Çok şeyler kat edilmesi gerekirdi. 

Soru: Bu durumların avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Ali Kaşıkçı:
Çalıştığın ülkedeki devlete saygınlığın başlar. Yaptığın işe olan saygınlığın başlar çünkü kayıt altına giriyorsun. Vergi mükellefi olmak. Yaptığın işte daha kaliteli olması için rekabet etmektir. 
Yasalarımız var ama rekabet edecek kimse yok. Bunları takip etmeleri gerekiyor. Çünkü adam yurtdışından geliyor ve meslekle alakası yok ama bir meslekte çalışırken farklı bir statü ile o iş yerine alınıyor. Bunların olmaması gerekir. Herkes okuyup farklı farklı diploma sahibi olabilir ama bir zanaatkar kolay yetişmiyor. Herkes zanaatkar olamaz. Sadece bir diploma vermekle ya da bir uygunluk belgesiyle bir yere gelinmiyor. 
Yapılması gereken çok şey var. Yasalarımız çok güzel bilhassa Kıbrıs’ta yasalar çok güzel ama herkes nemelazımcılıkta. Memlekette her branşta çok başkalaşmıştır. 

Soru: Yanınızda çalıştırdığınız insanlar için nasıl bir avantaj oluyor?

Ali Kaşıkçı: Evet avantalı bir şeydir. Çünkü çırak yetişecek ki hem ekonomiye hem de kendisine ekmek katkısı olacak. Bize gelen bütün çocuklara şunu söylüyoruz. “Çocuklar kurtlar sofrasına düşeceksiniz, çok iyi yetişmek zorundasınız, burayı devlet dairesi gibi düşünmeyin. Çünkü herkes devlete gitmeye mecburdur. Ama bizim gibi serbest meslek sahibine kimse gelmek mecburiyetinde değildir. Biz mecbur etmek zorundayız.” Bunların olabilmesi için çok yetenekli olmak gerekiyor. 

Soru:  Çalışma hayatında mesleki uygunluk belgesi isteniyor. İşverenler bu konu hakkında ne düşünüyor?

İsmail Hüseyinoğlu: Kesinlikle olması gereken bir şeydir. Eğer ki kalifiyeli eleman, kalifiyeli bir iş yeri  oluşturmak istiyorlarsa çok yerinde bir karardır. 
Her bölümün bir eğitiminin olması ve belli bir teste tabi tutulması çok doğru bir hamledir. Çünkü daha kaliteli bir hizmet verilecek. Her sektör için sertifikanın olması kaliteli bir hizmet vermek anlamında çok mantıklı bir düşüncedir. 
Bu sayede sektörlerde belli bir eğitim seviyesi almış insanlar olacak. Ne olursa olsun kişi eğitim almışsa onun için artı bir avantajdır. İşinde ustalaşmamış insanlar sektörlerde yaşamayacak. 

Hafsa Demirci (Mobilya Tasarımcısı):
Soru:  Çalışma hayatında mesleki uygunluk belgesi isteniyor. İşverenler bu konu hakkında ne düşünüyor?

Hafsa Demirci: Uygunluk belgesi ne kadar yararlı olsa dahi bir o kadar faydalı bulmuyorum. Hangi iş sektöründe olunursa olsun tecrübenin olması gerekir. Kim olursa olsun uygunluk belgesini getirdiği zaman bu kişi bana ne kadar, yarar sağlar, ne kadar iş tecrübesi vardır? Diye kriterlerden geçmelidir.
Eğitimi ve kişiler arasında mesleki olarak hem insanlara olan hitabı, sağlıklı bir şekilde kendine ne kadar fayda sağlayabilir. Bu yüzden bu konuyu ne kadar onaylasam dahi bir o kadar onaylamıyorum.
İki üç aylık bir eğitimden sonra bir belge sunmalarını istiyorsun. Tamam bu belge kişiye sunulabilir. Hem devletimiz için hem kişi için  çok güzel bir uygulamadır.

Soru: Yanınızda çalıştırdığınız insanlar için nasıl bir avantaj oluyor?

Hafsa Demirci: Onlar için güzel bir avantaj ama haksız bir avantaj. Ben bir ustayım ama benim iş ortamımda bazı uğradığım haksızlıklar olabiliyor. Çalışma sektöründe, vergi konusunda, dükkan açıp kapatmış olabilirim ama benim iş tecrübemin içerisinde yetiştireceğim elemanlar ve  iş tecrübesi az olan, parasal ve maddi olarak daha kuvvetli olan insanların benden daha üstün olup ben bunu yapabilirim deyip elemanı eksik yetiştirmesine sebep olur. 

Soru: Çalışma hayatında mesleki uygunluk belgesi isteniyor. İşverenler bu konu hakkında ne düşünüyor?

Hasan Abohorlu: Çalışma hayatında mesleki uygunluk belgesinin olması doğru bir karardır. Bir iş veren olarak ben bu kararı destekliyorum. 

Soru: Mesleki uygunluk belgesinin avantajlı ve dezavantajlı yanı var mıdır?

Hasan Abohorlu: Kalifiyeli işçi veya kalifiyeli teknik personelin çalıştırılması mesleki uygunluk belgesi açısından avantajlıdır. En azından bilen insanın çalıştırdığımızı görmüş oluyoruz. İşçi veya personel açısından da bu bir tercih sebebi olacağı için iş bulma konusunda kendisi açısından da bir avantajdır.
Dezavantajları belki şu olabilir. Mesleki uygunluk belgesi olmayan birisini daha düşük bir ücretle çalıştırabilirsiniz. Ama mesleki uygunluk belgesine sahip bir personeli doğal olarak daha yüksek bir ücretle çalıştırmamız gerekir. Ayırt edici özelliklerinden olasından dolayı bu işveren açısından da iyi bir avantajdır, İşin sürdürülebilmesi açısından mesleki uygunluk belgesine ihtiyaç vardır.

Haber ve Fotoğraflar: Esengül Aykaç
VATAN ÖZEL

Editör: Mehmet Kasimoglu