Koronavirüs salgını nedeniyle kafe, restoran, dönerci lokanta gibi işletmelerin kapatılması nedeniyle vatandaşlar, et ihtiyacını karşılamak için doğrudan kasaplara yöneldi.
Bu durum ise kasaplardaki talebi arttırdı.

Ahmet Onbaşı, “İnsanlar evde yemek yapmaya başladıkları için işlerim ikiye katlandı” dedi.

Azmi Erkasap,”Salgın başladığından bu yana dükkanımda yeni yüzler görmeye başladım. Buda beni mutlu ediyor” dedi.

Kasaplar, oteller ve restoranların açılmasıyla birlikte et fiyatlarının artışına sebep olacağını söyledi.

Mustafa Naimoğulları:
Soru: Covıd-19 salgınıyla birçok sektör ekonomik olarak etkilendi. Kasaplar olarak siz nasıl etkilendiniz?
Mustafa Naimoğulları:
Mart ayından beri ülkemizde Korona virüsüyle uğraşıyoruz. Üniversiteler, oteller, restoranlar ve toplu tüketim yerleri olmak üzere hepsi kapandı. Sadece marketler satışlarına devam etti. Toplu tüketim yerleri kapandığı için biz üretim noktasında ciddi anlamda etkilendik. Üretim, diğer birçok sektör gibi dükkanını kapatıp evine gitmedi. Süt öyle bir üründür ki sütü saklayamazsınız ancak onu ürün haline getirebilirseniz saklayabilirsiniz. Hayvanın memesinde saklayamazsınız ve o hayvanı besleyemezseniz o hayvan ölür. Siz rutin olarak hayvanınızı beslemeye devam edeceksiniz. Günün sonunda çıkacak ürüne de yer bulmak zorundasınız. Bir yandan bakıyorsunuz ki bu ülkede üretilen günlük sür mart ayı başında 420 tonken daha sonra bu süt 470 tonlara çıktı.
Üretiminde artmaya devam ettiği dönemde süt üretimi de artmaya devam ediyor. Bir yandan da lokomotif sektörlerin hepsi kapalı. İnsanlar eve kapandı. Tüketimin en az olduğu yer evdir. Bunun dışında diğer noktaların hepsi salgın yüzünden kapalıydı. 
Bir yandan kriz bir yandan da dövizdeki artış bir yandan da ürünü pazarken yaşanan sıkıntı ve öte yandan da devletinde mali yönden yaşadığı sıkıntılardan dolayı devleti de desteklemek zorunda kalıyorsunuz.  Özellikle bu dönemde çok büyük bir sıkıntı içerisine girdik. 
Etkilenme açısından biz ciddi anlamda etkilendik ve hala daha salgının ekonomimize etkileri devam ediyor. Salgının ne zaman biteceği belli değil bununla birlikte uçakların ne zaman kalkacağı da belli değil. 
Devlet olarak sektörlerin etkilenmemesi için doğru açılımlar yapmak zorundaydı ama bunu yapamadılar. Devletin bu ülkeye gelen ithal eti yasaklaması gerekirdi. Çünkü bütün dünya içine döndü ve üretimini arttırmaya çalıştı. Uzmanların konuşmasıyla üç ay sonra insanlar gıda bulmakta zorlanacak. Bizim de gıda konusunda bir sıkıntı yaşamamızı istemiyorlarsa üretimi destekleyici planlarla doğru yönetmeleri gerekirdi ama yönetemediler. Hala da bu ülkeye birçok ülkeden ithal ürünler geliyor. Biz ürettiğimizi pazarlayamıyoruz. Üretilen patates tarlada kaldı, salatalık seralarda kaldı. Bununla birlikte birçok ürünü pazarlamak gerekiyor ama biz bu ürünleri pazarlayamıyoruz. Bu durumun ciddi sıkıntısını yaşıyoruz. Bu salgının vurgunu ne zaman bitecek o da belli değil. 

Soru: Et fiyatlarının düşmesi ya da artması konusunda sizin yorumunuz nedir?
Mustafa Naimoğulları:
Her gün sosyal medyada et fiyatlarından dolayı bizleri eleştiriyorlar. Et fiyatlarının bu duruma gelmesi bizim yüzümüzden değil. Bu noktada yanlışlar nelerdir? Dünyanın her yerinde et fiyatı canlı et fiyatının 2,5 katını geçmemesi gerekir. Bugün bakılıyor ki birçok noktada 3,5-4 katına çıkan yerler var. Böyle bir dönemde herkesin özveri göstermesi gerekiyor. Biz bu kriz döneminde belediyelere birçok yardımda bulunduk. Sadece Değirmenlik Belediyesi’ne 50 ton süt ve küçük baş hayvan bağışladık ve bağışlamaya da devam ediyoruz. 
Biz halkımızın ne durumda olacağını çok iyi biliyoruz bununla birlikte devlet çalışan kesime  1500 Tl yardımda bulundu o da bir yere kadar olacak. Bugün 1500 Tl’ye bir mutfak ya da bir ailenin geçinmesi mümkün değil. Asgari ücretle geçinmek bile mümkün değil. Tabi ki devletin mali durumu da belli ve bir katkı koymaya çalıştı ama bu noktada temel gıda maddesinin artmaması gerekiyor ve bu noktada yem fiyatlarının mutlak bir suretle 1,5-2 yıl boyunca artmaması gerekiyor. Birkaç gündür akaryakıta indirim geldi bunun daha erken gelmesi gerekiyordu. Özellikle üretim yapan insanların kendi maliyetinin olduğu bir dönemde bunun yapılması gerekirdi. 
Dövizden dolayı hammadde fiyatları arttı ve bununla birlikte yem fiyatlarında artış oldu. Tüm bunlar olurken Tarım Bakanlığı hiçbir şey yapmadı. Sadece maliyetleri arttırarak üretimin devam etmesini sağlıyor. Bu noktada biz canlı hayvan ve et fiyatlarının artmaması için defalarca protokol yapılmasını teklif ettik. Kasaplar et fiyatlarını sabitlesin ki canlı hayvan fiyatları da sabit olsun. Devlette yem fiyatlarını sabitlesin, maliyetleri düşürsün ve biz 3 aya yakın olmak üzere bu konuyla uğraşıyoruz. Bununla ilgili bir protokol yapılmasını istedik. Hiç kimse bu konunu üstünde durmadı. 
Toplanıp karar almakta zorlanıyorsak et tanzim satış noktalarının mutlak suretle açılması gerekir. Bunun içinde Tarım Bakanlığına bir öneri sunduk. Şehirlere et tanzim noktaları kuralım ki hiç kimse mağdur olmasın ama yine de ortak bir sonuca ulaşamadık. 
Halkın eti daha ucuza alabilmesi için ne yapabiliriz diye bayramdan önce tekrardan bu konuyla ilgili oturup görüşmemiz gerekiyor. 
Marketlerde et satışının yasaklanması gerekiyor ve insanların eti marketten değil de direk üreticiden alması gerekiyor. Market eti kasaptan aldığı için etin fiyatı olduğundan daha ada artmış oluyor. Özellikle bu dönemde buna bir çözüm bulmamız gerekiyor. 
Barış Kuvvetleri Komutanlığı ve Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı canlı hayvanın büyük bir kısmını aldı. Hayvancımızın elinde kalan fazla hayvanı tüketilmesini sağladı. Bizde bu noktada kendilerine yardımcı olduk. İleriki günlerde bu fiyatları nasıl daha aşağı çekebileceğimizi bilmiyorum ama bu noktada birçok olumsuzluğu elbirliği ile ortadan kaldırmamız gerekiyor.
Hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak. Korona öncesi ve sonrası olarak iki döneme giriyoruz. Bundan sonraki süreç bir önceki gibi olmayacağı gibi özellikle yapılacak olan desteklenmelerin artık doğru yapılması gerekiyor. Yıllardır birçok sektöre lokomotif sektördür diye Üniversitelere, turizme sürekli para verdik ama lokomotif gitti arkasında vagon yok, lokomotif giderken arkasında olan kasaları da çekmesi gerekiyor ki bu sektörlerin de diğer sektöre faydalı olması gerekiyor. 

Azmi Erkasap
Soru: Covıd-19 salgınıyla birçok sektör ekonomik olarak etkilendi. Kasaplar olarak siz nasıl etkilendiniz?
Azmi Erkasap:
Benim dükkanım % 80’ini restoranlara iş yapıyordu. Bu yüzden çok büyük bir kaybımız var. Salgınının bizim açımızdan tek bir iyi yönü var. Salgın başladığında beri yeni müşteriler kazandık, yeni yüzler gördük. Daha önce Rum tarafına gidip et alan insanlar vardı. Şimdi bu insanların hiçbiri Rum tarafından etini alamıyor. Dövizin artmasıyla Rum tarafındaki et fiyatlarıyla buradaki et fiyatları arasında çok bir fark görünmüyor. Bu da insanların bu taraftan et almasına neden oldu. Bizdeki et fiyatları ile marketteki et fiyatları arasında dağlar kadar fark var. 
Ben Kasaplar Birliği As Başkanıyım. Biz birliğimiz kurunca bütün ada genelinde et fiyatlarını biz belirleyeceğiz. Marketlerin bu faşist fiyatlarını aşağıya çekeceğiz. Eğer bunu başarırsak hiçbir zaman halkımız gidip te Güney’den et alma ihtiyacında olmayacak. Restoranların, Otellerin kapılı olması bizim için çok büyük bir zarar oldu. İleri ki günlerde paket servisleri açılacak milim de olsa bize katkısı olacak fakat salgın boyunca her gün mali olarak büyük zarara girdik. Dediğim gibi dükkanımın büyük bir cirosu restoranlar sayesindeydi. 

Soru: Et fiyatlarının düşmesi ya da artması konusunda sizin yorumunuz nedir?
Azmi Erkasap:
Bizim amacımız zaten fiyatları düşürmek ama daha birliğimizi daha tam anlamıyla kuramadık. Birliğimizi kurduğumuzda 120 Tl’ye bir pirzola almayacaksınız, 90 Tl’ye alacaksınız. Birliğimiz kurulduğu zaman fiyat artışı çok fazla olan kasaplara cezalar keseceğiz. Ben üreticiyi de haklı buluyorum. Etin daha fazla yükselmemesini istiyoruz. Turizm açılırsa etin fiyatları daha pahalı olur. Oteller, restoranlar kapalı kaldığı takdirde etin fiyatı bu şekilde kalır. İki ayda ekonomik olarak çok büyük zararlar verdik. 

Ahmet Onbaşı: 

Soru: Covıd-19 salgınıyla birçok sektör ekonomik olarak etkilendi. Kasaplar olarak siz nasıl etkilendiniz?
Ahmet Onbaşı:
Salgın boyunca sürekli çalıştım. Benim işim ikiye katlandı. Daha önce insanlar dışarıdan yemeklerini temin ediyordu şimdi ise her yer kapalı olduğu için kasaplara daha çok talep oldu. Birde Rum tarafı kapalıydı insanlar etlerini oradan alamıyordu. Herkes kendi evinde yemek yapmaya başladı.

Soru: Et fiyatlarının düşmesi ya da artması konusunda sizin yorumunuz nedir?
Ahmet Onbaşı:
En fiyatları şimdilik artmaz. Çünkü oteller, restoranlar kapalı. Eğer ki salgın olmasaydı Hazirandan sonra et fiyatları tekrardan artmaya başlayacaktı. Et şuan normal fiyatta seyrediyor. Geçen sene pahalı olmasının sebebi; geçen sene yemin torbası 110 Tl kuzu 28-30 Tl, bu sene yemin torbası 87 Tl kuzu 40 Tl olmasıyla üreticinin yem fiyatları düşerse fiyatında da düşüş görülür.
Haber ve Fotoğraflar: Esengül Aykaç

Editör: Mehmet Kasimoglu